Nüfusumuzun yarısını, kadınlarımızı yeterince üretime katamıyoruz

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

8 Mart Kadınlar Günü'nde ülkemizde ve OECD içersinde kadın istihdamını durumuna baktım. Son yıllardaki gelişmelere, iyileşmelere karşın alacağımız çok daha yol var. Kadın istihdamını, erkek istihdamı seviyesine yükseltebilirsek çok şey kazanacağımızı, insanımızın refahını da artıracağımızı unutmayalım...

Bugün 8 Mart Dünya kadınlar Günü. Son dönemdeki iyileşmelere karşın nüfusumuzun yarısını meydana getiren kadınlarımızın üretime katılma oranlarına baktığımızda, yine de iyi bir tablo ile karşılaşmıyoruz. Veriler, kadının gücünden, emeğinden yararlanma yolunda alacak çok yolumuz olduğunu gösteriyor.

Bunun için iki alandaki rakamlara bakalım: Bunlardan biri kadın ve erkeklerin ülkemizdeki istihdam durumu. Diğeri OECD ülkeleri ile kıyaslama.

80 milyon 814 binlik nüfusumuzun 40 milyon 275 bini kadınlardan 40 milyon 535 bini erkeklerden oluşuyor. Yarı yarıya bölünmüş durumda. Erkek nüfusumuzun 15 yaş üstünde yüzde 70.8 oranında istihdam edilirken, bu oran kadınlarda son yıllardaki artışa karşın yüzde 33.8. OECD ülkelerinde ise kadının istihdama katılımı ortalaması yüzde 66.3.

TÜİK verilerine göre 2017 yılında toplam 8 milyon 95 bin kadın istihdam edilirken, bunun ancak 5 milyon 64 bini kayıtlı çalışıyor. 3 milyon 841 bini, yüzde 43.1’i ise kayıtdışı çalışıyor. Aynı dönemde 15 yaş üzerindeki 29 milyon 707 bin erkek nüfusun ise 20 milyonu yüzde 67.3’ü istihdam edilirken, son bir yılda kayıtdışı erkek istihdamı yüzde 37 seviyesinde. Bütün bu veriler son yıllardaki iyileşmelere karşın nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınların emeğinden yeterince yararlanamadığımızı, bu alanda atılacak daha çok iyileştirme adımı olduğunu gösteriyor...

Burada bu konuya noktayı koyup. Nazım Hikmet’in Kurtuluş Savaşı Destanı'ndan kadınlarımızı anlatan bölümden bir parçayı birlikte okuyarak 8 Mart’ı analım:

“ (....) Ve kadınlar/ bizim kadınlarımız;/Korkunç mübarek elleri/İnce çeneleri, kocaman gözleriyle/anamız avradımız yarimiz./

Ve sanki hiç yaşamamış gibi olan/ve soframızdaki yeri /öküzümüzden sonra gelen/Ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız/ ve ekinde, tütünde ve odunda ve pazardaki/

Ve karasabana koşulan/ yere saplı bıçakların/oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan/kadınlar/ bizim kadılarımız./

Şimdi ayın altında/kağnılar hartuçların peşinde/harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi/aynı yürek ferahlığı, /aynı yorgun alışkanlık içindeler./

Ve on beşlik şarapnellerin çeliğinde /İnce boyunlu çocuklar uyuyordu/ Ve ayın altında kağnılar/ Yürüyordu Akşehir üstünden Afyon’a doğru”

Bütün kadınlarımızın 8 Mart Kadınlar gününü kutlar. Daha eğitimli ve iş yaşamında kayıtlı olarak, yaratıcılıklarıyla daha fazla yer alacakları günlerin yakın olmasını dilerim...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar