Orta düşük ve düşük katma değerli ihracat

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

İhracatımız içersinde düşük ve orta düşük katma değerli ürünlerimizin payı yüzde 62.1 iken, yüksek teknolojili ürünler yüzde 2.7 oranında kalıyor. Uzmanlar bunu değiştirmek için bilgi teknolojileri eğitimine ve Ulusal Yazılıp Programına ihtiyaç olduığunu söylüyorlar.             

Ülkemiz ihracatına baktığımızda yüksek teknolojili ihracatımızın yüzde 2.7 oranında iken, düşük ve orta düşük ihracatımızın toplamın yüzde 62.1 oranını oluşturduğunu görüyoruz. Uzmanlar bu konuda gelişme için “bilgi teknolojilerinde ilerleme sağlayacak eğitim” ile “Ulusal yazılım programlarının” desteklenrmesi gerektiğini öneriyorlar.

Hasan Ersel,  İktisat Toplum’ Dergisi’ndeki makalesinde “Türkiye’nin bütün anlatılanların aksine Ar-Ge alanında yeterli hamleyi yapmadığını” belirtirken, Ar-Ge yatırım oranlarının OECD’ortalamasının üçte biri, Çin’in yarısı seviyesinde kaldığının altını çiziyor.

Bunun sonucunda teknoloji üretmek yerine, ithal ettiğimizi belirterek, “İhracat için de payı artan otomotiv gibi orta teknolojili malların, küresel üretim ağı içindeki şirketlerce yapıldığı” Ersel tarafından açıklanıyor. Buna bağlı olarak , kullanılacak teknolojinin içerde değil, “Dışsal” konu olduğu, bu şirketlerin üretimi ülkemizde yaparlarken, teknolojik geliştirmede ülkemizi seçmediklerini açıklıyor.
Ersel, dünya ekonomisinde imalatın Doğu Asya’ya kaymasına karşın, katma değeri yüksek, bilgi yoğun alanlarda gelişmiş ülke tekelinin devam ettiğini örneklerle ortaya koyuyor: Çin 1987 başlattığı projede, WS-10 turbofan uçak motorunu üretemeyince Rus yapımı Lyulka-Satrun AL-31 FN motorunu kullanma kararı almışlar. Hindistan 1986’da başladığı Hal Tejas savaş uçağı motor üretimi çalışmasında başarısız kalınca, Amerikan General Electric motorurnu almak zorunda kalmışlar.
Yazılım 3. Sanayi Devrimin’de imalat sanayiinin belirleyici unsuru olduğu için devlet teşviğinin yeterli olduğu konusunu değerlendiren, Amerika Bilimsel Araştırma ve Eğitim Merkezi Başkan Yardımcısı Dr. Fuat Alıcan, daha geniş perspektif öneriyor:

“Konu bütünsel bir şekilde ele alınmalıdır. Devlet desteğinden ibaret sayılmamalıdır. Yasalar ve teşvikler bir Ulusal Yazılım Programı çerçevesinde yapılmalıdır. Hangi alanda teknoloji üretimi arzulanıyorsa o alanlara yazılım desteği verilmelidir. Başarılı üç ülke İrlanda, İsral ve Hihdistan örneklerinin ortak paydası hedef sektör ve Pazar sorununa dönük çözüm üretmektir. “

Dr. Alican, yazılımın cari açığı kapatma aracı olmadığını, esas işlevinin sürüdürlebilir kalkınma olduğunu belirterek, bunun için niş sektörlere yoğunlaşıp, yakın ve sınır komşuların hedeflenmesi gerektiğini açıklıyor.

Uzmanlar, yazılımda teknolojiyi “dönüştürücü şirket” türlerine ihtiyaç olduğunu, bunların, beden dilini algılayarak, algoritma yazabilme yeteneğiyle sistem tasarlayıp, buluş yapabildiklerini belirtiyorlar.
Teknodloji üretimi bir politika irdadesi ortaya koyma sorunu olduğu için, bu iradeyi ortaya koymadan önce neyin hangi aşamada yapılması gerektiğinin planlanmasını  öneriyorlar.. Türkiye’nin yüksek teknolojili ihracat amaçlarken, bilgi teknolojileri eğitimine ve “Ulusal Yazılım programına” ihtiyacı olduğunu belirtiyorlar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar