Teknoloji ile kurtarılabilecek hayatlar

Mustafa MERTCAN
Mustafa MERTCAN Gelecekten Haber mustafa.mertcan@dunya.com

Geçtiğimiz haftalar ülkece yaşadığımız en zor zamanlardı. İki büyük deprem; normal hayatlarında işi, okulu ve özel hayatını öncelik sırasına göre düzenleyen insanoğlunu, olağanüstü haller için yeni planlamalar yapmaya yönlendiriyor.

Ne kadar hazırlanırsak hazırlanalım, elbette bu halleri tamamen engelleyemiyoruz. Bu durumda yapabileceğimiz en iyi şey, -her yerde konuşulduğu üzeretüm standartlara uygun ve doğru denetlenmiş yapılar inşa etmek fakat çok daha önemli bir konu var: Deprem kuşağında yer alan ülkemiz insanlarını, davranışsal ve psikolojik olarak bu sürece hazırlayabilmek.

Yaşamımızın her alanını etkileyen teknoloji, olağanüstü hallerin önleyicisi olarak da konumlandırılmalıdır. Depremin ilk günlerinde de gördük ki teknolojinin iletişim ve haberleşme tarafı kritik bir öneme sahip. Bunun iyileştirilmesi elbet mümkün; gerek operatörlerin yapacağı altyapı çalışmaları gerekse Elon Musk’ın “Starlink”ine benzer projeler, olağanüstü hallerde kullanmamız gereken öncelikli teknolojiler olacaktır.

Ayrıca bizim gibi deprem kuşağında yer alan ve belki buna benzer durumlarla bizden çok daha sıklıkla karşılaşan Japonya’yı iyice incelememiz gerektiği de aşikâr. Yapı ve kontrolleri tarafında örnek alabileceğimiz hususlar olduğu gibi, ilave olarak farkındalık konusunda da kat edilmesi gereken ve örnek alınması gereken birçok nokta mevcut.

Bunlardan ilki ve belki de en önemlisi; her şehirde, hatta yer yer her ilçede olması gereken Deprem Simülatörleri. Deprem simülatörleri sadece farkındalık tarafında değil, bilinçlenme ve deprem durumlarında yapılması gerekenler konusunda çok önemli bir eğitim aracıdır.

Olağanüstü haller ve yapay zekâ

Kullanılması gereken bir diğer teknoloji ise artık günlük yaşamımızın içine kadar nüfuz etmiş olan yapay zekâ teknolojileridir. Öncelikle pandemide kullandığımız “Hayat Eve Sığar” uygulamasını hatırlayacağınızı düşünüyorum. Bu uygulamada, bölge bölge risklerin haritasını ve anlık güncellemeleri görebiliyorduk.

Bu konuda daha detaylı bir çalışma yapılabilirse olayın ilk anından itibaren kullanılabilecek uydu, drone, helikopter, GSM sinyali, AFAD Acil uygulamasının çağrı talepleri tek bir noktada birleştirilerek bir ana merkezde toplanabilir ve yapay zekâ kullanılarak gerçek zamanlı bir bölge haritası çok hızlı bir şekilde oluşturulabilir.

Bunun halka açık olan bir versiyonu olabileceği gibi, koordinasyon merkezlerinin kullanabileceği doğru ve güvenilir bilginin anında ulaşabileceği ana kontrol merkezi oluşturulabilir. Burada yapay zekâ, gerçek ve güvenilir bilgiyi toplama ayırma işleme ve GPS koordinatlarının doğru derlenmesi, yardım beklenen alanların nokta atışı tespiti ve o bölgelere desteklerin hızlıca ulaştırılması konularında büyük fayda sağlayacaktır.

Türkiye, pergelin iğnesini İstanbul’a koyduğumuzda iki saatlik uçuş mesafesi içinde yer alan bölgenin en önemli makine ve sanayi ülkesi. Ülkemiz evlatlarının ne kadar iyi sanayici, ne kadar güçlü ve esnek olabildiklerini böylesi zamanlarda görebiliyoruz.

Geçtiğimiz dönemde pandemiye özel ürünlerde gösterdiğimiz yüksek üretim performansının, son birkaç haftada özellikle çadır ve konteyner üretimleri konusundaki hızlı reaksiyonlarımızın; ülkemiz sanayicisinin esnek ve güçlü yapısını göstermeye yeterli diye düşünüyorum.

Böylesine güçlü bir sanayiye sahip ülkemizden; deprem zamanlarında hayat üçgeni olarak adlandırılan yöntemi daha net anlayıp bu noktada yapılabilecek yatak, baza, sehpa, masa vb. birçok korunma ürünleri üretilmesi ve bu ürünlerin içerisinde yer alacak gıda, su, telekomünikasyon araçlarının bir hayat üçgeninden çok daha fazlasını yapabileceğini düşünerek benzer ürünlerde bir üretim seferberliği başlatmamız gerektiğini düşünüyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
2022’nin hataları 04 Ocak 2023