Üretimsiz bir model: Ekonotürko

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Rahmetli Erbakan yıllar önce demokrasi konusunda “mış gibi” yapmayı eleştirirken “demoratürko” deyimini ortaya koymuştu. Arkadaşımız Hüseyin Gökçe’nin haberinde “Üretim tüketim ve tasarruf aynı anda artar mı?” Sorusunu yanıtlayan ekonomistlerin görüşlerini okuyunca ben de üretime dayalı kalkınma yerine “mış gibi” yapıldığı düşüncesine kapılarak, Erbakan’ın deyimine galat üretimsiz model için “ekonotürko” değimini ürettim... 

Bu deyimi üretmeme son dönemde ben dahil birçok yazarın “gayrimenkul, tüketim ve görkemli kamu projelerine dayalı büyüme modelinin hormonlu olduğu ve üretime dayanmadığı için sağlıklı olmadığı eleştrilerimiz” neden oldu.

Son yıllarda büyümemiz, Cumhuriyet ortalaması 4.9 olan büyümesinin hep altında kalıyor. Yüzde 3-4 arasında salınıyor. Bu da sadece büyümenin istenen seviyede olmaması sonucunu getirmiyor. Yeterli yeni yatırımı, üretimde gelişmeyi, ihracatta artışı, işsizlikte azalışı, istihdamda gelişmeyi sağlayamamıza neden oluyor. Bir süreden beri içine girdiğimiz orta gelir tuzağı ve orta teknoloji tuzağından çıkamamamıza yol açıyor.

Onun için son dönemde sürekli olarak üretim, üretim, üretim, diyoruz. Büyümede üretime dayalı yeni modele dönülmesi gerektiğinin altını kalın çizgilerle çiziyoruz...

Gökçe’nin haberinde görüş bildirenler arasında, "Üretim-tüketim-tasarruf birlikte artar mı"sorusuna  üretim konusunun önemini vurgulayarak yanıt veren Mahfi Eğilmez, “Bu iş ancak üretimi artırırsak olur. Üretim artışı GSYH’yı artıracağı için, bunun doğal sonucu olarak tasarruflar artar. Türkiye üretirse istihdamı artıracağı için, bunun dolaylı sonucu olarak hem tüketim hem de tasarruf artar” diyerek değerlendirmesini yapıyor.

Prof. Taner Berksoy ise düzgün kurgulanmış bir teşvik sistemiyle üretimin artabileceğini belirtiyor.Yürürlükteki teşvik sistemin her yerde her şeyin teşvikini öngördüğü için başarılı olmadığını söyleyerek, “Her şeyi teşvik ederseniz hiçbir şeyi teşvik edemezsiniz”değerlendirmesini yapıyor. Meclis'e gönderilen düzenlemelerde teşviklerin makrodan mikroya yönelmesini olumlu gördüğünü belirtiyor.

Dr. Cahit Sönmez, ancak belli koşulların oluşmasıyla üretim, tüketim ve tasarrufun aynı anda artabileceğini belirtiyor. Bu konuda özellikle harcanabilir gelirin yüksekliğinin ve gelir dağılımı adaletinin önemli olduğunu söylüyor. Kaç kişinin asgari ücretle geçindiği ve asgari ücretin alım gücünün önemli olduğunun altını çiziyor.

Prof. Erdal Tanas Karagöl, ekonominin geçmiş yıllardaki probleminin tasarruf açığı olduğunu belirterek, üretim artırma çalışmalarının önemli olduğunu söylüyor. Artan üretimin sadece iç tüketimi değil, ihracatıda artırması gerektiğini vurguluyor ve “Bu aslında mükemmel bir döngüdür” sonucuna varıyor.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli ise siyasi iradenin çok güçlü olduğunu belirterek, üretim, tüketim ve tasarrufun aynı anda artabileceğini söylüyor. Varlık Fonu kurulmasının bu kapsamda önemli olduğunu açıklıyor.

Haberde yer alan görüşleri özetleyerek size sunarken, ben de Eğilmez’in söylediği gibi, “Bu iş ancak üretim artırışıyla olur” diyorum ve ekliyorum, "Bizim büyümemizi üretim ağırlıklı hale getirerek üretimsiz ekonotürko’dan kurtulmalıyız. Ancak o zaman orta gelir ve orta teknoloji tuzaklarını aşarız...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar