Anayasa Mahkemesi'nin makul sürede yargılanma hakkının ihlallerinin kabulü ile ilgili kararı

Rüknettin KUMKALE
Rüknettin KUMKALE rkumkale.ymm@gmail.com

Anayasa Mahkemesi'nin mülkiyet ve makul sürede yargılanma hakkının ihlallerinin kabulü ile ilgili kararı

Resmi Gazete'nin 25.01.2018 tarih ve 30312 sayılı sayısında Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 21/12/2017 Tarihli ve 2014/2267 başvuru sayılı kararı yayımlandı.

Bu başvuruda, başvurucu, mahkemece hükmedilen alacağın değer kaybına uğratılarak ödenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının; yargılanmanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmektedir.

1. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

Başvurucu mülkiyet hakkının ihlali iddiası yanında munzam zararın tazminine ilişkin davada delil olarak dayandığı icra dosyalarının bulunamaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir. Bununla birlikte başvurucunun temel şikayeti alacağının değer kaybına uğratılarak ödendiğine ilişkindir. Bu sebeple başvurucunun makul sürede yargılanma hakkı dışındaki bütün iddialarının mülkiyet hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilmezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeni de bulunmadığı anlaşılan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

Başvurucunun mülkiyet hakkı kapsamındaki alacağının enflasyon karşısında önemli ölçüde değer kaybına uğratılarak ödendiği anlaşıldığından başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklendiği kanaatine varılmıştır. Bu tespite rağmen derece mahkemelerinin başvurucunun zarara uğradığını ayrıca ispatlaması gerektiği yönündeki katı yorumu nedeniyle somut olay bakımından kamunun yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında kurulması gereken adil dengenin başvurucu aleyhine bozulduğu değerlendirilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 35. Maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
(İki üye bu görüşe katılmamıştır)

2. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia:

Başvurucu, munzam zararının tazminine ilişkin olarak açtığı davanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilmezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeni de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

Başvurucu, munzam zararın tazminine ilişkin davayı 16.03.1995 tarihinde açmış olup davanın Yargıtay'ca karar düzeltme talebinin reddedildiği 26.12.2013 tarihinde sona erdiği anlaşılmaktadır.

Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olaydaki yaklaşık 18 yıl 9 aylık yargılamanın süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. Maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. Hüküm

Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna. (İki bu konuda karşı oy kullanmıştır)

Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna, (oy birliği ile karar verilmiştir)

Anayasa'nın 35. Maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine, (İki bu konuda karşı oy kullanmıştır)

Anayasa'nın 36. Maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine oy birliği ile

Karar verilmiştir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İnovasyon 16 Ekim 2019
İşletme sermayesi 16 Temmuz 2019