Ne şiş yandı ne kebap

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Önceliği savunma güvenliğine veren iki ekibin randevusunda Trabzonspor ile Fenerbahçe 0-0 berabere kaldı. 90 dakikanın geneli itibariyle konuşacak olursak, topun hâkimi ezici bir üstünlükle sarı-lacivertli takımdı ama bunun ana sebeplerinden bir tanesi, Vahid Halilhodzic’in takımına uygulattığı kompakt düzendi. En uçtaki Yatabare de dâhil olmak üzere topun arkasına geçen Trabzonspor, alan parselasyonu ile Fenerbahçe’ye kendi yarı alanında hiç genişlik bırakmadı. Fenerbahçe ise birinci ve ikinci bölgesinde çok pas yaparak bence biraz aldatıcı istatistiklere imza attı. Bu yüzdendir ki, topa sahip olma oranları neredeyse %70’e 30 Fenerbahçe lehine iken, tehlikeli gol pozisyonu bakımından iki takım hemen hemen eşitti. Karşılaşma öncesi “Fenerbahçe’nin 10 maçını izledim” diyen Halilhodzic belli ki dersine iyi çalışmış. Sarı-lacivertli takımın en önemli hücum silahları olan Sow, Kuyt ve Emenike’ye boş alan bırakmamayı temel felsefe olarak benimseyen Trabzonspor, bu prensibi başarıyla sahaya yansıtınca Fenerbahçe’nin ofansif etkinliğini minimize etti. Maçta Fenerbahçe’nin yarattığı tehlikelere baktığımızda, geriden gol bölgesine giren Mehmet Topal’ın şutlarını görüyoruz. Bu tür kapalı defanslara karşı anahtar vazifesi görebilecek Diego ise henüz hücumdaki partnerleriyle uyum yakalayamamış vaziyette. Bu sebepledir ki, maç içinde Sow ve Emenike ile senkronizasyon problemleri yaşadılar. 

Cebine 0-0’ı koyarak oynayan Trabzonspor, aradığı kontratak fırsatlarını nadiren yakaladı ve bu esnada Constant’ın oyun görüşünden ve Waris’in süratinden yararlanmak istedi. Görünen o ki, ilerleyen haftalarla birlikte bordo-mavili ekibin “çok can yakan” bir takım olma potansiyeli var yalnız yakın gelecek Trabzonspor ve Vahid Halilhodzic açısından kontenjan problemini işaret ediyor gibi. Bordo-mavili ekipte yabancı futbolcular ile yerlilerin kalitesi arasında göz ardı edilemeyecek derecede bir fark var. Örneğin; Medjani ile Constant “topu kazanmanın” ve “kullanmanın” iki parlak temsilcisi gibi. Üçlüye Salih Dursun girince sanki bir şeyler eksik kalıyor. Ya da sağ bek mevkinde Bosingwa’nın yedeğinin Zeki Yavru olması gibi. O zaman bindirme ve hücum gücünüz iyiden iyiye azalıyor. Bu nedenle, Vahid Halilhodzic’in sezon boyunca her maçı bir satranç hamlesi gibi ayrı ayrı analiz edip rakibe göre doğru kadrolar kurması gerekeceğini düşünüyorum. Bosingwa, Belkalem, Papadopoulos, Medjani, Constant, Waris, Cardozo, Yatabare… Bu gruptan herhangi bir beşliyi gözü kapalı oynatabilirsiniz ama gözlerinizin kapalı olduğu esnada takıma girecek diğer beşli (Onur hariç) için benzer şeyleri söylemek zor. Uzun lafın kısası, bu sezon Trabzonspor’un ligde çizeceği performans eğrisini Halilhodzic’in ustalığı belirleyecek. Açıkçası gelişmeleri merakla bekliyorum. 

Fenerbahçe açısından ifade edilmesi gereken en elzem tespit, Diego’nun bir an evvel takıma ısındırılması. Evet, belki ligdeki her takım Trabzonspor kadar başarılı biçimde alan daraltıp oyunu kilitleyemez ama bir çilingire ihtiyaç duyulduğu anlarda Brezilyalı yıldızın sazı eline alması gerekecek. Bir de iyiden iyiye göze batmaya başlayan saha içi tartışmalarına yol yakınken el koymak gerekiyor. Bunu İsmail Kartal mı yoksa Aziz Yıldırım mı yapar bilemiyorum ancak mesele derinleşip “otorite boşluğu” yaratmadan evvel önlem alınsa Fenerbahçe açısından iyi olur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016