Türkiye DHL’in bölgesel üssü oluyor

Volkan AKI
Volkan AKI İŞ'TEN SOHBETLER volkan.aki@dunya.com

Hızlı hava kargo taşımacılığı şirketleri, ekonominin ve ticaretin nabzını tutuyor. DHL Express Türkiye Genel Müdürü Markus Reckling özellikle son yıllarda ihracatta tekstil ve otomotiv ürünlerinin ağırlığına dikkat çekiyor. Türkiye’yi ilk 11 hedef pazar arasına koyan DHL Express’in en büyük hedefi 3. Havaalanı’nın yapılmasıyla, İstanbul ve Türkiye’yi bölgesel üs haline getirmek. Lojistik merkez olma fikri hep sözü edilen bir gerçek. Bakalım bu defa başarabilecek miyiz?

Altyapı yatırımlarının lojistik ticaret merkezleri yaratmak konusunda önemi büyük. Türkiye özellikle İstanbul’da yaptığı havalimanı, yeni boğaz köprüsü, tünel geçişi gibi pek çok projeyi hayata geçirmek için yoğun bir çalışma yapıyor. Bunlar Türkiye’nin içerideki ulaşım ve lojistik sorunlarına çözüm yaratırken, Türkiye’nin uluslararası alanda lojistik üs olma planlarını da destekliyor. Bu projeler ve kendi yaptığı yatırımlarla Türkiye’yi 11 kritik büyüme ülkesi arasına alan DHL Express için de öyle sayılabilir. DHL Express Türkiye Genel Müdürü Markus Reckling, bu yatırımlarla birlikte kendileri için Türkiye ve İstanbul’un bölgesel bir merkez haline geleceğine dikkat çekiyor. Ekspres kargo işinin önemli bir özelliği gönderilerin ekonomi ve ihracat performansı açısından da gösterge niteliğinde olması. Markus Reckling, ekonomi ve ihracat ülkeleri konusunda da bazı bilgiler paylaşıyor. Şimdi onlarla ilgili birkaç bilgiyi özetleyelim. 

Ekonomi zorlanıyor 

Önce biraz ekonomiden bahsedelim, DHL Express Türkiye Genel Müdürü Markus Reckling Türkiye ekonomisinin ilk aylarda düşüş yaşadığını söylüyor. Tespitleri şöyle: “2016’nın ilk aylarında ihracat yaklaşık yüzde 10 düşüş yaşadı. En azından dolar değerinde. Ortam son aylarda giderek zorlaşıyor. Ama zor zamanlarda bile biz iyi sonuçlar aldık. Örneğin, geçtiğimiz yıl da böyle oldu. Pazarlar eskisi kadar hızlı büyümüyor, ayrıca rekabet de çok yoğun. Bizim sektörümüzde büyümek için birkaç yöntem var. Öncelikle liderlik ettiğimiz birkaç alan var. DHL Express için en büyük alan tekstil. Ama bu alan da geçen yıl zorluydu ve iyi büyümedi. Otomotiv bizim için yine önemli bir alan ve geçen yıl da iyi büyüyen bir alan oldu. Yerel talep değil, ihracattan bahsediyorum. Bizim işlerimizi genişleten ihracat oluyor. Özellikle Bursa ve İstanbul’da yoğunlukla çalışıyoruz. İşlerimizin yüzde 65’i İstanbul’da. Bizim içinde bulunduğumuz hızlı kargo taşımacılığı işinde bitmiş ürünlerden ziyade örnekler taşıyoruz. Bu hareketlilik de aynı zamanda ekonomiyle ilgili bir tablo çiziyor. Bu yıl özellikle tekstil az da olsa gelişiyor.”

En çok gönderi hangi ülkelere

Türkiye’nin ticaret trafiğini ve ağırlıklı ülkeleri ihracat ve ithalat açısından gönderiler üzerinden takip etmek mümkün. Markus Reckling’e bunu sorduğumda şu bilgileri veriyor. Biraz ilginç sonuçlar var açıkçası: “DHL Express Türkiye’nin 2015 yılında en çok gönderi taşıdığı ülkeler sırasıyla Almanya, Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya, Çin, Hollanda, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri. Bu 10 ülkeye en çok taşınan ürünler ise sırasıyla; tekstil numuneleri, ileri teknoloji, otomotiv sanayi, finans-bankacılık ve kimya endüstrisi sektörlerine yönelik ürünler. DHL Express Türkiye 2015 yılında yaklaşık 4.5 milyon gönderi taşıdı. Yıllık toplam gönderi ağırlığı ise 25 bin ton.”

Türkiye 11 kilit pazardan biri 

DHL için Türkiye’nin büyük önem taşıdığını da aktaran Markus Reckling, grubun hedefleri konusunda şu bilgileri veriyor: “DPDHL Grubu’nun küresel 2020 stratejisi, Türkiye açısından çok önemli hedefler içeriyor. Bu stratejinin merkezinde, DPDHL’in gelişmekte olan pazarlardan elde ettiği gelirin payını, 2020 yılına kadar yüzde 22’den yüzde 30’a çıkartma hedefi bulunuyor. Türkiye de, grubun bu hedefe ulaşmak için odaklanmak üzere belirlediği 11 kilit pazar arasında yer alıyor. DPDHL’in Türkiye’de 5 yıl içinde 100 milyon Euro’yu hedefleyen çok güçlü bir yatırım planı bulunuyor. Bu planın sonuçları 2015 yılında görülmeye başladı.”

35’inci yılında DHL’in planları

DHL uzun yıllardır Türkiye’de… DHL Express Türkiye Genel Müdürü Markus Reckling bu süreçle ilgili şu değerlendirmeleri yapıyor: “2016 yılı DHL Express’in Türkiye’deki 35’inci yılı. Bu önemli yılda “büyümeye” ve “kaliteye” odaklanıyoruz. Gelişmek için atılan her adımda kaliteye odaklanarak şirket büyümesine önemli bir katkı sağlanacak. Şirket 2016 planı çerçevesinde, 2015’te yakaladığı ivmeyi sürdürüp korumayı ve pazarın üzerinde bir büyüme oranı yakalamayı hedefliyor. DHL Express Türkiye pazarındaki 35. yılını kutlarken, Türkiye’nin uluslararası ticaret potansiyelini artırmaya ve hem sektöre hem topluma katkıda bulunmaya devam edecek.”

Anadolu’dan artan talep var

10 milyon euroluk bir yatırımla Sabiha Gökçen Havalimanı’nı faaliyete geçirdiklerini belirten, Reckling, Anadolu’nun önemine dikkat çekiyor ancak en önemli konulardan biri, yeni havalimanı ile birlikte, İstanbul ve Türkiye’nin bölgesel bir üs konumu kazanması. Burada altyapının bu tür uluslararası ticarette ne kadar önemli olduğu da ortaya çıkıyor. Markus Reckling bu konuda şöyle konuşuyor: “Sabiha Gökçen ve yeni uçak yatırımları, DHL Express Türkiye’nin Anadolu’ya desteğinin ve artan ihtiyaca yönelik kapasite artışının açık bir göstergesi. Artan kapasiteyi karşılayabilmek için, Boeing 737 model uçağı daha fazla taşıma kapasitesine sahip A300 ile değiştirdik. Ayrıca 3. havalimanı işletmecisi IGA ile de bir mutabakat imzalayarak kritik bir coğrafi konumda bulunan Türkiye’yi yeni bir bölgesel merkeze dönüştürmeye yönelik yatırımlarımızı artırdık.”

Teknolojide büyük atılım

Her konuda olduğu gibi lojistik ve ulaştırma, kargo, hızlı gönderi gibi alanlarda dijitalleşme ve onunla birlikte gelen kişiselleşme önemli bir boyut kazanıyor. Markus Reckling bu konuda şu bilgileri veriyor: “Şirket bu yıl aynı zamanda IT sistemlerine güçlü yatırımlar yapacak. IT alanındaki en önemli konuların başında operasyon uygulamalarının modernizasyonu ve yeni eCOM uygulamaları geliyor. Operasyon tarafında kurye uygulamasının 6’ncı versiyonu çok kısa bir süre önce Türkiye’de hayata geçirildi. Android işletim sistemi üzerinde çalışan bu yeni uygulama GoogleMap ile entegre çalışıyor. Rota planlaması, rota yönetimi, merkezle iletişim ve gün sonu işlemlerinde yapılan geliştirmelerle sahadaki ekiplerin performansının yanı sıra, ekran üzerinde alınabilen imza ve benzeri özelliklerle müşteri memnuniyetini artırıyor. Buna ek olarak, müşterilere daha iyi bir deneyim yaşatabilmek adına yoğun çalışmalar sürüyor.”

Sürdürülebilirlikte başarılı

Sürdürülebilirlik konusunda yoğun bir program devreye sokan DHL Express’in bu çalışmaları ile ilgili Markus Reckling şu bilgileri veriyor: “DHL Express Türkiye’ye ‘karbon-nötr’ gönderi imkanını sunan ilk şirket oldu. Müşterilerin taşıma sırasında yaratılan karbondioksit salınımlarını telafi ederek her bir gönderi yoluyla iklim değişikliği ile mücadele etmesi sağlanıyor. Karbon ayak izinin azaltılmasına imkan verecek şekilde tasarlanan bu ürün, 7 ülkedeki Birleşmiş Milletler onaylı 8 çevre projesi için de kaynak sağlıyor. DHL Express’in aynı zamanda ticari faaliyetlerinin çevreye yaptığı en büyük etkiyi ifade eden CO2 salınımlarını asgariye çekmeyi hedefleyen GoGreen çevre koruma programı bulunuyor. Bununla birlikte, ticari faaliyetlerin çevreyi diğer birçok şekilde de etkilediğinin bilinciyle bu etkileri sınırlamak için çalışmalarını sürdürüyor. Program ile karbon etkinliğinin 2007 yılı düzeylerine kıyasla 2020 yılına kadar yüzde 30 düzeyinde artırılması hedefleniyor. Programın ana unsurları arasında, DHL Express filosunun optimize edilmesi, binaların enerji etkinliği, yenilikçi teknolojiler, iş gücünün seferber edilmesi, taşeron ve müşterilerin de dahil edilmesi bulunuyor. Şirket, 2014 yılının sonu itibariyle 2007’ye göre karbon etkinliğini yüzde 23 iyileştirdi.”

Hedef KOBİ’lere kazandırmak

DHL Express Türkiye Genel Müdürü Markus Reckling Türkiye’deki çalışma hedeflerini şöyle özetliyor: “Uluslararası hızlı havayolu taşımacılığı alanında faaliyet gösteren DHL Express, kurulduğu 1981’den bu yana Türkiye’de sektörünün öncüsü konumda. Türkiye’de 22 farklı lokasyonda, 400 araçlık filosu ile 12 bin aktif müşteriye sahip DHL Express, müşteri merkezli bir yaklaşım ile hizmet veriyor. Sabiha Gökçen ve Atatürk havalimanlarındaki uçakları ile İstanbul’un her iki yakasında da hizmet veren tek uluslararası hızlı hava taşımacılığı şirketidir.

Uluslararası ticaretin en önemli destekçilerinden KOBİ’ler DHL Express’in 2015’te odaklandığı başlıca alanlar arasında. Türk KOBİ’lerini dünyanın geri kalanına bağlamak ve ihracatı neredeyse Türkiye sınırları içerisinde iş yapmak kadar kolay hale getirmek hedefleniyor. KOBİ Express ürünü; mikro ihracat çözümü, sektörel kılavuzlar, 7/24 destek hattı, e-com çözümleri, proaktif teslimat bildirimi ve farklı şehirlerde düzenlenen seminerlerle bu hedefi destekliyor.”

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar