Dijital sigortacılık bize uyar mı?

Can KANTAR
Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

Teknolojik gelişmeler yaşamımızın her alanında ve bu gelişmelere ilgi hızla artıyor. İnternet kullanımı ve kullanıcısı ile dünyada önde gelen ülkelerinden biri olduk. Bu gelişmelerin sigorta sektörünü de etkileyen birçok yönü var. Sigorta sektörü müşteriye hızlı ulaşma, poliçe düzenleme, hasar bildirimi, tazminat ödenmesi gibi daha birçok konuda teknolojiyi yakından takip ediyor. Sektörün son günlerde tartıştığı “dijital sigortacılık” kavramı ile konu bir başka boyuta taşındı. Dünyada sigortaların internetten satın alınması süreci pek istenildiği seviyelerde değil. Sadece İngiltere’de sabit paket ürünler internetten satılabiliyor, gerisi müşteriye dokunarak, acente ve brokerler tarafından gerçekleştiriliyor. Dünyanın dev yazılım şirketinin yöneticisinin dijital sigortacılık alanında görüşleri tepki görmüştü. Yazılım firması, “Dünyada bu yönde bir gelişim var. Türkiye de buna ayak uydurmalı” diyor. Diğer taraftan acenteler tepki gösterince “Bu sistemin içinde acentelerin de olması gerektiğini gördük, bunu geliştirerek pazara sunacağız” dediler. Daha ne denilmeliydi?

Dijital sigortacılık alanında yatırım yapan Generali Sigorta’nın girişimi de tepki çekti. Sonrasında Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, Hayatımız Sigortalı Dergisi’ne yaptığı açıklamada “Sigorta marketlerde bile satılabilir” dedi ve Gülen’e de tepki gösterildi. Sigorta şirketleri diyor ki, “Ben pastayı büyütmek istiyorum. Banka, internet, çağrı merkezi, broker, acente fark etmez…” Sayın Gülen’in söylediği gibi, “Neden eczanede sağlık sigortası, markette ferdi kaza gibi basit bir ürün satılamasın…” Diğer taraftan prim üretiminin yüzde 70’ini gerçekleştiren acenteler ise “Kim nerede satarsa satsın, ama bunu bizimle fiyat rekabetine girerek yapmasın. Bankada farklı koşullar sunarak acenteler saf dışı bırakılmasın. Haksız rekabet olmasın. İnternetten satılacaksa da fiyatı bizden ucuz olmasın” diyorlar. Onlar da ekmeklerinin derdinde. Fakat bu teknolojik gelişmelere bütçe ayırmak yerine lüks otomobillerle gezip, ‘bizden başka kimse sigorta satmasın, beşinci kattaki acenteme gelip sigorta yaptırılsın’ gibi bir düşüncenin de tarihe karıştığını belirtmem gerekiyor. 

Bir acente derneği yöneticisi de dijital sigortacılığın konuşulduğu toplantıda İsrail örneğini vererek dijital sigortacılığa yatırımın o kadar da geri dönüş alamayacağını söyledi. Konu şöyle, İsrail sigorta pazarında bir şirket tüm acentelerini feshedip sadece dijital sigortacılık yapmış. Sonuçta 4 yıl sonra pazardan yüzde 1.5 pay almış. Yöneticimizin konuya yapılan yatırımın değmediğini iddia ettiğini anladım. Fakat benim anlamadığım konu, Türkiye’de yüzde 1.5 pazar payın olsa ilk 17 şirket arasına giriyorsun. Geride 30 şirket kalıyor. Şimdi tam İsrail’deki örnek gibi olmasa da dijital sigortacılığa  yatırım yapan Generali’nin pazar payı yüzde 1 bile değil.  Bir yerinden başlanamaz mı? Denildiği gibi “Bir gün gelecek deniliyordu ya, o gün geldi artık” Teknolojik gelişmelerden korkmak yerine ayak uydurmak gerekmez mi? 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar