Bu seneki Marka’nın anlamı başka

Feyzan E. TOP
Feyzan E. TOP KARŞI PENCERE feyzan.ersinan@dunya.com

Her sene olduğu gibi bu sene de Marka Konferansı’na ilgi hayli yoğundu. Öyle ki Konferans Salonu’na girince neredeyse tüm tanıdıklarınız, dostlarınız, iş ortaklarınız ile karşılaşmanız kaçınılmazdı. Kahvaltının ardından saat 9:00’da başlayan programda onlarca isim konuşma yaptı. Konferansın en can alıcı, en sevdiğim tarafı şüphesiz konuşmacılara verilen 15 dakikalık sürede hayli katı olunması idi. Süre bittiği an mikrofondaki ses kesiliyordu, o derece (!) Üstelik bu da, ister istemez hem konuşmacıyı, hem dinleyeni dinamik bir havaya sokuyordu.

Konferansta çok iyi konuşmacılar olduğu gibi vasatlar da vardı. Daha önce dinlenen isimleri bu sene de izlemek pek keyifli olmadı. Yine Boris Becker gibi tenis severlerin heyecanla beklediği bir ismin panel günü terörü bahane ederek gelemeyeceğini açıklaması hayalkırıklığı yarattı. Hoş; Nadal gibi isimler varken Becker demode değil miydi, o da tartışmaya açık. Ancak alacağı ücreti önemli bir derneğe bağışlaması yine de takdire şayandı.

Panelin yıldızı psikolog / yazar Guy Winch idi. Hem sunumu, hem insana yaklaşımı konusundaki deneyimi etkileyici idi. Vücudumuza baktığımız gibi ruhumuza bakmadığımıza dem vuran Winch, duygusal hijyenin önemini vurguladı. Dikkatimi çeken en önemli saptaması yalnızlığa ilişkin olandı. Araştırmalara göre yalnız insanlar, etrafı kalabalık, dostları, arkadaşları, akrabaları olana göre daha az yaşıyordu. İlk bakışta mantıklı geliyor ama, bu kadar keskin bir ayrımı olduğunu da bilmiyordum açıkçası. Yine hakkında okumayı haylice sevdiğim lüks sektörü hakkında sanat ve lüksün flörtü konusu hayli ilginç idi. Konferansa bu konuyu dinlemek için katıldım zaten öncelikli.

Lüks objelerin, markaların olduğu yerlerde sanatın olmasının da artık kaçınılmaz olduğu anlatıldı Alice Rawsthorn tarafından. Son yılların en büyük müzayedesi olan Yves Saint Laurent & Pierre Berge koleksiyonunun 400 milyon euroya satılması zaten sanatın moda ile ne kadar iç içe olduğunun önemli bir göstergesi idi. Diğer yandan bugün Louis Vuitton, Prada, François Pinot gibi moda endüstrisinin dev marka ve isimlerinin kendi isimlerine ait müzeleri var. Benim de bilmediğim LACMA Müzesi’nde Louis Vuitton’un önemli yaratıcılarından Japon sanatçı Takashi Murakami’nin büyük ebatlı bir eseri yine LVMH tarafından sponsor edilerek sergilenmekte. Kısacası insanlar belli bir paraya ulaştıktan sonra sanat ile ruhlarını şımartma aşamasına geçiyorlar.

Marka 2015 Konferansı’nda herkes eski kalabalığın yakalanamadığını söyledi. Gözlemlerim de o yönde. Sponsorların izleyici sayısı hayli fazla. Nitekim katılımın 1500-2000 Euro’ları bulması da bunda önemli bir faktör kanaatindeyim. Çünkü eğri oturup doğru konuşalım, iki günün sonunda “Verdiğim 1500 Euro’ya değdi,” diyebileceğim bir konferans bu sene maalesef olmadı ama çaba önemli, desteklemek lazım, orası ayrı. Bir para verdiğiniz de hakkını almalısınız. Ayşe Arman, Ertuğrul Özkök ve kızı, Mirgün Cabas gibi gazeteciler de panel de yerlerini aldı. Keyifli ama parlak konuşmalar olmadı onlarınki de. Gülse Birsel, Ayşe Arman bir nebze daha keyifliydi diyebilirim, ama ideal değildi.

Marka Konferansı’nda benim favorim kimdi peki diye sorarsanız; Cnn Türk Ekonomi Müdürü Emin Çapa. Verdiği örnekler, konuşmasındaki akıcılık, tarzı, tavrı, son bitirdiği Sovyet Rus fıkrası ile dinleyenleri çok etkiledi. Fed’in bundan sonraki günlerde hayatımıza olan etkisine dem vurdu, uyardı, bir kez daha uyandırdı ama kanımca panelin yıldızı o idi. Markalardan Stepevi’nin yaptığı interaktif sorulu yarışmayı bir dostum kazandı. Sponsor olan markalar arasından hızlıca sıyrıldı ve bence bu konferansı çok iyi değerlendirdi. Yine Yapı Kredi’nin telefon uygulaması da dikkat çekici idi.

Marka Konferansı'na hanım profesyonellerin katılımı daha yüksek. Burası adı itibariyle “to do list”te olan da bir hadise. Yılın bu zamanı Marka’ya gidilecek, diye not düşen hanım arkadaşlardan bazıları çinçila kürk giyip gelmişlerdi. Tabii kimsenin kıyafetine diyecek yok da, Allahaşkınıza sabahın sekizinde neden binlerce dolarlık bir kürk ile markalar nereye gidiyor, dünyadaki trendler ne dinlemeye gelirsiniz? Bir diğer gözlemim de konferansa muhafazakâr kesimin katılımındaki azlık. Sosyete görünümlü hayli hanım varken, türbanlı hanımlarımızı konferansta ender görmek beni şaşırttı, çünkü ilgili oldukları konular tartışıldı, hele ki bayanların (!)

Marka 2015 sona erdi. 2016’ya yine seve seve gideceğiz, ama sanırım çıta yükseldikçe beklentilerimiz de artıyor. Seneye daha iyi bir programlama, yeni isimler ile eminim yine konuşulacak bir program bizleri bekleyecek, herkes yanındakini alıp yine bu konferansa gidecek…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Veda 11 Ocak 2016
Yeni bir yıl 04 Ocak 2016
Update olmak 28 Aralık 2015
Tedbirsiz iyimserlik 07 Aralık 2015
Osman Bey... 09 Kasım 2015
Biz kimiz? 02 Kasım 2015