İthal faturasının düşündürdükleri...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Enerji ithalatının yüksek faturasını yıllardır “cari açığın temel unsuru” olarak görüp, diğer ithal kalemlerin yarattığı durumu rahatlıkla  “görmezden” geliyoruz.

Akadaşımız Naki Bakır’ın 2013 yılının 10 aylık döneminde ithalat faturasını ele alan haberi “ezberimizi bozup”  bizim bu konuyu bir kez daha düşünmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Toplam ithalatın içinde enerji ürünlerinin payının, bir yıl öncesine göre yüzde 25.4’ten yüzde 22’ye 50.6 milyar dolara  gerilemesine karşın, enerji dışındaki ürünlerin ithalatı, yüzde 10 artışla 177.8 milyar dolara yükselerek 228.5 milyar dolarlık ithalatın yüzde 78 seviyesine ulaşmış durumda.

Dışa bağımlılığımızın yüksek olduğu enerji ürünleri ithalatının 2013 yılının ilk 11 ayındaki faturası bir yıl öncesine göre yüzde 7.8 oranında düşmesine karşın, enerji dışı ürünlerin toplam ithalatı yüzde 10 artış gösterince hem dış ticaret açığı hem de cari açık geçen yıla göre artış göstermiş durumda. 11 aylık dış ticaret açığımız yüzde 17 artışla 89.8 milyar dolara yükselirken, ocak-ekim döneminde 51.9 milyar olan cari açık ekim sonunda 60.9 milyar seviyesine ulaşmış durumda. Bu trendle gitmesi halinde yıl sonunda cari açık 63-64 milyar dolara yükselmiş olacak. Bu da cari acığın GSMH’ya oranının yüzde 7.7 veya 7.8 olarak gerçekleşeceği anlamına geliyor. Oysa, OVP’ye göre 2013 yılı beklentisi  yüzde 7.1 oranında 58.8 milyar dolar olarak öngörülüyordu.

Bu tablo bizim ithalatın alt kalemlerine bakmamızı gerekli kılıyor. 11 aylık dönemde ithalat yüzde 5.4 artarken, imalat sanayi ürünleri ithalatı yüzde 10.7, tüketim malları ithalatı yüzde 13.5, binek otomobil ithalatı yüzde 26.9, dayanıklı tüketim malları ithalatı yüzde 13.5, yarı dayanıklı tüketim malları ithalatı da yüzde 14.7 seviyesinde artış göstermiş. Bütün bu kalemler 11 aylık ithalat artışının çok üstünde seyrederek, dış ticaret açığımızı ve cari açığımızı yukarı çeken kalemler olarak ortaya çıkıyor.

Peki, yapılması gereken ne?

Yüksek enerji faturamızı düşürebilmek için bir yandan binalarımızın yalıtımını artırırken, daha az enerji ile daha yüksek verime sahip olan ev aletleri kullanımını teşvik etmeliyiz. Sanayide de iş süreçlerini gözden geçirerek enerjide tasarruf alanlarını ve üretimde yerli hammadde ve aramalı kullanımını teşvik  edici projeler geliştirmeliyiz. Ayrıca, enerjide daha çok yerli kaynağa ve yenilenebilir enerjiye dayalı projelerle dışa bağımlılığı azaltmaya dönük projelere destek vermeliyiz.

Fakat genelde, alacağımız önlemlere karşın, enerjide dışa bağımlılığımızın süreceğini bilerek, hareket etmeliyiz.  Dış ticaret açığını ve cari açığı azaltma yolunda, ondan çok daha önemli olan enerji dışı alanda dışa bağımlılığımızı azaltacak hammade ve ara malı kullanımını teşvik edici uygulamaları hayata geçirmeliyiz...

Aslında bu alanda geç kalınmış olunsa da bazı uygulamalar gündeme geliyor. Bunlardan birisi, bu yıl uygulamaya giren Kamu İhale Yasası’nda yerli ürüne avantaj sağlayan yüzde 15 fiyat farkının “zorunlu” hale gelmesi. Yerli hammad de ve ara malı kullanımının artması, ithal girdinin azalması için bu kararın kamuda eksiksiz uygulanması ve denetimi çok önemli olacaktır.

Yerli hammadde ve ara malı kullanımının artması yolunda özellikle KOBİ’lerin üretimlerinin desteklenmesi de doğru sonuçlar verebilir. İthal girdileri azaltıcı, yerlerine yerli üretimin ikame edilebileceği bütün alanlarda geliştirici çalışmalar yapılmalıdır...  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar