Rekor büyüdük amma, ekonomi denge gerektirir...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Yüzde 7.4’lik büyümeye sevinelim. Ama ekonominin denge gerektirdiğini düşünerek, büyük resimde yer alan, işsizlik, enflasyon, cari açık gibi konuların önemini unutmadan tek yönlü değerlendirmeler yapmayalım.

2017 yılının son çeyrek büyümesi yüzde 7.3 gelince yıllık büyümemiz yüzde 7.4 olarak gerçekleşti. Bu önemli, yıllık büyüme övünülecek bir rakam. Türkiye bu büyüme ile OECD içersinde 2. sırada, G -20 içersinde ilk sırada yer aldı. Amma ekonomi bir denge gerektirir, bununla birlikte işsizlik, enflasyon cari açık gibi bazı rakamlara da bakmamız gerekir. Ekonominin sağlıklı resmi, ancak böyle ortaya konulabilir.

İşsizlik 15 yaş üzerindeki nüfusta son yılda 124 bin artarak 3 milyon 454 bine çıktı, yüzde 10.9 seviyesinde gerçekleşti. Şubat ayında TÜFE 0.73’lük artışla 10.26 seviyesinde gerçekleşirken enflasyonda yüzde 10’un üzerinde kaldı. Cari açık ise artışını sürdürerek 51 milyar 572 milyon dolar oldu. Ekonominin sağlıklı resmi için bu rakamlarla birlikte değerlendirilmesi gerekir. Ayrıca, kişi başına milli gelirde de gerileme söz konusu. 2015’te 11 bin 14 dolar , 2016’da 10 bin 807 dolar iken, 2017’de 10 bin 597 dolar seviyesine indi.

Büyüme yüzde 7.4 olarak gerçekleşirken, tarım sektörünün katma değeri yüzde 4.7, sanayi sektörünün katma değeri yüzde 9.2, inşaat sektörünün katma değeri yüzde 8.9, hizmetler sektörünün katma değeri ise yüzde 10.7 oranında artış gösterdi.

2017 yılı GSYH’sı cari fiyatlarla 3 trilyon 104 milyar 907 milyon lira oldu. 3.64 dolar kuru üzerinden, yani dolar cinsinden GSMH büyüklüğü 851 milyar 046 milyon dolar olarak gerçekleşiyor. Bir önceki yılın 862.7 milyar dolarlık seviyesinin 11.3 milyar dolar gerisinde kaldı.

Yatırımlarda 2017’de yüzde 7.3 oranında reel artış kaydedildi. 4. çeyrekte yüzde 8.3 artış gösteren makine teçhizat yatırımları, yıl içinde düşüşler gösterdiği için yıllık binde 7 oranında arttı. İnşaat yatırımları ise yıllık bazda yüzde 12 oldu.

2017 yılında bir önceki yıla göre yüzde 6.1 artış gösteren hane halkı tüketim harcamalarının GSYH içerisindeki payı yüzde 59.1 olurken, devletin tüketim harcamaları ise yüzde 5 oranında artarken, devletin GSYH içindeki payı yüzde 29.8 oldu. İhracat yüzde 12, ithalat yüzde l0.3 artış gösterdi. İhracatın 2017’nin büyümesine katkısı pozitif oldu.

Arkadaşımız Mehmet Kaya’nın haberinden TÜİK’in daha önce çeyreklerle ilgili açıklamalarını ilk çeyrekte binde 4, ikinci çeyrekte binde 3, üçüncü çeyrekte binde 2, toplamda binde 9 revize ettiği bilgisini öğreniyoruz.

Büyüme ile ilgili yapılan değerlendirmelerde, iş dünyası büyümede sanayiye verilen desteğin önemli olduğunun altını çiziyorlar. KGF ve vergi indirimleri desteklerine özel sektörün üretim artışıyla , piyasaların canlandırılmasıyla cevap vererek, büyümeye katkı sağladıklarını belirtiyorlar. Bakanlar ise açıklamalarında yüksek büyümenin 2018’de de süreceğine inandıklarını söylüyorlar.

Benim bu konudaki bir merakım TÜİK’in 2016’da değiştirdiği ve revize ettiği tasarruf oranının yüzde 14’lerden yüzde 24 seviyesine çıkarmasının büyümeye reel katkısı olup olmadığı. Çünkü her bir puanlık büyüme için 4 puanlık tasarruf gerekiyor. Yüzde 7’lik büyüme için yüzde 28’lik tasarruf oranına ihtiyaç var. Büyümeyle birlikte cari açığın da artıyor olması, büyümenin ne oranda tasarrufa ne oranda dış girdiye ve artan cari açıkla bağlantılı olduğunu düşünmemiz gerektiği sonucunu getirdi. Artan ithalat ve üretimde kullanılan hammadde ve ara mallarında dışa bağımlılığın çari açığı artırması, revize edilen tasarruf oranının ne denli gerçekçi olduğunun irdelenmesinin zorunlu olduğunu bana düşündürüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar