Dediklerimi yaptınız da ne oldu?

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ oaatac@gmail.com

Bir kaç haftadır iş tanımı nedir, nasıl yapılır, neden önemlidir konusunu 1892 tarihinde kurulan Rosenbluth şirketinden örneklerle işlemeye çalıştım. Şirketi araştıran meraklı okurlar varsa Rosenbluth şirketinin American Express tarafından satın alındığını öğrenmişlerdir. Ekim 2003 tarihinde Rosenbluth'ların son yöneticisi Hal Rosenbluth üç milyar dolarlık iş hacmi olan Rosenbluth İnternational'ı American Express'e tahmini 400 milyon dolara satarak şirketi ve konuyu kapattı ve ABD'nin artık tıkanmış sağlık hizmetleri konusunda çözümler getirebileceğine inandığı için bu konuya yelken açtı.

Yazdıklarımı okuyup bu konuda dediklerimi yapınca hiç sevmediğim bir deyişle 'köşeyi dönmeyi' garantileyeceğinizi sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Ben guru olmadığım için, ne yalan söyleyeyim, tavsiyelerde bulunduğum şirketlerden beni dinleyip uygulayanların arasında köşeyi dönemeyenler dönenlerden çoktur. İşletmecilikte başarının tek bir formülü olsa zaten bu konularda tek yapıt çıkar, dünyada her konuda tek şirket kalır, bu kadar adam da ortalarda konferans verip guru diye dolaşmazdı. Ben sizlere havadan sudan laflarla ve malumu anlatarak cennetin anahtarlarını satan papazlar misali işletmelerinizde başarılı olacak formüller veriyorum diye hava atan gurulardan olamadığım için ancak şu tavsiyede bulunabiliyorum: İş tanımınızı dediğim gibi yaparsanız belki bir yerlere gidersiniz ama yapmazsanız hiç bir yere gidemezsiniz.

Rosenbluth'ları bir kenara bırakıp buluculuk, yenilik ve Türkiye'ye dönelim. Önümüzdeki bir kaç yazıda 'invention' yani icat-buluş, 'inventor' yani mucit-bulucu, 'innovation' yani yenilik ve 'innovator' yani yenilikçi kavramlarını ve konularını işlemek istiyorum. Bu tercümeleri beğenmedinizse, inanın çok aradım. Daha iyisini buluyorsanız bana yollayın. Türkçe'de 'çalmak' konusunda hırsızlık, aparmak, yürütmek, deve etmek, iç etmek, kaldırmak, araklamak, anafor etmek, aşırmak, aşiramento etmek, avantalanmak, cebellezi etmek, iyi etmek, soymak, lüplemek, içini boşaltmak, sağmak, uçurmak, voliyi vurmak, yeşillenmek, götürmek hatta yeni duydum gandi etmek gibi yirmiden fazla kelime buldum ama buluculuk ve yenilik konusunda sanki iki kelimeye sıkışmışız.

Buluculuk ve yenilik konusu çok önemli. Gazetenizin 2011 yılbaşı özel sayısında "Kriz kaçınılmazdır" demiştim. Türkiye'nin değerlendirilmesini yapan 5 Aralık 2011 tarihli ve ABD kaynaklı yatırımcıya özel ve gizli bir rapor  "Türkiye'nin ödemeler dengesi GSMH'nin yüzde 10'nuna yaklaşan cari açığı ve çok düşük dış yatırım örtüsü nedeniyle -7.7% temel denge skoruyla CEEMEA bölgesinde en kötü durumda olan ülkedir" diyor ve bu yatırımcıya Türkiye'ye yatırım yapmamasını Güney Afrika'yı tercih etmesini söylüyor.  Benim bildiğim Avrupa, Afrika ve Ortadoğu ülkelerini kapsayan bu listede yüze yakın ülke var. Rekabet gücü zayıf, ticaret dengesi bozuk ve yapısal sorunlarla uğraşan ülkelerin ve şirketlerin buluculuk ve yenilikten başka çıkış yolu yoktur. Bu hep böyle olmuştur ve böyle kalacaktır.

Anlaşılan çoğumuz konunun öneminin farkındayız. Geçenlerde Türkiye'de yapılan İnovasyon konferansında herkes meseleye değinmiş. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül "İnovasyonda artık yürümek değil koşmak gerekiyor," Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün "Ar-Ge ve  inovasyon konularına öncelik vererek, üniversite sanayi işbirliğini güçlendirmek artık tercih değil zorunluluktur," TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi "Rekabet gücümüzü tesis etmenin, dış ticaretimizi dengelemenin, hayatımızda her alanda birikmiş yapısal sorunları çözmenin yolu inovasyondan geçiyor,"   ve innovasyon gurusu olarak tanıtılan Clayton Christiensen ise her yerde söylediğini tekrar ederek özetle "Kâr peşinde koşmak iş adamlarını meseleye at gözlüğü ile bakmaya itiyor. İnovasyon işinize devam ederken yeni pazarlar bularak ve yeni rakipleri izleyerek yürütülen tanımlanabilir bir süreçtir" demişler.  Hepsi de doğru söylemişler. Özellikle Sn. Büyükekşi sorunu hem teşhis etmiş hem de tedaviyi önermiş. Kutlarım.

Bunu herkes biliyor da neden konuda kayda değer ilerleme kaydedilmiyor? Öncelikle sapla samanı birbirinden ayırıp kavram kargaşası ve gürültüye bir son vermek lazım. Bir kere bu konu moda konusu değildir. Konuştuğum bir sürü yönetici bana bu sene innovasyon'un moda olduğunu söylerken şaka etmiyorlardı. Her zaman söylediğim gibi işletmecilikte konular ceket, gömlek modası gibi ısıtılıp ısıtılıp yöneticilerin önüne sürüldüğü için sulanıyorlar. "Bu konferans bitti hadi yenisine" diyoruz. Kalite, toplam kalite, markalaşma,  falan derken ömür tükeniyor. Hani kravatlar vardır ya bir daralır bir kalınlaşır, bir çizgili olur bir düz, bir çiçekli bir böcekli, bir ipek ve parlak bir karışık ve donuk işte öyle. Atmassanız ve benim yaşımdaysanız dolabınızda yüzlerce kravat birikir. İşte öyle, yöneticilerin de kitaplıkları kitap, bildiri ve makale doldu. Bu devirde Allah kolaylık versin, okusan bir türlü okumasan bir türlü.

Diğer konuları bilmem ama bu buluculuk ve yenilikçilik konusunu önemlerinden dolayı hem kuramsal hem de uygulamalı sağlam bir temele oturtmak gerekir. Bir dahaki yazıda bunu yapacağız. Meraklanmayın bir sürü safsatayla vaktinizi harcamayacağım. Tam tersine. Dedim ya ben guru değilim diye.

Sağlıcakla kalın.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019