AB ve ABD’nin elektrikli araç ikilemi

Emrah LAFÇI
Emrah LAFÇI Ekonominin Doğası emrah.lafci@dunya.com

Avrupa Birliği ülkelerinde otomo­tiv sektöründe direkt ve dolaylı ola­rak çalışan kişilerin sayısı 13.8 milyon. Bu sayı Avrupa Birliği toplam istihdamı­nın %6.1’ini oluşturuyor. Bu 13.8 milyonun 2.6 milyonu direkt olarak işin imalat tara­fında yer alıyor. Bu da Avrupa Birliği top­lam imalat istihdamının %8.5’ini oluştu­ruyor.

ABD’de otomotiv sektörü imalatın­da yer alan çalışan sayısı 9.7 milyon ve bu da özel sektör istihdamının %5’ini oluştu­ruyor. Bu sayılar muhtemelen sektörün ne kadar önemli olduğuna ilişkin ipucu veri­yordur. Hal böyle olunca sektörde yaşana­cak bir dönüşüm çok fazla tarafı etkiliyor. İşte elektrikli araç devrimine ve bunun yansımalarına da bu gözle bakmak gereki­yor. Son dönemde ABD’de, Avrupa’da gör­düğümüz özellikle elektrikli araçlara iliş­kin getirilen tarifelerin sebebi de sektörün ülke ekonomileri içindeki önemi.

Fakat bir taraftan da yeşil dönüşümün olmazsa ol­maz ön koşullarından biri içten yanmalı motorlu araçlar yerine elektrikli araçların konabilmesi. Batı ülkeleri de yeşil dönü­şüme ilişkin hedeflerini yerine getirmekle otomotiv endüstrilerini korumak arasında sıkışmış gözüküyorlar. Kasım’da ABD’de gerçekleşecek seçimlerde Trump’ın seçil­mesi durumunda ABD’nin tercihini yeşil dönüşüm hedeflerinden yana yapmayaca­ğına kesin gözüyle bakılıyor.

Elektrikli araçların payı

Uluslararası Enerji Ajansı’nın “Global EV Outlook 2024” adlı raporunda elektrik­li araçların gelişimine ilişkin çok çarpıcı bilgiler var. Bunların bir kısmına bakalım. 2024’te toplam satılan her beş araçtan bi­rinin elektrikli olması bekleniyor. Bu da 17 milyon araç demek. 2024 ilk çeyrekte 2023 ilk çeyreğe göre toplam elektrikli araç sa­tışlarının büyümesi %25 seviyesinde ger­çekleşti.

Tabii ki dünyanın her yerinde bu büyüme hızı aynı değil. Yukarıda saydığım sebeplerle bazı ülkeler doğal olarak bu de­ğişime ayak diriyor. 2024’te ABD’de elekt­rikli araçların pazar payı %11 iken, Av­rupa’da %25 ve Çin’de %45 seviyesinde. Özellikle hükümet destekleri Çin’de elekt­rikli araçların payının gelişiminde önemli bir etken oldu. Bunun yanında altyapının hazır hale getirilmesi de bu araçların yay­gınlaşmasını kolaylaştırıyor.

Şarj istas­yonlarının eksikliği ülkemizde de elektrik­li araçların tercih edilmesinin önündeki en önemli engel. BYD yatırımının açıklanma­sının ardından Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın yaptığı açıklama­larda şarj istasyonlarının yaygınlaştırma çabalarının yoğunlaşacağına ilişkin beya­natı önemliydi. Umarım bu konuda hızla yol alınır.

Satışlardaki artış hızı bütün bir araç sto­kunun değişimi için yine de önümüzde yol olduğunu gösteriyor. 2035’te artık iç­ten yanmalı motorlara sahip araçların sa­tılmayacağı ve bütün satışların elektrikli olacağı senaryosunda bile; 2030’da Çin’de trafikteki her 3 araçtan birinin, Avrupa ve ABD’de her 5 araçtan birinin elektrikli ol­ması bekleniyor. Dolayısıyla geleneksel tipteki araçların bir süre daha bizimle be­raber olacağını, bu dönüşümün iki tip ara­cın birlikte var olacağı on yıllarda gerçek­leşeceğini söyleyebiliriz.

Ne kadar ucuz o kadar talep

Elektrikli araç sahibi olmak istemenin çevreyi koruma, yakıt tasarrufu, modaya ayak uydurma gibi sebepleri olsa da, sek­törel dönüşüm yaratacak kadar talebin artması için ilgili araçların muadili içten yanmalı araçlara göre daha ucuz olmaları gerekiyor. Ekonominin her alanında çalı­şan nedensellik burada da çalışmış gözü­küyor. Yukarıda alıntıladığım rakamlar­da Çin’in bu kadar önde olmasının nedeni de bu fiyat avantajı.

2023’te Çin’de satılan elektrikli araçların %60’ı muadilleri olan içten yanmalı motorlu araçlardan da­ha ucuz. Avrupa ve ABD’deyse elektrikli araçların muadillerine göre %10 ile %50 arasında daha pahalı olduğunu görüyo­ruz. Bu da dönüşümün ilgili ülkelerde nis­peten yavaş olmasının en önemli nedeni. Diğer taraftan son dönemde gelen yüksek tarifeler bile Çin menşeli elektrikli araçla­rın ABD ve Avrupalı muadillerinden daha maliyetli olmasını sağlayamadı. Kim bilir ABD ve Avrupa’daki dönüşümün de ana taşıyıcısı Çin olur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Bu insanlar ne istiyor? 03 Nisan 2025