Aşk mektupları paraya dönüştürülebilir mi?

Feyzan E. TOP
Feyzan E. TOP KARŞI PENCERE feyzan.ersinan@dunya.com

Geçtiğimiz perşembe akşamı Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde şahane bir tiyatro oyunu izledik. Aslında ülkemizde Şubat 2011’de Kent Oyuncuları tarafından ilk kez sergilenen bu oyun o zaman beklediği ilgiyi bulamasa da perşembe akşamı Zorlu PSM’nin koltukları hınca hınç doluydu. Sebebi ise sihirli bir isimde saklıydı; Gerard Depardieu... 

2011’de Müşfik Kenter ve Kadriye Kenter’in canlandırdıkları “Aşk Mektupları”nın karakterleri ülkemizde çok beğenilmedi. Sebebi şüphesiz izleyicilerin bir masa etrafında değil de yüz yüze hatta kimi zaman hareketlerle oyuncuların performans sergilemesini istemesiydi. Hoş bugün de oyun ilk yazıldığı şekliyle oynanıyor. A.R. Gurney’in yazdığı 1988 yılına ait eser, Melissa Gardner ve Andrew Makepeace Lad III isimli iki çocuğun birbirine yazdığı masumane mektuplarla başlıyor. “Size çay içmeye gelebilir miyim?”ler zamanla yerini aşka ve kıskançlıklara bırakıyor. Melissa uçarı-kaçarı bir tipken, Andrew hep ayakları yere basan biri oluyor. Zengin ama örselenmiş, anne-babası ayrı, annesinin alkolik üstelik hiç kızıyla alakalı olmayan bir kadın olması Melissa’yı yanlış evliliklere ve alkolizme itiyor. Tüm bu süreci yazdığı mektuplardan okuyoruz. Yine iki kızı olmasına rağmen, bunalımlı hali çocuklarının da kendisinden uzaklaşmasına sebep oluyor. Bir süre Amerika’da yaşıyor. Avrupa’yı geziyor ama bir türlü mutlu olamıyor. Hayata tutunmasının ardında sadece Andrew’den aldığı ve ona yazdığı mektuplar var. 

Andrew ise ayakları yere basan bir hayat kuruyor. Annesi çocukken; “Bu arkadaşlığınız geleceğin için verimli olabilir” dese de Andrew, bir süre Japon bir kızla beraberliğinin ardından Jane isimli bir kadına aşık olup, dört çocuk sahibi bir baba oluyor. İşinde de kariyer yapıyor. Senatör oluyor. Ancak onun da aklının bir köşesinde hep Melissa oluyor. Ondan mektup almadığında endişeleniyor. Nitekim birkaç sefer buluşmayı başarıyorlar. Ancak bu yasak aşk başlarına bela oluyor. Melissa ne kadar görüşmek istese de Andrew kariyerini ve ailesini düşünerek buluşmamayı, yazışmayı yeğliyor. “Her şeyden çok sana yazmaya bayılıyorum. Sana yazdığım zaman kendimi gerçek bir aşık gibi hissediyorum. Sana elceğizimle, kendi kalemimle ve tüm yazarlık hünerimle yazdığım bu mektup sadece ve sadece ‘benden’ geliyor sana. Böylece kendimi sana sunuyorum... Beni yırtıp atabilirsin, saklayabilirsin veya bugün, yarın, yahut ölene kadar istediğin kadar durup durup okuyabilirsin.” 

Elbet bu aşk karşısında saygın duruş Melissa’nın sabrını zorluyor ve bir gün Andrew, hayatının aşkının canına kıydığı haberini alıyor. Yıkılıyor ama gelin görün ki “Yaşadığımız dünyada sorumluluklar var, pişmanlıklara ise yer yok” diyor Andrew Melissa’nın annesine yazdığı son mektubunda. Agatha Natanson ve Gerard Depardieu’nun hayat verdiği oyun yaklaşık iki saat ve arasız sürdü. Seslendirme tahmin edebileceğiniz gibi müthişti. İstanbul’un pek çok Fransızca bilen kalburüstü ismi ve tiyatrocular oyunu izlemeye gelmişti. Yine bu ikiliyi canlı izleme hevesinde ama Fransızca bilmeyen pek çok isim de salondaydı. Yazık ki Zorlu PSM’nin sitesinde dahi oyunda tercüme olup, olmayacağı yazmıyordu. Oyun başlamadan pek çok kişi acaba ne dilde izleyeceğiz endişesi içindeydi. Neyse ki ekranlardan Türkçe altyazı geçti. Bu kadar yeni teknoloji ile yapılmış, dünya devlerini getiren bir salonda nasıl koltuk arkası otomatik yazı yazma sistemi düşünülmemiş hayret edilecek şey. Sanırım sadece yapmakla değil, dünyada neler oluyor izlemek de faydalı olur. Moda kadar teknolojik trendler de takip edilmeli, sonra böyle küçük detaylardan büyük resmi kaçırabiliyoruz. 

Bu oyundan çıkınca herkesin kafasında aynı düşünce yatıyor; “Bu oyunu ben de yazabilirdim!” ama ilk düşünen parsayı topluyor ve sonuna kadar da hak ediyor. Kanımca oyunun Depardieu ile de yakın bir bağı var. Sayısız ödülü ve Fransa Liyakat Nişanı’na rağmen, 1990’da alkollü araç kullanmaktan 6 ay süreyle ehliyetine el kondu ve 2 ay hapis yattı. 1996 yılında bindiği uçak havaalanında başka bir uçakla çarpıştı ama Depardieu yara almadan bu kazadan kurtuldu. 1998’de ciddi bir motosiklet kazası geçiren ve bir süre komada kaldıktan sonra sağlığına yeniden kavuşan sanatçı, 2000 yılında da by-pass ameliyatı oldu. Depardieu’nun, büyük bir zevkle ve miktarına dikkat etmeden yemek yediği, bolca içki tükettiği ve kendine dikkat etmediği için başı dertten kurtulmadı. En son vergiler yüzünden vatandaşlığını bile değiştirdi, oğlunu kaybetti. Ancak bu oyun onun hem kendini ifade etmesi hem kilolarının seyircinin dikkatini çekmemesi hem de sanki Melissa ile Andrew arasında gidip-gelen kendi karakterinden bir alıntıya benziyor. 

Dünyada nice aşk mektubu skandallara sebep oldu. Nice fidyeler bu mektuplar üzerinde döndü. Ancak mektupları dinledikten sonra insan eskiden yine de daha manalı imiş duygular demeden de edemiyor...

Oyunun bilet fiyatları şöyle idi:

  • 1. Kategori - 359.00 TL
  • 2. Kategori - 299.00 TL
  • 3. Kategori - 239.00 TL
  • 4. Kategori - 168.00 TL 
  • 5. Kategori - 95.00 TL

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Veda 11 Ocak 2016
Yeni bir yıl 04 Ocak 2016
Update olmak 28 Aralık 2015
Tedbirsiz iyimserlik 07 Aralık 2015
Osman Bey... 09 Kasım 2015
Biz kimiz? 02 Kasım 2015