Trump kazandı, Davos kaybetti

Osman ULAGAY
Osman ULAGAY DÜNYA GÖZÜ

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) yıllık toplantısının son gününde WEF Kongre Merkezi’nin büyük toplantı salonunu dolduran küresel elitler alışık olmadıkları bir manzarayla karşılaştılar. Davos’a gelmeden gündeme damgasını vuran ABD Başkanı Donald Trump’ın konuşacağı sahnede, göz alıcı lacivert üniformaları ve beyaz püsküllü tören şapkalarıyla dikkat çeken bir marş bandosu yerini almış bulunuyordu. AP ajansının haberine göre ABD Başkanı’na sıra dışı bir karşılama töreni yapmak isteyen WEF Başkanı Klaus Schwab’ın eşi Hilde Schwab, 214 yıl önce kurulmuş bulunan Landwehr of Fribourg bandosunun yöneticisini aramış ve Trump’ın marşlarla karşılanması sağlanmıştı.

Schwab’ın ve Trump’ın hesabı

İş dünyasından siyasetçi ve akademisyenlere uzanan bir yelpazede adını dünyaya duyurmuş seçkinleri her yıl Davos’a çekmeyi başaran Klaus Schwab, ABD Başkanı Trump’ın bu yılki toplantıya katılmasının Davos’a gösterilen ilgiyi artıracağını düşündüğü ve bunun için her türlü fedakârlığı göze aldığı anlaşılıyor.

Dr.Schwab’ın hesabı doğru çıktı, Trump’ın bu yılki toplantıya katılması manşetlere taşınan bir olay haline geldi ve ABD Başkanı’nın toplantının son gününde yapacağı konuşmayı kaçırmak istemeyen Davos müdavimleri dönüş tarihlerini erteleyerek Kongre Merkezi’nin salonlarını doldurdu. Başkanlık için yürüttüğü seçim kampanyası sırasında küresel elitleri ve Davos çevresini suçlamış olan Trump’ın nasıl bir konuşma yapacağı merak ediliyordu.

Trump’ın Davos’a çağrılmış olması bile aslında bir zaferdi onun için. ABD’de tanınan milyarder bir işadamı olmasına karşın Başkan olana kadar hiç Davos’a çağrılmamış, WEF’in makbul kişiler listesine girememişti. Başkanlığının ilk yılında kendi ülkesinde müthiş eleştirilmesine, hatta alaya alınmasına karşın, ilk yılını başarıyla tamamlamış bir Başkan olduğunu Davos kürsüsünden dünyaya duyurarak zaferini taçlandırmak istiyordu Trump.

Trump neyi başardı?

Trump, kendisini dinleyenlerin belki de çoğunluğunu oluşturan iş dünyasının önde gelen temsilcilerinin, küresel şirket CEO’larının kolaylıkla anlayacağı ve paylaşacağı bir başarı hikâyesi anlattı konuşmasında. İş dünyasının ve sermayenin ne istediğini bilen bir Başkan olarak özel sektörü engelleyen regülasyonları nasıl budadığını, vergileri nasıl düşürdüğünü, sermayeyi ABD’ye çekmek için neler yaptığını, bu icraatının borsaları nasıl yeni rekorlara taşıdığını anlattı. Kendisini dinleyenlerde tepki uyandıracak küreselleşme ve Davos karşıtı çıkışlar yapmaktan ise kaçındı.

Salonda bulunanların izlenimine göre Trump’ın konuşması kendisini dinleyenlerin çoğunluğunda büyük bir coşku yaratmadı ama Trump’ın kendi çizgisinde başarılı olduğunu ve ciddiye alınabileceğini düşünenlerin sayısı arttı galiba.

Trump’ın kendi çizdiği çerçeve içinde başarılı olduğu söylenebilir. Başkan seçildiği andan itibaren sermaye dostu olarak algılanması, söylemiyle ve yaptığı icraatla bu izlenimi güçlendirmesi, borsalardaki yükselişin yeni rekorlara tırmanmasında etkili oldu. ABD borsalarındaki coşku dünya borsalarını da etkiledi ve küresel ekonomideki iyimserlik arttı. Küresel ekonomide senkronize büyümeden söz etmek mümkün hale geldi.

Dünya Ekonomik Forumu’nun çelişkisi

Biraz da risk alarak Trump’ı Davos’a getiren Klaus Schwab da ABD Başkanı’nın başarısını kutlayanlardan biriydi ve Trump’ı Davos camiası içine çekmiş olmaktan memnundu her halde. Dünya Ekonomik Forumu’nun ana hedefi “Sermayenin Başarısını Desteklemek” olarak belirlenmiş olsaydı söylenecek bir şey olmazdı ama öncelikli hedefinin “Dünyanın Durumunu İyileştirmek” olduğunu belirten ve dünyanın temel sorunlarının ortaklaşa bir çabayla çözülmesini öneren Dünya Ekonomik Forumu’nun bu yılki toplantısının Trump’ın başarı hikâyesiyle noktalanması büyük bir çelişki oluşturuyor. ABD’nin iklim değişikliği anlaşmasından çekilmesini sağlayan, ABD’de eşitsizliği daha da artıracak bir vergi reformu yapmakla övünen, yaptığı çelişkili açıklamalarla dünyadaki gerilimi tırmandıran ve büyük bir savaş çıkması riskini artıran bir ABD başkanını kucaklamanın Dünya Ekonomik Forumu’na bir şey kazandırmayacağı, tersine çok şey kaybettireceği söylenebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar