Bürokrasinin “Herkes kaçakçı herkes suçlu” düşüncesi son bulmamlıdır

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Mersin’de antrepoları kulanmalarına  “kırmızı et kaçak kaçakçılığı” sonrası yasak getirilen beyaz etçilerin sorununu dile getirdiğim, “Devlet yasak yerine çözüm göstermelidir” yazımla ilgili birçok destek e-postası aldım. Düşüncelerini özetlemem gerekirse, “Önemli ihracat hedefi olan ülkemizde bürokrasi ‘herkes kaçakçı herkes suçlu’ gözlüğüyle iş dünyasını ihracatçıyı değerlendirmesiyle, bizi hedeften uzaklaştırıyor” değerlendirmelerini aktarmam gerekir. Gelen e-postalara bakınca, “Bir dokun bin ah işit” durumuyla karşılaşmış oldum.  

Bu yakınmalarını aktıranlardan birisi, Türkiye’nin bakliyat ihracatında önemli yeri olan, uzun süredir tanıdığım  bir firmanın  ve sektörün  yöneticisiydi. Şimdi birlikte ona kulak verelim:
“Ağabey çok önemli bir konuya değinmişsin. Artık bu durum öyle bir hal almıştır ki, serbest bölgeler, ankrepolar, ihracat, ithalat yani ülkemizi 500 milyar dolara taşıyacak işlemlerin hepsi tehlike altındadır.

Şu anda ‘Benim dediğim olacak. Herkes kaçakçıdır, herkes suçludur’ zihniyeti ile kararların alınması ve ihracatın transit ticaret yapanların sorunlarını  dinlemeden, kendilerine sunulan raporlara tarafsız bakıp, değerlendirmeyi beceremeyenlerin verdikleri olumsuz cevaplar bizleri gerçekten üzüyor.

Bu durum ülkemiz ihracatını olumsuz etkiliyor, geriye itiyor. Binbir zorlukla kazanılan pazarlar bir karar, önümüze konulan bürokratik engellerle kaybadiliyor. Bu tür kararlarla milyon dolarlık sektörler yok edilmekte.

Bakarsanız dünyanın her yerinde kaçakçılık olayları var. Devletlerin görevleri bunları yakalayıp cezalandırmak. Her yerde bunu yapıyorlar, çürükleri kaçakçıları yakalayıp ayıklıyarak sektörlere engel getirmeden yola devam ediyorlar.

Bizde de olması gereken bu. Ama öyle olmuyor, sektörler cezalandırılıyor. Sektör liderleri bu konuda raporlarla başvurular yapsalar da netice sıfır. Kaçakçılık yapan kişilerin yanı sıra, sektörleri bütünüyle cezalandıran kararlar sürüyor. Alınan kararlar bir bakanın, bürokratların iki dudağı arasında kalıyor. 

Buna son verilmeli. Yani sorunların çözümü sadece talimatlarla olmaz. Günün şartlarına göre, gerekirse bazı kararlar, bazı talimatlar revize edilir. Kararların eksileri artılarından fazla olursa, böyle kararların revize edilmesinin zorunluluğu ortaya çıkar.

Daha canımızı sıkan çok şeyden söz edebilirim. Ama biliyorsun benim şiarım ‘Güzel Türkiyem için çalışmaktır.’ Bu nedenle burada noktayı koyayım. Azimle, yılmadan tüm çarpıklıklara ve bürokrasinin engellerine, duymayan kulaklarına rağmen ihracatımızla ilgili çalışmalarımız devam etmekte, devam edecek...”   

Bana göre, bu tablo ihracata engel bir sorun olduğunu gösteriyor. Bunun için  ilgili bakanlığın da, ilgili bürokratların da konuyu bir kez daha ele alıp, tarafsızlıkla, çözüm getirmek için sektör temsilcilerine kulak verip sonuca ulaşmaları, ihracatı tıkayan engelleri kaldırmaları gerekir.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar