Piyasalar ve potansiyel olumlu gelişmeler
Ewa Ziarek isimli düşünür, felsefede konsensus arayışı yerine görüş ayrılıklarına (dissensus) önem veren modellerin daha iyi sonuçlar alacağını iddia eder. Bu anlayışa, çeşitliliğin bütüne katkısı ve bütünün dengede durabilmesi için bir gereklilik gibi bakmak da mümkün.
Doğada da buna benzer dinamikler çoktur. Örneğin 1920’li yıllarda ABD’nin önemli doğal parklarında insanlara saldırabilecekleri gerekçesiyle kurtların öldürülmesi sonucu bizon nüfusu aşırı artış göstermişti. İlk başlarda bu durum, tüm ekosisteme dışardan bakan gözlemciler açısından “sonunda kurtlardan kurtulduk, bizonlar ile başbaşa kaldık” şeklinde olumlu hissler uyandırmış olsa da dengesi bozulan eko sistemde bir süre sonra nüfusu aşırı artan bizonlar, hızla çimen ve başka bitkileri tüketmeye başlamıştı. Zamanla parklarda yeşillik kalmayınca bizonlar ölmeye başlamış, yapılan hatayı anlayan yetkililer başka yerlerden kurt getirmek zorunda kalmış fakat parkın eski haline gelebilmesi uzun yıllar almış. Benzer dinamiklerin hayatın başka alanlarında örneğin piyasalarda, ekonomide, şirketlerde, yatırımcılar açısından da önemli olduğunu ve genel kabul görmüş düşüncelerin dışındaki fikirlerin, kulağa ne kadar ters gelirse gelsin, dikkate alınmasının faydaları olabileceğini düşünüyoruz.
Piyasalara bakacak olursak, aylardır ısrarlı ve sürekli bir şekilde ifade etmeye çalıştığımız nedenlerden ötürü öngördüğümüz trendler piyasalarda gerçekleşiyor. Bunlar arasında özellikle doların yükselişi, faizlerin yükselmesi ve verim eğrilerinin dikleşmesi tüm piyasaları yakından ilgilendiren gelişmeler olmaya devam ediyor.
Aylardır bahsettiğimiz doların ve faizlerin yükselişi gibi konuların şu an piyasaların konsensüs görüşleri haline geldiğini görüyoruz. Konsensüs dışı ve en azından kısa vadede olası olumlu gelişmelerin gözden kaçırılmaması gerekiyor. Yani daha kısa vadeye baktığımızda, trendlerin henüz değişmediğini düşünmek ile birlikte yurtiçinde ekonomi ile ilgili atılabilecek adımların ve yurtdışındaki bazı gözden kaçtığını düşündüğümüz gelişmelerin piyasalardaki havayı en azından kısa vadede biraz yumuşatabileceğini düşünüyorum. Yurtdışında, İtalya referandumu ve Trump en fazla ilgi gören iki konu fakat Japonya ve Fransa’daki iki gelişmenin piyasalar açısından olumlu etki olasılığı taşıdığını düşünüyorum.
Buna göre; Japon 10 yıllık bono faizleri yüzde 0,03 civarında yani Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) yüzde 0 hedefinin çok üzerinde. Dolayısıyla, özellikle de geçen hafta açıkladığı operasyonel değişiklikler ile BOJ’un 10 yıllık faizleri geriletmek ve JPY’ye değer kaybettirmek için piyasaya girip Japon bonosu alma olasılığı artıyor. Bu gerçekleşirse küresel likidite ve risk iştahı açısından olumlu sonuçlar görebiliriz. Cumhurbaşkanı adayını belirlemek için yapılan Fransa’daki ilk seçimlerde eski başbakan Francois Fillon’un, Alain Juppé’den çok daha fazla oy alması seçimlerde Fransa aşırı sağ Cumhurbaşkanı adayının seçim şansını azaltabilecek bir gelişme olabilir. Bu ise küresel risk iştahı açısından olumlu bir gelişme olur.