Garanti Anadolu Sohbetleri’nden 94’üncüsü Dersim bana ne söyledi

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Garanti Anadolu Sohbetleri’nden 94’üncüsü Dersim bana ne söyledi Garanti Anadolu 
Sohbetleri’ni 12 yıldır sürdürüyoruz. Ben, her toplantı sonrası yazılarımda kentle ilgili bir özet cümle ile değerlendirme yapıyorum, Bunu Tunceli- Dersim için de yaparak yazıma başlayayım: “Dersim, medeni, yeşillikler ve sular içinde bir kent. Hayvancılıktan, balcılığa, peynir ve organik tarıma kadar imkanlara sahip. Ama kent halkı devletin kendilerine “üvey evlat” muamelesi yaptığına inanıyor ve bunda haklı olduklarını örneklerle ortaya koyarak tepkilerini dile getiriyor. Kente dışardan gelen bizler gibi herkese karşı da yakınmalarını dile getiriyorlar... 

Haklı oldukları konular da var, abarttıkları da... Türkiye’nin her yerinde olan mera parasından yakınırken, bunu sadece kendilerinden alınan adeta bir “ceza parası” gibi görüyorlar. Bu konuyu tartışırken, devletin meraya “hela yapması” isteğine kadar konuyu uzatıyorlar. 

Kentlerindeki güvenlik güçlerine ödenen paralar ve azalan nüfus nedeniyle kişi başına gelirleri izafi olarak yüksek göründüğü için teşvik listesinde 6. değil 5. Bölge illeri arasında yer almalarının yarattığı olumsuzluğu bir başka haklı şikayet olarak ortaya koyuyorlar. Bütün bunlar onlarda bir üvey evlat duygusu yerleşmesine yol açmış ve ellerinde olan üretim imkanlarını iyi değerlerdirememe sonucunu getirmiş. 

Garanti Sohbeti konuşmacıları, hem kentin üretim imkanlarının altını çizdiler, hem destek vermeye hazır olduklarını belirttiler, hem de devlete küskün yapıdan morallenerek çıkmalarını istediler. 

Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, önemli zorluklar yaşadıkları kendi kooperatifleşme deneylerini anlatıp, kooperatifl eşerek önemli kazanımlar elde edebileceklerini, hayvancılık, sütçülük- peynircilik ve balcılıkta başarı sağlayabileceklerini anlattı. 

Ekolojik Tarım Organizasyonları Derneği Başkanı Atilla Ertem, kentte yaptığı araştırmaların ilk gözlem sonucunu, “Tunceli’ye özgü üç ana kriter öne çıkıyor. Ekolojik tarım, ekolojik turizm ve ekolojik toplayıcılık” diyerek ifade etti. Ertem, “Hayalim bir gün Tunceli’nin çiftliklerinde üretilen balların, keçi peynirinin, fasulyenin masalara konulduğu markalı lezzetler haline gelmesi” diyerek üretilen değerler üzerine tüketim yapılmasının öneminin altını çizdi. Ertem, tarım-turizm ve toplayıcılığın bir arada bulunduğu bir bölge olarak kentin bir cazibe merkezi olabileceğine inandığını söyledi. 

Tunceli’nin bir köyünden çıkıp gittiği Almanya’da bir temizlik şirketi kuran, şirketini Türiye’de de genişleten Aynur Boldaz Özdemir ise kendi ilginç öyküsünü anlatarak, moralli ve dirençli olmalarını önerdi. Birçok imkana sahip olan kentlerindeki ortak girişimlere destek olma sözünü verdi. 

Prof. Dr. Asaf Savaş Akat da 5 bini aşkın öğrencisiyle Tunceli Üniversitesi’nin bölgenin organik gelişimine büyük katkı sağlayabileceğini işaret etti. İstanbul’da birçok Dersimli girişimci arkadaşının olduğunu belirten Akat, “Bölgedeki kurum ve sivil toplum örgütleri öne çıkarak girişimcileri desteklemeleri gerekiyor” önerisinde bulundu. 

Dersim’de çevreye kıvılcım saçacak, bölge imkanlarından yararlanarak, başarılı üretim örnekleri ortaya koyacak örnek girişimlere ihtiyaç var. Doğru devlet destekleri de buna eklenebilirse, halkın kendini üvey evlat görmesi sona erebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar