Karar almadan sonucunu hesaplamak gerekir

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

 

Kumarhane yasağı ile "Kumarhane turizmi" yönünde tur düzenleyen "Tur operatörleri" kendileri için "iş fikri" olarak değerlendirdikleri "Kürtaj turizmi"nin yasa kararının hayata geçmesiyle başlayabileceğini açıklıyorlar. Ve yılda 30-40 bin kişinin "Kürtaj turizmi" paketinden yararlanarak yurt dışına gidebileceğini belirtiyorlar. 3-4 günlük kürtaj turizmi için Kırım'da yaptıkları ön anlaşmalarda fiyatın 300 euro olarak belirlendiğini söyleyerek, yıllık maliyetin 900 milyon euro olabileceği tahminini yapıyorlar. 

Bir karar almadan önce yöneticilerin bunun sonucunun ne olabileceğini önceden hesaplaması gerekir. Tur Operatörleri Platformu sözcüsü Cem Polatoğlu, kürtajın yasaklanmasının kendileri için "İş fikri" olduğunu ve Kırım'da 3 hastane ile ön anlaşma yaptıklarını, yasaklamanın hemen ardından "Kürtaj turizmi"nin başlatılabileceğini açıklıyor. "Ne yasaklanırsa bize yarıyor" diyerek "Kumarhane yasağı" sonrasında hemen Kıbrıs ve Bulgaristan'a başlattıkları "Hafta sonu kumar turizmi" konusunu hatırlatıyor. Bu da bizi karar almadan sonucu hesaplamak gerektiği sonucuna götürüyor.

Ama önce Polatoğlu'nun "Prensipte Kırım'da otel ve hastanelerde yaptıkları ön anlaşmalara göre yılda 30-40 bin kişinin kürtaj turizmine katılabileceği" tahmininin sonuçlarını ele alalım. 3-4 günlük "Kürtaj turizmi'nin maliyetin kişi başına 299 euro olacağını belirtiyor. Yani kaba bir hesapla yasaklama sonrası yıllık "Kürtaj tuirizmi"nin ülkemize faturası 9 milyon euro olarak hesaplanıyor. Bu hesap daha önceki "Kumarhane yasağı"nın sonuçlarına sahip Tur operatörlerince yapıldığı için dikkate alınması gereken bir konu.

Bu "Kumarhane yasağı"nın tartışıldığı dönemde Turizm eski bakanlarından dostum Bahattin Yücel ile konuşmuştum. Kendisine Telaviv'de bindiğim bir otomobilin şöförünün yasak öncesi Antalya'ya beş kez kumar turizmi kafilesinde geldiğini anlatıp, "Kontrollü bölgelerde yabancılar için kumarhaneli oteller" olmasının turizm açısından düşünülmesi gerektiğini belirtmiştim. Yücel, "Ben böyle kontrollü bir kumarhane turizmini Kapadokya gibi özel bölgelerde yoğunlaştırmayı düşündüm.  Ama bazı partili arkadaşlarımızın ve koalisyon ortağımızın karşı çıkmasıyla bu proje hayata geçmedi. Önemli bir turizm gelirinden mahrum kaldık" diyerek yaşanan olumsuzluğu ortaya koymuştu. Dün bu konuda yanlış hatırlamış olabileceğim için Yücel'i tekrar arayıp konuştum. O eski konuşmamızı hatırladı ve o arada bana "Esas gelişme kürtaj turizminde değil, sezeryan turizminde olur. Özellikle Kıbrıs'a sezeryanla doğum yaptırmaya gidenler için turlar başlar" dedi.

Türkiye'de birçok kent "Sağlık Turizmi"nde kendileri imkan yaratmaya çalışıyor. Antalya'da bazı turizm firmaları gelen turistlerin bir bölümüne diş ve göz tedavisi içeren paketler sunuyor. Şanlıurfa hastanesi"Kalp ameliyatlarında" öne çıkarken, buna bağlı "Sağlık turizmi" konusunda özellikle Ortadoğu ülkeleri için bir merkez olabilecekleri düşüncesi dillendiriliyor. Hastaların Arapça dil sorunu yaşamayacaklarının önemli imkan yaratacağının altı çiziliyor. Gecen hafta gittiğim Malatya'da "Karaciğer nakli" konusunda hastanelerinde önemli bir birikim olduğunu, birçok hastanın yurt dışından geldiğini ve bunun "Sağlık Turizmi" açısından kentlerine büyük fırsat yaratacağına inandıklarını söylediler. İzmir Balçova'daki başarıdan sonra birçok kentte kaplıca imkanlarıyla  "Sağlık Turizmi"ne yatırım yapıyor…

Türkiye'de birçok kent sağlık turizminde kendileri için imkan yaratmaya çalışırken bir kürtaj yasaklama kararıyla yıllık 9 milyon euroluk ülkemizden dışarıya bir turizm hareketinin başlayabileceği tahmini, bir karar alırken önceden sonuçlarının hesaplanması gerektiğini ortaya koyuyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar