Kamu zararı ve şirketlerin durumu

Hasan AKDOĞAN
Hasan AKDOĞAN GÜMRÜK VE DIŞ TİCARET hakdogan@akddenetim.com

Esasen, Ceza Muhakemesi Kanununu uyarınca kamu zararının tespitinde dikkate alınacak unsurlar, Gümrükler Genel Müdürlüğü'nce daha önce de talimatlar konusu yapılmış bulunuyor. Ancak; uygulamada şirketlerin karşılaştıkları durumlar yeni düzenlemelerin yapılmasını zorunlu kılıyor.
Ortaya çıkan sorunların çözümüne yönelik olarak yapılan düzenlemeleri başlıklar altında özetleyelim.

I- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
5271 sayılı Kanunun 231'inci maddesi dikkate alınarak; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerektiği belirtiliyor.
 
II- 5607 sayılı Kanun'a göre müsadere ve tasfiye
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda belirtilen etkin pişmanlık nedeniyle fail hakkında cezaya hükmolunmaması veya kamu davasının düşmesine karar verilmesi halinde bile, bu durumun, sadece suç konusu eşya ile ilgili olarak mü-sadere hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği belirtiliyor.
Keza; tanımlanan suçların veya kabahatlerin konusunu oluşturması dolayısıyla müsadere veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımlarının uygulanabileceği eşyanın, sahibine iade edilemeyeceği ve el konulan eşyanın iadesine karar verilmesi halinde, bu kararların uygulanmasında yürürlükte olan gümrük ve dış ticaret mevzuatı uyarınca işlem yapılması öngörülüyor.

III- Mahkemelere bilgi
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na göre eşyanın müsadere edilmesinin gerektiği hallerde, Mahkemeler tarafından henüz müsadereye karar verilmemiş olması durumunda, öncelikle eşyanın müsadere edilmesi ilgili mahkemeden talep edilmesi isteniyor. Mahkemeler tarafından müsadere edilmeyip iadesine karar verilmesi halinde ise eşyaya tüm dış ticaret politikası önlemlerinin uygulanması ile gümrük ve dış ticaret politikasının gerektirdiği tüm vergiler, izinler ve belgeler alındıktan sonra kamunun zararının karşılanacağı, gerekli izin ve belgelerin alınamaması durumunda eşyanın mahrece iadesi, gümrüğe terki veya imhasının yapılması halinde suçtan önceki hale getirme sağlanabileceği belirtiliyor.
Bu itibarla, mahkemelerce istenecek kamu zararının belirlenmesi taleplerine cevap olarak; Eşya müsadere edilmiş ise olay bazında belirlenecek olan taşıma, depolama, yazışma masrafları ve sair masrafların, eşyaya el konulamaması nedeniyle müsaderesinin mümkün olmaması durumunda bunlara ilave olarak gümrüklenmiş değer ya da kaim değere eşit tutarda zararın sanıktan tahsili ile kamunun zararının karşılanmasının gerektiğinin bildirilmesi öngörülüyor.
IV- Masrafların belirlenmesi
Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa göre el konulan eşyaların yakalandıkları yerden muhafaza edilecekleri yere kadar yükleme, nakliye ve boşaltma hizmetlerinin elkonulan birimlerce sağlanacağı, bu tür eşya ve taşıma araçlarının muhafazası, depolanması, yüklenmesi, boşaltılması ve nakliyesi gibi nedenlerle yapılan masrafların gümrük idaresince genel bütçeden karşılanacağı, belirtiliyor.
V- Kamu zararının tahsili:

Mahkemelerce mağdurun veya kamunun uğradığı zararın giderilmesi şartıyla hük-mün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilen durumlarda, mağdurun ya da kamunun uğradığı zararın tamamen giderilmesini içeren kesinleşmiş ilamın mahkemelerce ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesini müteakip, Cumhuriyet Savcısı tarafından hükümlüye otuz gün içinde zararın tamamen giderilmesi hususunun tebliğ edilmesi isteniyor.

Hükümlünün adresine yapılan söz konusu tebligatta gösterilen zararı, otuz günlük süre içinde tamamen gidermemesi halinde Cumhuriyet Başsavcılığı'nca durumun hükmü veren mahkemeye bildirilmesi gerektiği belirtiliyor.

Kamu zararının tahsilinde faiz uygulanıp uygulanmayacağı, faiz uygulanacaksa faiz hesabında hangi tarihin esas alınacağı, taksitlendirme planının nasıl yapılacağı, taksitlendirilen ödemelerde ilk taksit ve diğer taksitlerin ödeme tarihinin nasıl belirleneceği gibi söz konusu ilamın infazında duraksamaya yol açacak durumların ortaya çıkması halinde ise 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 98'inci maddesi uyarınca hükmü veren mahkemeden talepte bulunulması gerektiği ifade ediliyor.

Gümrük idarelerince yapılacak uygulamaların bir bütün haline getirilmiş olması kuşkusuz yerinde olmuştur. Fakat şirketlerin süreç içindeki yerleri ve hakları konusunda aydınlatıcı bazı bilgilerin de bu uygulamalar içinde belirtilmiş olması da beklenirdi.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar