Trend dönüşü mü?

Murat BERK
Murat BERK UZMAN GÖRÜŞÜ

Geçen hafta henüz stratejik/orta vadeli görüşlerimizde bir değişiklik olmadığını ifade etmiştik ve yazıyı şöyle sonlandırmıştık: “FED duruşunu değiştirene kadar küresel piyasalarda gelişmekte olan ülkeler dahil bazı varlık sınıflarında gördüğümüz stresin geçmeyeceğini, kalıcı olarak sona ermeyeceğini tahmin ediyoruz.”

Aradan geçen zaman içinde birkaç önemli olay yaşandı. Bunlardan en önemlileri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) beklentileri aşan faiz artırımı, Rus Merkez Bankası’nın (BoR) faiz artırması, son açıklanan ABD enflasyon verilerinin beklentilerin altında kalması ve ABD-Çin arasındaki “ticaret savaşında” yumuşama olabileceğine ilişkin haber artışıydı. Çok fazla üzerinde durulmadıysa da yabancı yatırımcılar arasında son birkaç yılın en popüler ülkelerinden biri haline gelen Hindistan’da da yabancı yatırımcıyı cezbetmek ve risk unsuru olarak görülen cari açık konusuna önlem maksadıyla, aralarında Masala bonolarındaki stopaj vergisini kaldırmak dahil bir dizi önlemin alındığını da gördük.

Bu haberler ile birlikte “Acaba gelişmekte olan ülkelerdeki düşüş trendinin sonuna mı gelindi?” şeklinde sorular daha fazla sorulur oldu. Geleceğin ne getireceğini kimse bilemez ama biz bu sorunun cevabının olumsuz olduğunu düşünüyoruz. Bundan dolayı da stratejik/orta vadeli görüşlerimizde bir değişiklik yapmadık. Bunun nedeni ise gelişmekte olan ülkelerdeki çalkantıya sebep olan küresel likiditeki artış hızının yavaşlamaya devam etmesi.

Son açıklanan ABD enflasyon verileri ile de Amerika Merkez Bankası’nın (FED) planlarını değiştirmeyeceğini düşünüyoruz. Bunun belirtisini ise FED başkanlarından olan ve güvercin kanatta olduğu kabul edilen Brainard’ın son konuşmasında görüyoruz. ABD 5 yıllık reel faizlerin 2009, 12 aylık LIBOR faizlerinin de 2008’den beri en yüksek seviyesine gelmiş olması da fonlama maliyetlerinin artma trendinde olmaya devam edeceğine dair bir işaret olarak değerlendirilmeli.
ABD-Çin arasındaki ticaret savaşında günlük gel-git’li haber akışının ötesinde 6 Kasım ABD ara seçimlerinden önce bir uzlaşıya varılması bizce oldukça zor. 6 Kasım tarihi aynı zamanda İran yaptırımlarının devreye gireceği 4 Kasım tarihine oldukça yakın… Bu tarihlere yaklaştıkça jeopolitik tansiyonun artması bizce olası. Bunun da piyasalar açısından potansiyel bir risk oluşturduğunu düşünüyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gelecek zaten burada 02 Eylül 2019
Sıcaklık artıyor 05 Ağustos 2019
Büyük umutlar 29 Temmuz 2019
Faiz Açmazı 11 Haziran 2019
Yuan’a dikkat 20 Mayıs 2019
Devam eder mi? 14 Mayıs 2019
Laplace’ın Şeytanı 07 Mayıs 2019
Reflasyon esintisi 05 Mart 2019
Mindball ve Wu Wei 11 Şubat 2019