‘Sektörü, 30-40 yıl taşıyacak ‘Turizm Dönüşüm Planı’ hamlesi önermek istiyoruz’

Volkan AKI
Volkan AKI İŞ'TEN SOHBETLER volkan.aki@dunya.com

Geçen hafta turizmcilerin en büyük fuarlarından EMITT vardı. Bir etkinlikte ben de konuşmacıydım. Moraller iyiydi, talepler, rezervasyonlar vardı. Fuar öncesi Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği’nin (TTYD) yemeğinde konuşan Alman Turizm Endüstrisi Başkanı Dr. Michael Frenzel de çok olumlu mesajlar vermişti. Görünen o ki toparlanma ve talep artışı var. Kolay değil eski seviyelere gelmek tabii pek çok da sorun var. Tekrar güven ve toparlanma zaman alıyor. Ama belki tam da bu dönem geleceği de konuşma zamanı… Fuarın ve bu olumlu havanın rüzgarı arasında TTYD Başkanı Oya Narin ile sohbet ettik… Sektör başkanlarıyla bazen çok hem fikir olmuyorum ama bu defa çoğunda mutabıktım. Gelecek adına da keyifli oldu benim için… Konu şu aslında: TTYD ve sektörün diğer temsilcileri bir ‘Turizm Dönüşüm Planı’ önermek istiyor. Oya Narin, “İspanya bunu yaptı, 88 milyon turist seviyelerine çıktı, biz de aynı seviyelere çıkabiliriz” diyor. İki önemli konu var. Sektörün yönetim biçimi dahil, destinasyon noktalarının yeniden yapılandırılması ve yeni çağın gereklerine, trendlerine uygun bir yapının oluşturulması… İstenenlerin hepsi çağın gerekleri… Aslında birçoğu devletin tespitlerinde de var. Gelin bunu Oya Narin ile ayrıntılandıralım…

Turizmin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu ve her karar alırken, hatta açıklama yaparken bile bazen özen göstermek gerektiğini son iki yılda yaşadıklarımız yine bize hatırlattı… Hem bölgemiz hem dünya şartları Türk turizmini de çok etkiliyor. 2016-17 yıllarındaki ‘şok’lar da bize kötü bir dönem yaşattı… Ama biz geleceğe bakmak ve stratejileri konuşmak zorundayız. İşte Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği(TTYD) Başkanı Oya Narin ile çok şey konuştuk ama odaklandığımız konu ‘Turizm Dönüşüm Planı’ oldu… Nedir TTYD’nin yapmak ve konuşmak istediği… “Biz bir ‘Turizm Dönüşüm Planı’ önermek istiyoruz. İspanya bunu yaptı, özel sektör kamu işbirliği ile destinasyonları değiştirdi, koridorlar açtı… Bunları da iyi işletti. Gereken yerlerde finansman desteği verildi. Gereken yerlerde imar dönüşümleri oldu. Tüm bunları gerçekleştirip Türk turizmini, önümüzdeki 30-40 yıl taşıyacak bir plan bizim istediğimiz. Bu hayalimizin de doğru olduğunu düşünüyoruz. Bu herkesin dahil olduğu kamudan belediyelere ve özel sektöre, bütün tarafların içinde olacağı bir dönüşüm planı olmalı. Tabii bu dönüşüm kapsamında turizm yönetim biçimi de yeniden modellenmeli… Örneğin herkes her yerde turizm yatırımı yapamamalı. Arz-talep nitelik dengeleri gözetilmeli. Turizm Şurası’nda bunlar tartışıldı ve çok faydalı oldu. Turizmin pek çok bakanlıkla işi var. Yerel yönetimleri de ilgilendiren bir sektör o yüzden yeni bir yönetim modeli oluşturmak çok önemli… Turizm Bakanlığı koordinasyonunda, yeni bir yönetim modelinin de oluşturulması gerekli. Böyle bir ‘Turizm Dönüşüm Planı’yla 80 milyon turisti kazanabiliriz. İspanya 88’i yakaladı, bizim yakalamamamız için bir sebep yok…”

Turizmde dönüşüm planı

Tamam plan dedik ama bunun ana kapsamı, temel fikri nereye dayanıyor. Oya Narin bunu şöyle anlatıyor: “Türkiye turizmi belli bir noktaya gelmiş durumda. Bu yatak kapasitesi ve ‘mass’ turizmdeki başarısıyla… Bundan sonraki yeni dönem için ise çağdaş bireysel ihtiyaçları karşılayacak bir çizginin dışında kalmaya başlıyoruz. Bu nedenle yeni bir hamle yeni bir değişim programı yapılması gerekiyor. Biz bu buna ‘Turizmde Dönüşüm Planı’ diyoruz. Burada beklediğimiz ve yapılması gerektiğini düşündüğümüz şey şu: Bütün kıyı şeridi ve turizm destinasyonlarında varış noktası planlaması yapılması. Varış noktalarındaki eksiklerin tamamlanması… Bir de sürdürülebilir turizm adına, yani 365 gün turizm yapmak adına, varış noktalarındaki eksikliklerin o gözle bakılarak tamamlanması gerekiyor. Bu nedir derseniz? Örneğin, önemli destinasyonlardan Kemer ilçemizde bir AVM’miz yok. Bu ne demek Temmuz-Ağustos aylarında, sıcaklarda oraya çok giden Rus turistlerimizin, gidip gezeceği ve belki marka ürünler alacağı bir yer yok… Çok da kaliteli olmayan ürünlerin bulunduğu mağazalardan başka bir şey yok. O misafiri o zaman 100-150 doların üzerinde ağırlayamıyorsunuz. Golf, AVM, tenis kulüpleri, spor kulüpleri, at o destinasyonda ne olabiliyorsa belki iyi bir hastane sağlık turizm için… Bunlar planlanmalı.”

Sürdürülebilir turizm için konut

İlginç ve benim az değindiğim bir konu aslında, ‘turizm’ alanlarını ‘yaşayan’ merkezler haline getirmek. Bu ne demek mi? Narin şöyle açıyor: “Turizm bölgelerinde sürdürülebilir yaşam için konut önemli… Örneğin, Batı Antalya’da konut yok… Yaşam merkezleri sentetik, hayat yok o zaman gastronomiyi geliştirmek mümkün olmuyor. 2 Michelinli şef götürseniz o adam ne yapacak oralarda…. Böyle taşımayla gittiğiniz zaman olmuyor ve devreye ‘mass’ turizm geliyor. İstanbul dahil olmak üzere, destinasyonlardaki ihtiyaçlarımızın, eksiklerin tekrar planlanmasını istiyoruz önümüzdeki 10 yıl sürecince… Tabii sektörün önünü açmak için pek çok da ilave tedbirin alınması gerekiyor. En önemli şey 1-2 pilot bölge seçip bu işe bir an evvel başlamak. Dünyada bunun örnekleri var. Bunları görüp, anlayıp uygulamazsak sıkıntı olur. Örneğin, Bodrum Yarımadası niye diğerlerine göre daha önde… Çünkü 365 gün yaşam var. İnsanlar oralardan ev aldılar gidip orada oturuyorlar. All Inclusive’i bırakalım gitsin diye bir şey de yapay… O niye oluştu, bu nedenden oluştu. Bir reaksiyon olarak oluştu ve bu reaksiyon da çok iyi tuttu. Burada Türkiye önemli bir adım attı. Müthiş ve faydalı bir ürün ama alternatiflerini de artık mutlaka yaratmalıyız.”

Akıllı turizm destinasyonları

İşin bir de yeni trendler, yeni yaşam biçimleri, beklentiler tarafı var. TTYD Başkanı Oya Narin bu konunun da önemine dikkat çekiyor. Narin şöyle diyor: “21. Yüzyıl trendlerine uyum sağlarken tamamen akıllı turizm destinasyonlarına ihtiyacımız var. Tamamen dijital olmalıyız. Akıllı şehirler, akıllı uygulamalar mutlaka olmalı… Bu çok geniş bir program ve çok öneri var bunun içinde… Biz kıyı şeridimizi ancak 150 gün kullanıyoruz. Bunlar da çok kısıtlı bir bölge… Kullandığımız kıyı şeridi toplamın yüzde 10’unu oluşturuyor… Biz gerisini kullanmıyoruz oysa devlet gitmiş oraya yatırım yapmış, altyapı da götürmüş. Buralarda yazlıklar olmuş… Buraları da yeterince iyi kullanılamıyorum. Bunun yanında Araplar, Balkanlar, Ruslar her yerden gelecek turistler için onların özelliklerine göre planlanıp bu bölgeler yeniden kurgulanabilir. Örneğin çok sıcaktan gelenler için Kuzey Ege’de böyle bir dönüşüm yaratılabilir. Tüm bunlar için biz ‘master’ plan olmasa da bir dönüşüm planı gerekliliği var.”

10. Kalkınma'da her şey var

Farklı trendlere de dikkat çeken Oya Narin, bu çalışmalara devletin de hakim olduğunu söyleyerek şunları anlatıyor: “Örneğin dünyada butik oteller yükseliyor, deneyim yaratma diyoruz ancak burada belli segmentlerde daha çok küçük aile işletmeleriyle farklı deneyimler yaşatılıyor. Bizde ise piramit ters çalışıyor. Bu tarz küçük ve orta ölçekli yatırımcıların özendirilmesi çok önemli… KOSGEB-KOBİ ölçeğinde bunların özendirilmesi gerekli… Ayrıca başta da söylediğim gibi, kimin nerede bu sektöre gireceğinin kontrol edilmesi gerekli. Bizim için imar durumları önemlidir, bizim en zorlandığımız yerler bunlardır. Küçük ve orta ölçekli yatırımcı da buralarda yılıyor. Turizm Avrupa’dan başlamıştır küçük aile işletmeleriyle hareketlenmiştir. Bu ‘Turizm Dönüşüm Planı’nda Ege’de daha küçük ölçekli girişimlerle kalınması, Trakya’da çeşitliliğe gidilmesi, Ege’nin altı ve Antalya’da ‘mass’a devam etmek gerekli. Bunları iç Anadolu’ya doğru da gastronomi koridorları ile genişletmek gerekli. Gastronominin, aile yapılarının özel olarak desteklenmesi gerekiyor. Bu programı çalışmak hepimizin hayrına olacaktır. Aslında devlet 10’uncu Kalkınma Planı’nda da turizm sektöründe bunlar var. Devlet de bu ihtiyaçları yakinen biliyor.”

Devlet uçuşlara destek verebilir mi?

Teşviklerden bahsediyoruz… Aslında alt yapımız zaten kuvvetli, en çok destek uçuşlara gerekli… THY gibi en fazla noktaya uçan bir havayolumuz da var. Bunu sorduğumda bir başka konuyu fiyat artışını, direkt tüketiciye ulaşmayı bununla bağlıyordu Oya Narin: “Devletin destekleri uçuşlara, uçuş noktalarına yönlendirmesi daha önemli aslında… Bugün tur operatörüne geçen sene 100’e sattın, bu sene 200’e sat bir anda diyemezsiniz. Odaların bir kısmını ona, bir kısmını yaratacağınız diğer müşteri kitlelerine vermeniz gerekiyor. Ama bu tekil turist akımlarını destekleyecek tarifeli seferler yok… Çok akıcı ve stratejik hareket etmek zorundayız ve direkt tüketiciye ulaşacak sistemlerin önünü açmalıyız. Booking.com ve benzeri online siteler bizim içi çok önemli. Her şeyi tur operatörlerinden bekleyemeyiz onlar ‘mass’ iş yapıyorlar. Ama fiyatların artmasının bu ‘mass’ operasyonlarda gerçekleşmesi mümkün değil… Biz online ve direkt müşteriye yaptığımız satışlarda fiyatları yukarı çekip, oradan ortalama bir gelir yaratmaya çalışacağız. Burada da Avrupa destinasyonlarından direkt tarifeli seferlerin olmaması Antalya, İzmir, Dalaman… Olanın da sadece Sun Express tarzında oluşu ‘Business Class’ dediğimiz kendi başına seyahat etmek isteyen ve para harcama kapasitesi olan kitleye karşı bizim elimizi biraz daraltıyor fiyat artırma açısından…”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar