50 yıllık madenci Kurmel’den değerlendirme

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Necati Kurmel’i uzun yıllar halıcı olarak bilirdim. Sonra, Develi’deki çiftliğini gezdiğim de hayvancılık yatırımlarıyla ilgili  sohbet ederken “50 yıllık madenciliğini anlatmasını” istedim. Kabul edince, Özlem Ermiş Beyhan ile ziyaretine gidip madenciliğini dinledik. 1966 yılında çiftçilik yaparken Adana’da madenciliğe başlamış. “İlk ekmeği madenden yediğim için aklım fikrim madencilikte. Oradan kazandığım parayla Saray Halı ve Saray Hayvancılığa da girdim. Bugün İstanbul satılsa ilgilenmem, ama madenle ilgim var. Kromun ton fiyatı 2007’de 600 dolar düzeyindeyken Aladağ’da 100 milyon dolarla Türkiye’nin en büyük krom zenginleştirme tesisini kurduk. 5000 nüfuslu Aladağ ilçesinde her evden insana iş verdik. İlçede 1050 kişilik istihdam yarattık. Kromun fiyatı son dönemde tonda 300 doların altına indi. Bunun üzerine bir yandan daha zengin alanlarda çalışmak için talepte bulunduk. Bir yandan da tesisi ayakta tutmak için İstanbul’da 400 daire satıp, destek verdik” diyerek bir durum değerlendirmesi yapıyor.

Kurmel, “Türkiye’de madenciliğin zor günler geçirdiğini”, 16 Haziran Kararnamesi’yle tüm izinlerin Başbakanlığa bağlanması sonrasında hem izin uzatmalarının, hem yeni izinlerin alınmasında zorluklar gündeme geldiğini belirtiyor. Birçok madencinin çalışmak için izin beklediğini söylüyor. Kendilerinin de Aladağ’da daha zengin krom alanında  çalışma izni beklediklerinin altını çiziyor.

Çinlilerin, Türkiye’de madencileri tek tek gezip, kim zorda, kim ocağını devredecek durumda, kim fabrikasını satmak istiyor, onu araştırdıklarını söyleyen Kurmel, tüm madencilerin  bir yandan, “Bırakın çalışalım, kazanıp vergimizi ödeyelim” dediklerini, bir yandan da Eximbank destekleriyle çalışmalarının kolaylaştırılmasını istediklerini belirtiyor.

Kurmel, Başbakan’dan randevu isteyerek madencilerin sorunlarını anlatmak istediğini, fakat içinde bulunulan sıkışık gündem nedeniyle bundan vazgeçip görüşlerini yazılı olarak gönderdiğini açıklıyor.

Kurmel, Başbakan’ın Van’da 40-50 milyon liralık yatırım yapacak babayiğit aradığını söylediğini, kendisinin aklının fikrinin “madende” olduğu için Bitlis’te 10 milyon dolara bir bakır maden sahası satın aldığını oraya, “Başbakan’ın sözünü ettiği büyüklükte yatırımı yapma kararında olduğunu”,  ama izin alamadığını söylüyor. Elazığ’da aldığı krom sahasında da yatırım iznini alamadıklarını açıklıyor.

Kendi yaşadıklarının benzerlerini bütün önemli madencilerin yaşadığını belirten Kurmel, “Sanki madencilik utanılacak bir sektör gibi davranılıyor” diyor. Bir an evvel sektörün eskisi gibi çalışabilir duruma getirilmesini için izinlerin kuralına uygun verilerek, çalıştırılmasını istiyor. Madenleri kim çalıştırırsa çalıştırsın bir kazanç ortaya çıkacağı için, vergi vererek, ülke ekonomisine ve istihdamına destek olunacağını söylüyor.

Kurmel’in “Madencilik sektörüne aşık, 50 yıllık  bir madenci”olarak bize anlattıkları, Başbakan’a mektubunda yer alan sektör adına istekleri ve Özlem Ermiş  Beyhan’ın yazısındaki, “Madencilik sektörünü ayağa kaldıracak formülü” içinde yer alan önerileri madencilik sektörü adına önemli ve ciddiyetle ele alınması gereken konular olduğu inanıyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar