Trilyonluk IoT pazarını unuttuk, gitti

Kemalettin BULAMACI
Kemalettin BULAMACI Ters Köşe kemalettin.bulamaci@dunya.com

Geçen sene sonunda yapay zekâyı konuşmaya başladık. Daha önceki yıl metaverse ve web 3.0 konuşuyorduk. Pandemi döneminde yazılım, telekom ve süper uygulamalar gündemdeydi. Çokça da çip krizini konuştuk.

Ondan önceki dönemde ise konuştuğumuz yenilikçi konu, nesnelerin internetiydi (IoT).

IoT konusunu yeniden hatırlamakta fayda var.

2022 yılında global olarak yaklaşık 545 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşan endüstrinin, 2023 yılında 662 milyar dolar büyüklüğe ulaşması bekleniyor. 2030 yılına kadar ise yıllık ortalama yüzde 26 büyüme ile üç trilyonu geçmesi öngörülüyor.

Otonom sürüşe sahip araçlar gelişirken ve pazar payını artırırken, dünyada 5G teknolojisi üretim tesislerine girmişken, bu kadar büyük bir endüstrinin, birden odağımız dışına çıkması normal mi? Konuya uzak olanlar için, IoT konusunu, kendi yaklaşımımla özetlemek isterim.

Nesnelerin İnterneti dediğimiz olay, otomobilde, üretim tesislerinde, tarlada kullandığımız sensörlerin internet bağlantılı olanları. Kavram, bu kadar basit değil ama basit şekilde kendi yaklaşımımı özetlemek istedim.

Bu sensörlerin, topladığı verileri internet ortamında merkezlere iletip, merkezde bu verilerin analizinin gerçekleştirilerek doğrudan sahaya bilgi olarak aktarılması inanılmaz yenilikleri, uygulamaları da beraberinde getiriyor. Otonom araçlar bunun en görünün örneklerinden. Robotik üretim, başka bir örnek.

Daha şubat ayında yaşadığımız deprem felaketine karşı can kaybını engelleyebilecek teknolojiler de buna örnek. ABD’de, California Eyaleti, orman yangınlarını engellemek, yangınlara anında müdahale etmek için IoT cihazları, sensörleri yoğun yangın bölgelerine yerleştirmeye başladı.

Hem sürdürülebilirlik, hem verim artışı hem de üretim artışı için gerekli temel konsept. Kullanım alanı tarımdan, doğal afet izlemesine, robotik üretim süreçlerinden savunma sanayiine, otonom araçlardan bira tasarrufuna kadar genişleyebiliyor.

Yanlış okumadınız, bira tasarrufu. Hem de bunu yapan bir Türk şirketi.

Can Algül tarafından kurulan Pubinno, Japonya’da, İspanya’da, Kanada’da ve Türkiye’de günlük 120 bin bardak bira servis edilen fıçı bira muslukları tasarlamış. Diğer içeceklerin servisi için de kullanılıyor.

Can Algül’ün verdiği bilgiye göre her bir fıçı içecekte, sıradan musluklar kullanıldığında yüzde 20’nin üzerinde bir kayıp söz konusu. Pubinno’nun ürettiği, IoT temelli musluklarla bu kaybın önüne geçiliyor. Basit ve işlevsel bir fikir. ABD başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinden aldıkları onlarca ödül var. Yiyecek içecek endüstrisine yön veren ilk 100 şirket arasında gösteriliyorlar.

Günde 120 bin bardak bira, yaklaşık 40 bin litre yapıyor. Önlenen kayıp ise günlük 8 bin litre.

ABD’nin ikonik mekanlarından Madison Square Garden da Pubinno musluklarını tercih etmiş. Slyvester Stallone’nin kült film serisi “Rocky”i bilenler, bu mekânın önemini de anladılar.

ABD’nin New York şehrindeki, spor ve sergi sarayı Madison Square Garden. Spor müsabakalarından konserlere kadar her türlü organizasyonun yapıldığı bir mekân. Burada servis edilen her bir içecek, Pubinno musluklarından akacak. Bu mekânın tercih ettiği teknolojinin ABD’ye yayılması da kuvvetle muhtemel. Kısaca, Türkiye’ye de döviz akacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
BiTaksi, kimin olur? 22 Nisan 2024
Abonelik ekonomisi 15 Nisan 2024
Mutlu yıllar internet 18 Mart 2024