Türkiye-AB dış ticaretinde GB sonrası gelişmeler ve cari açığımız

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Yazılarımda daha önce de çalışmalarına değindiğim Ali Eşiyok, Avrupa Çalışmaları dergisinde ayrı baskı olarak yayınlanan Türkiye AB dışticaretinde Gümrük Birliği sonrası gelişmeleri içeren ve bunun cari açığa etkisini dile getiren makalesini göndermiş. Bu makalede yer alan bazı saptamaları sizinle paylaşmak istiyorum.

 -Türkiye-AB dış ticaretinde Gümrük Birliği sonrası önemli aşınmalar yaşanmış. 1996’da AB’nin ihracatımızdaki payı yüzde 54.1 iken 2012’de 15.3 aşınma ile yüzde 38.8’e gerilemiş. Aynı şekilde AB’den ithalatımız da yüzde 18.7 aşınma ile 55.7’den yüzde 37’ye düşmüş. 

-Bunun sonucunda sanayi girdisi ve mamul malda Gümrük Birliği’nden yararlanan Çin, Hindistan, Uzak doğu Asya ülkeleri Türkiye’ye karşı rekabet güçlerini yükselterek iç piyasamıza büyük ölçüde nüfuz ederek, ülkemize olan 4.3 milyarlık ithalat değerlerini hızla artırarak 2012 yılında 44.6 milyar dolara yükseltmişler. 
-Bunun yanında giderek öne çıkan diğer Asya ülkeleri, enerji ihracatçısı Rusya ve Azerbaycan’dan yaptığımız enerji ithalatımız da 1996’da 3 milyar dolar iken 2012 yılında 34.7 milyar dolara yükselmiş durumda. Bu artış enerjide zorunlu dışa bağımlılığımızdan kaynaklanırken, buna karşın Asya ülkelerinden girdi ve mamul mal ithalat artışı Gümrük Birliği’nden kaynaklanarak, dış ticaretimizi artırmış ve cari açık üzerinde baskı oluşturmuştur. 

-Teknoloji düzeyine göre Türkiye’nin AB karşısında sadece düşük teknoloji sanayi katagorisinde rekabet gücü yüksek, diğer katagorilerde ise rekabet gücü ya marjinal sınırlarda ya da düşük olduğu gözlemleniyor. Türkiye’nin AB karşısında 33 sektörden sadece 5 ‘inde gıda-içecek, tekstil-giyim, metalik olmayan mineraller imalatı, deniz taşıtları onanımı ve yapımı alanlarında rekabet gücü yüksekken, 20 sektörde düşük, 8 sektörde marjinal sınırda oldukları görülüyor. 

-Oysa UNİDO sanayi rekabet endeksine göre, Türkiye’nin rekabet gücü AB-27’ye üye AB çekirdeğini oluşturan Almanya ve Fransa dışındaki birçok üyenin üzerinde bir yapıya sahip. Bu da üyelik açısından Türkiye için bir kısıt olmadığını gösteriyor. Eşiyok, vardığı sonucu da, önerisini içeren şekilde şöyle ortaya koyuyor: 

“Türkiye 1980’li yılların başında dünya ekonomisine teknolojisi basit emek yoğun sektörler temelinde eklemlenmiş, sonraki yıllarda uygulanan politikalar üretimin ve ihracatın teknoloji düzeyini yükseltmede başarılı olamamıştır. Bu bağlamda Türkiye’nin AB’ye yönelik ihracatı teknolojik düzeyi de esas olarak düşük ve orta gelir teknolojilere dayalı gelişmiş, yüksek teknoloji içerikli sektörlerde rekabet gücü düşük kalmıştır. Bu çerçevede özellikle rekabet gücü düşük bulunan sektörlerde rekabet gücünün yükseltilmesine yönelik sanayi stratejisinin hazırlanıp uygulanması gerekmektedir. Hazırlanacak sanayii stratejisi çerçevesinde, imalat sanayi yüksek katma değer üreten, ileri teknoloji içerikli sektörler temelinde yeniden yapılandırılmalı, üretimin ve ihracatın ithalata bağımlılığı düşürülerek dış ticaret açığı ve dolayısıyla cari açık azaltılmalıdır.” 

NOT: Cuma günkü yazımda yer alan pamuktan konfesiyona fiyatlandırma konusunda Adanalı bir tekstil üretici ve ihracatçısı dostum firmalarının araştırmalarının kilo başına dolar sonuçlarını bana gönderdi. Paylaşıyorum: pamuk 1.64, Pamuk ipliği 3.57, pamuklu mensucat 8.23, havlubornoz 9.23, yatak çarşafı 9.55, örme kilot–pijama 13.61, perde 13.99, örme iç giyim 24.62, dokuma gömlek 31.25.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar