Trabzon TSO Başkanı: Ekonominin rahatlamaya ve istikrara ihtiyacı var

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Trabzon TSO Başkanı Suat Hacısalihoğlu yapısal reformlar konusunu değerlendirirken, “Türk özel sektörünün hayali küresel büyümeyi tetikleyecek reformlardır” ifadesini kullandı.

Hacısalihoğlu, içinde bulunulan süreci şöyle ortaya koyuyor: “Küresel ekonomideki sıkıntılı süreçte ilerlerken Türkiye’nin daha güvenli ve temkinli bir yolda ilerlemesi gerekiyor.
Bu anlamda yakın zamanda saçimler zincirinden çıkan ülkemizde siyasi istikrar önemliydi ve bunu başardık. Bundan sonraki süraçte ekonominin istikrarı bina edilmeli. Siyasi istikrardan sonra ekonominin de rahatlamaya ve isikrara ihtiyacı var. Bunun için de ekonomide ciddi yapısal reformlar paketi beklentimiz var. Çünkü ekonominin ağır yükü iş dünyasının üzerinde. Bu yük önümüzdeki bir yıl içinde ödemeler dengesini ayakta tutmayı başarmamız gerektiğine işaret ediyor.”

Hacısalihoğlu, önümüzdeki dönemin dikkat edilmesi gereken bir süreç olduğunu ifade ederek, şu görüşleri dile getiriyor:

“Resmi kurumlarımızın istatistiki verilerine yansıdığı gibi Türkiye’nin önümüzdeki bir yıl içersinde kamu ve özel sektör olmak üzere dış borcu 160 milyar dolar civarında. Bir yıllık cari açığımızı göz önüne bulundurduğumuzda ekonominin finansmanı için 190 milyar dolara ihtiyacımız olduğu ortada. Bu Türkiye ekonomisinin yıllık gelirinin yüzde 25’ine tekabül ediyor. Büyük bir darboğaz olarak görülmekle beraber dikkat edilmesi gereken süreç olduğunu, temkinli ve tedbirli yol almamız gerektiğini net şekilde görmeliyiz.”

Hacısalihoğlu, önerilerini de dile getirerek şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Küresel ekonomiler arasında borçluluk nedeniyle kırılgan ekonomiler olarak tanımlanan beş ülke arasında olan Türkiye’nin de bulunduğu unutulmamalıdır. Ekonominin daha rahat bir seyre ulaşması için atılması gereken adımların başında elbetteki yapısal reformlar gelmekte. Bir süredir seçimler atmosferinin ötelediği bu reformlar paketi daha fazla ötelenemez. Zira Türkiye ekonomisinin kamu borcu iyileşmiş olmasına karşın, özel sektörün yüksek borçluluğu söz konusu. Yapısal reformların ekonomiye gerçekçi çareler bağlaması kaçınılmaz. Burada hiçbir şekilde popülist yaklaşımlardan kaçınmak gerekmekte. Zira Türkiye halkının siyasi istikrara prim vermesinin altında yatan bir gerçek de bu popülist politikanın arkasını almak içindir.

Türkiye ekonomisinin sorunlarına gerçekçi çözümler getirmemiz gerektiğinin bilincinde hareket ederek, öncelikle işsizlik asgariye düşürülmelidir. İstihdamı artırmak için cesur adımlar atıldığını görüyoruz.Ve iş dünyası olarak her zaman gündeme getirdiğimiz kalıcı istihdam sağlamaktır. İstihdamda çare kamu değil özel saktördür. Özel sektörün üretim gücünü artıracak reformlara daha fazla eğilmesi gerekiyor. Yüksek katma değerli üretimi destekleyecek, küresel pazarlarda rekabet avantajımız olan üretim alanlarına daha fazla yönelmeliyiz. Türkiye, küresel pazarlarda cesur girişimcileri ve işadamlarıyla çok başarılı işler bitirmekte. Bu çalışmalar örnek alınarak desteklenmeli ve çoğaltılmalı. Türkiye’nin ve Türk özel sektörünün yurtdışı ve pazardaki ekonomik girişimlerini artırıcı faaliyetlere yönelik reform adımları atılmalı. Bilinmelidir ki Türkiye ekonomisi iç pazarda daha fazla büyüyemez. Mutlaka ve mutlaka dış pazarda büyük bir potansiyele sahip. Bunun için gerekli olan girişimci, mühendis ve kaliteli işgücü fazlasıyla bulunmakta. Küresel ekonomilerde büyüyen bir Türk özel sektörünün yurtiçi ekdonomisine çok fazla katkısı olmaktadır ki bunun en önemli sonucu deneyim ve birikimlerin yeni şirketlere dönüşmesidir.

Türk özel sektörünün emin adımlarla küresel ekonomide yürüdüğü aşikardır. Bu gücü zıplatacak olan yapısal reformlardır. Bu reformları harekete geçirecek olan siyasi güç ve istikrardır. Türk halkı üzerine düşen sorumluluğu büyük bilinçle sağlayarak bu gücü ve istikrarı son biçimlerde verdi. Beklediği yapısal reformlarla da ilerlemeyi hayal etmektedir. Bu hayal durdurulmasın. Hep birlikte ilerleyeceğimize inarcım ve güvenim tamdır. Bilinmelidir ki, Türk özel sektörünün hayali küresel pazarlarda daha fazla büyümeyi sağlayacak yapısal reformlardır. Daha fazla dışa açılma, küresel ekonomiye entegre olma, yüksek rekabetçi sektörlerde yarışma, her alanda liderliğe ilerlemektir.”
Hacısalihoğlu’nun düşünceleri böyle..

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar