“Ama mutlaka gelin buğday konuşacağız”

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Ne zaman buğday konusunda bir haber okusam aklıma Atilla İlhan’ın “Mustafa Kemal’in Sofrası” şiirindeki buğdayı önemseten dizeleri gelir. Buğday bizim en önemli tarım ürünümüzdür.

“Hadi gel sahaflar çarşısına uğra da gel / Unutma bir tutam ışık getir sofraya / Bir avuç Fikret getir, bir yürek dolusu Mustafa Kemal / Kalpakları tozlu paşaların çığlıklı gözlerinden / Bir tutam Kuvay-ı Milliye mavisi / Bir avuç umut getir dedik ya / En iyisi / Sofraya buyrun sofraya / Buğday konuşacağız.”

Arkadaşımız Hüseyin Gökçe’nin haberinden 20.5 milyon tonluk buğday rekoltesinin TMO tarafından 2 .6 milyon tonunun yüzde 12.8’inin 2 milyar 409 milyon lira ödenerek üreticiden alındığını öğreniyoruz.

Türkiye 2000 yılından bu yana ortalama 20 milyon ton civarında buğday üretiyor. 2000 yılında 94 milyon dönüm buğday ekim alanı varken, 2016 yılında yüzde 16.4 azalarak ekim alanı 7.8 milyon dönüme inmiş durumda, buna karşılık dönüm başına verim yüzde 11 artış göstermiş.

Türkiye bu üretimine karşılık yılda yüzde 75’i Rusya'dan olmak üzere yaklaşık 3 milyon ton buğday ithal ediyor. Bunun nedeni Türkiye’nin dünya buğday unu ihracatında ilk sofrada yer alması. 2013 yılında Türkiye 2.1 milyon ton un ihracatı ile 947 milyon dolar gelir elde ederken, dünya un ihracatı içerisindeki payı yüzde 19’a ulaşmış. İhraç un kalitesini geliştirmek için Türkiye her yıl kendi üretiminin yüzde 15’i kadar buğday ithalatı yaparak, un kalitesini yükseltmekte ve un ihracatını artırmakta.

Uluslararası Hububat Konseyi dünya un ithalatının 2014-15’te 12 milyon 480 bin ton olacağı tahminini yaparken, bunun 2 milyon 250 bin tonunun Türkiye tarafından karşılanacağı tahminini yapıyordu. Bu da bizim dünya un ihracatında ilk sırada olma özelliğimizin sürmekte olacağını ve payımızın yüzde 20’lerde seyredeceğini gösteriyor.

Bunu sürekli kılmak ve artırabilmek için buğday ekim alanlarımızı daraltmamamız mümkünse artırmamız gerekiyor. Ayrıca unluk buğday kalitemizi geliştirici çalışmalar yaparak, ithalatla paçal üretimle artırdığımız kaliteyi, yerli olarak elde etmemizi sağlamamızın çalışmalarını yapmalıyız.

Un Sanayicileri Federasyon Başkanı Erhan Özmen, son yıllarda Asya ve Afrika’da birçok ülkeye un ihracatı gerçekleştirerek, ihracatlarını yüzde 100 artırdıklarını ve yüzün üzerinde ülkeye 1 milyar dolarlık ihracat yaptıklarını belirtiyor.

Bütün bunlar buğday üretiminin bizim için önemini ortaya koyuyor.

Yazıma nokta koyarken ben yine Atilla İlhan’ın şiirinin son dizelerine döneyim : “Yarın akşam gelin / Ama mutlaka gelin / Buğday konuşaçağız.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar