Türkiye’nin ufku: 10 yıldan 10 güne

Osman ULAGAY
Osman ULAGAY DÜNYA GÖZÜ

Yeni bir yıla iyimser beklentilerle girmeyi herkes ister. Ancak zorlama bir iyimserlikle yaratılan olumlu beklentilerin daha sonra büyük düş kırıklıklarına yol açma olasılığının yüksek olduğunu unutmamak gerekir. 

Türkiye 2014 yılına, kendilerini dev aynasında görenlerin hayali senaryolarla yarattığı aşırı iyimserlik havasının giderek derinleşen bir kötümserliğe dönüştüğü ortamda girdi. Türkiye’de ekonomiyi çok iyi yönettiği ve siyasi istikrarı koruduğu ileri sürülen AK Parti(AKP) iktidarının en az 10 yıl daha ülkenin kaderini belirleyeceği izlenimi yaygın kabul görürken şimdi her türlü olasılığın tartışılmaya başlandığı bir belirsizlik ortamına girmiş bulunmaktayız.  Türkiye, 2023 hedeflerini konuşan, megalomaninin sınırlarını zorlayanların 2071 hedeflerini bile dillendirdiği bir ülke iken, şimdi 10 gün içinde neler yaşanacağını merak eden insanların ülkesi oldu. Döviz kurlarındaki ve borsadaki günlük iniş çıkışlara bakıp “batıyoruz muyuz” diye soranlara, “hayır batmıyoruz, bakın piyasalar toparlandı” diye cevap verme gereğini duyan bakanların bulunduğu bir ülke haline geldi.

2014 yılına bu ortamda girilirken iyimser olmak kolay değil ama aşırı iyimserlik  balonunun patlamış olması, ekonomide ve siyasette gerçeklerle yüzleşmenin kaçınılmaz hale gelmesi aslında gelecek için umudun başlangıcı olabilir. 

Ekonomideki patinaj

Gerçeklerle yüzleşmeye ekonomiden başlamak gerek çünkü en abartılı başarı hikayeleri ekonomiyle ilgili olarak yazıldı, en hayalci hedefler ve iddialar bu alanda ortaya kondu. Türkiye 2023 yılında 25.000 dolarlık kişi başına gelir düzeyine erişecek ve dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girecekti. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 3,500 dolar dolayında olan kişi başına gelir(kişi başına GSYİH) düzeyinin 2008 sonunda 10,500 dolar düzeyine yükselmesi AKP iktidarına umut vermiş, küresel krizden çıkışın çabuk olması da bu umudu artırmıştı. 2009’da 8,500 dolara düştükten sonra 2010’da yeniden 10,000 doların üzerine çıkan kişi başına gelirin hızlı yükselişini sürdüreceği varsayılmıştı. Bu verilere dayanılarak AKP iktidarının Türkiye ekonomisinin büyüklüğünü üçe katladığı söylemi geliştirildi ve geleceğe dönük iddialı hedefler belirlendi. 

Kişi başına gelirin 3,500 dolardan 10,500 dolara çıkması küçümsenecek bir başarı değildi ama Brezilya gibi bazı diğer ‘Yükselen Pazar’ ülkelerinde yaşanan olgu Türkiye’de de yaşanmış, ülke parasının, Türkiye örneğinde TL’nin ABD doları karşısında değer kazanması dolar cinsinden ifade edilen gelir artışlarının yüksek görünmesine yol açmıştı. Şimdi geçen yıl başlayan yeni süreçte birçok ‘Yükselen Pazar’ ülkesinin parasının ABD dolarına karşı değer kaybettiğini, Türkiye’nin ise son gelişmeler sonucunda parası en hızlı değer kaybeden ülke haline geldiğini biliyoruz. Yani gelir artışlarının dolar cinsinden yüksek görünmesini sağlayan mekanizma şimdi tersine işleyecek ve Türkiye’nin kişi başına gelir rakamını aşağı çekecek. TL'nin dolar karşısındaki değer kaybı hızlandıkça bu etki daha da artacak. Bunun sonucunda da beş yıldan beri 10,500 dolar dolayında patinaj yapan Türkiye’nin geleceğe dönük büyük hayalleri daha da çok sırıtacak.

Siyasetteki yeni dönem

AKP iktidarının en az 10 yıl daha Türkiye’nin kaderini belirleyeceği inancı ilk olarak Gezi olayları sırasında sarsıldı. İktidarın olaylara verdiği tepki aslında Türkiye’nin geleceğine yön verecek iradeye ve özgüvene sahip olmadığını gösterdi. Olan biteni içeride ve dışarıda yuvalanmış ihanet odaklarıyla açıklama çabası içeride ve özellikle dış dünyada, AKP iktidarının geleceği konusunda ciddi kuşkular yarattı. 

17 Haziran’da başlayan süreç ise AKP’nin iktidarda kalmasını sağlayan iktidar bloğunun kendi içindeki büyük ayrışmayı açığa çıkarttı. AKP yönetimi ile Gülen Cemaati arasındaki karşılıklı suçlamalar ise 11 yıllık AKP iktidarının pek çok uygulamasına gölge düşürdü ve bütün bu dönemin yeniden değerlendirilmesini gündeme getirdi.

2014 yılı bu yeni gerçeklerle yüzleşmeyi kaçınılmaz hale getirdiği için ilginç gelişmelere sahne olabilecek yıl olmaya aday görünüyor.        

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar