Krizi fırsata çevirebiliriz..
15 Temmuz’da Fetullahçı Terör Örgütü’nün darbe girişimini lanetlerken demokrasiyi koruma adına canlarını feda eden şehitlerimizi minnet ve saygıyla anıyor ulusumuza geçmiş olsun diyorum.
Darbe girişimi sonrası Cumhurbaşkanımızın siyasi partilerin başkanlarıyla görüşmesi bu toplantıda sağlanan mutabakat demokrasinin işlerliğine kesintisiz ve uzlaşı anlayışıyla devam edileceğini ifade eden açıklama yurttaşlarımızda olumlu karşılık buldu.
Bir başka olumlu girişimde ekonomide yaşandığına tanık olduk. Darbe girişiminin ekonomiye yansımasını Başbakan Binali Yıldırım “Ekonomiyi alt üst edecek bir değişim yaşanmadı.
Rusya ile uçak krizi kadar etkisi var.
Hayat artık normale döndü, herkes aşını işini geliştirme çabalarına devam etmeli. Başbakan Yıldırım, yatırımcılara “Hiç endişe etmeyin” mesajı verirken, “Küresel yatırımcılar gelip, Türkiye’ye yatırım yapmaya devam edebilirler. Yatırımcının önüne adeta turkuaz halı seriyoruz” diyor.
Başbakanın bu açıklaması, Merkez Bankası’nın aldığı önlemler ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in uluslararası yatırımcılarla yaptığı görüşmeler, piyasalarda rahatlamayı sağladı.
Siyasette ve ekonomi de yakalanılan bu olumlu havayı sürdürme amacıyla Başbakan Binali Yıldırım’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile mini anayasa değişikliği ve bazı yasaların çıkarılmasına ilişkin varılan mutabakat olağanüstü halden hızla normalleşmeye gidileceğini gösteriyor.
Varılan uzlaşı, ülkemizin toplumsal barışı pekiştirici ve “Demokratik, laik, hukuk devleti “ ni güçlendirici adımların atılmasına olanak yaratabilecektir. Yurttaşlarımız sadece darbe girişimine karşı demokrasiye sahip çıkmakla yetinmediler. Darbe girişimi sonrası vatandaşlarımızın 9 milyar doların üzerindeki dövizini bozarak TL’ye geçmeleri darbe girişiminin ekonomiye olumsuz etkisini azaltan takdir edilecek davranıştır.
Bu günlerdeki ekonomik verilere bakıldığında;
• Darbe girişimin olduğu 15 Temmuz günü 1 dolar 2,88 liraydı.
• Darbe sonrası kur birden 3,09 civarına kadar yükseldi.
• Lira bu süreçte yüzde 7 civarında değer kaybetmişti .
• 2 Ağustos’ta Dolar 2,9981 Tl ‘ye geriledi.
TİM verilerine göre , haftalık birikimli ihracat rakamlarına göre darbe girişiminin hemen ardından haftalık bazda bir önceki haftaya göre yüzde 16 artması..” Ekonomide taşların yerine oturmaya başladığını gösteriyor.
Yurttaşlarımızın alanlardaki demokrasi dayanışmasını ,siyasi partilerin demokrasinin işlerliği konusundaki uzlaşılarını görmek istemeyen ülkeler ve bazı kurumlar olumsuz tavırlarını sergilemeye çalışıyorlar.
Örneğin, darbe girişiminin hemen ardından Türkiye’nin kredi notunu bir kademe indiren kredi derecelendirme kuruluşu Standard& Poor’s (S&P), Türkiye’nin ülke riskini önce “orta derecede yüksek risk (4)” 1 Ağustos günü de buradan “yüksek riske (5)” revize etmesi, etik değerlere yakışmayan ön yargılı bir davranıştır.
Ekonomik reformlara dönersek, muhalefet partileriyle varılacak uzlaşıyla kısa vadede çıkarılacak KHK ile orta vade de ise yasalarla ekonomiyi güçlendirme olanağı bulunur kanısındayım..
14 Temmuz 2016 günlü yazımda; “Ekonomik Paketi oluşturan 6728 nolu ‘Yatırım Ortamını İyileştirmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair’ Kanunu çok kapsamlı ve de çok önemli bulmakla birlikte atılan bu güzel adımlar yalnız ekonomik konularla sınırlı kalmamalıdır.
Uzun zamandır beklenen Yapısal reformları gerçekleştiremedikçe geçmiş örneklerde olduğu gibi paketin başarısı sınırlı kalacaktır...
Ekonomiyi yakından ilgilendiren ve etkileyen siyasal sistem, yargı sistemi, eğitim sistemi hep birer yapısal reform alanı olarak kabul ediliyor..” Tespitini yapmıştım.
Tespitlerimi bugün de anımsatmak isterim.
Sonuç olarak, darbe girişiminin ardından yakalanan uzlaşı ortamı, uzun zamandır beklenen “Yapısal Reformlar”ın gerçekleştirilmesinde önemli bir şans olarak değerlendirilmelidir.
Bu bağlamda ekonomide derinliği az da olsa darbe girişimi sonrası oluşan krizi, yapısal reformlarla güçlü bir ekonomik ve sosyal yapıyı oluşturacak fırsata çevirebiliriz..