İspat külfeti kimde, ya da ispat için külfet gerekmiyor mu?

 

Değerli DÜNYA okurları, vergi tekniğinin en zorlu sorusunu gazete yazısına dönüştürmenin dayanılmaz ağırlığının farkındayım. Bu zor sorunun cevabı uygulamada çok basit, inceleme raporunun varlığı, içeriğinden bağımsız başlı başına ispat kabul ediliyor.

 

Değerli DÜNYA okurları, vergi incelemeleri sırasında hiç de eşit olmayan bir durumla karşı karşıyayız. Kitaba göre, "normal, mutad bir durumun aksini iddia eden iddiasını ispat ile yükümlüdür."

Hal böyle iken vergi incelemelerinde inceleme elemanı arkadaşlarımız hiç de öyle ispat kaygısına girmeden raporunu yazıp hakkınızda tarhiyatın yolunu açabiliyor.

Vergi uygulamalarında, ceza hukukundaki "masumiyet karinesi" tersine işlemekte, "her halükarda suçlusun masumiyetini ispat et karinesine dönüşebilmektedir.

İncelemeler sırasında seslendirilen tarhiyat gerekçelerinin bazılarını sizlerle paylaşayım istedim.

 

1- Deneme (ya tutarsa) tarhiyatları

 

Tabi ki kimse deneme tarhiyatı yapıyorum demiyor. Bu konu belirsiz, aramızda da tartıştık sizin uygulamanızı uygun bulanlarda oldu ancak beni destekleyenlerde var. Araştırdım, konuya ilişkin yargı kararı da yok. Konu açıklığa kavuşsun diye rapor yazdım.

 

2- Haklısın ama bu konuda kararı yargı versin tarhiyatları

 

Bu gerekçeyi daha ziyade uzlaşma görüşmeleri sırasında duyuyoruz.

 

3- Benden önce her şey yanlıştı tarhiyatları

 

4- Bana göre tarhiyatları

 

5- Bir şey yazmam lazım tarhiyatları

 

6- Size hak veriyorum ancak ben lafza uymak zorundayım

 

7- Uygulamanız mantıklı ancak açık bir yasa maddesine dayanmıyor

 

8- Mukteza şirkete özeldir. Size verilmiş olsaydı dikkate alırdım. Hem zaten bana göre de mukteza yanlış

 

9- Sizin lehinize zaten çok inisiyatif kullandım bu konuda kararımı verdim

 

10- Yargı kararları konusuna özeldir. Bizi bağlamaz. Hem zaten aynı konuda yargı bir birinin zıddı kararlar vermiyor mu tarhiyatları

 

Değerli arkadaşlar, yapılan her tarhiyat işletmeler bünyesinde çok önemli izler bırakmaktadır. Özellikle de hukuku ciddiye alan mükellefler nezdinde. Şayet mükellefler kendilerine özensiz davranıldığı, zorlama yorumlarla tarhiyata muhatap kılındığı izlemindeyse, bu kurumsal hafızaya "belirsizlik" şeklinde kazınıyor. Uzun yılların uğraşılarıyla oluşturduğumuz ülke imajını koruyabilmek ve geliştirebilmek için yapılacak uygulamalarda titiz davranmamız gerekiyor. Özellikle ülkemizin stratejik hedefi olan doğrudan yerli-yabancı yatırımlar için bölgesel üs olma, bölgesel finans ve yönetim merkezi çabasını olumsuz etkileyebilecek konularda hassasiyet göstermek hepimizin görevi.

 

Türkiye günden güne, kişiden kişiye, daireden daireye farklı yorum ve uygulamaların yapılabildiği, sürpriz yorum ve uygulamalarla karşı karşıya kalınabilecek bir ülke olarak algılanmamalı. 

 

 

Allah gani gani rahmet eylesin, Naci Bey ilk turne üstadımdı. Geçen hafta kalp krizinden vefat etti. Yurt dışında bulunuyor olmam nedeniyle cenaze merasimine katılamamanın ezikliğini hissettim. Ailesi ve tüm sevenlerine sabır diliyorum.

 

Mensubu olduğu ekolün gelenek ve kültürünün bizlere aktarılmasında çok emeği vardır. 28 sene önce mesleğimin ilk günlerinde verdiği :"Bugün yapılacak bir yanlış çok uzun süre sonra dahi önünüze çıkabilir, bu nedenle sürekli dikkatli, özenli yaşamak ve davranmak zorundasınız, bugünü size kırk sene sonra dahi sorsalar faturasını çıkarabilmelisiniz."öğüdü halen kulaklarımdadır. 

 

Evde konuşur geçmişten söz ederken falanca yerde turne yapmıştım dediğimi duyunca kızlarım birden benim gençliğimde tiyatrocu, müzisyen ya da şarkıcılık yapmış olacağım heyecanına kapılmışlardı (büyük bir ihtimalle gözlerinde uzun saçlı, küpeli, elinde gitar veya mikrofon bir tip canlandı). Ancak müfettişlerin yazları merkezleri dışındaki geçici olarak yaptıkları çalışmalara turne adı verildiğini duyunca gözlerinde tekrar tadsız, tuzsuz (kel, gözlüklü, sürekli bir şeyler okuyup, yazan) adama dönüştüm.