Türkiye’nin FinTech’de şansı var mı?

Volkan AKI
Volkan AKI İŞ'TEN SOHBETLER volkan.aki@dunya.com

Dünyanın FinTech alanındaki en büyük organizasyonlarından Finovate Londra’da pek çok yeni trend dikkati çekiyordu. Hem girişimci şirketler hem izleyen yatırımcı ve bankacıların yoğun ilgisi, bu alandaki trendin güçlülüğünü gösteriyor. FinTech, yani finans ve teknolojinin bir araya gelmesiyle oluşan yeni dünya, giderek güçleniyor. Peki Türkiye, güçlü finans altyapısı, girişimci ekosistemi ve İstanbul gibi önemli lokasyonu ile bu trendi yakalayabilir mi? 

Geçtiğimiz hafta Londra’daydım. Bu şehre her gittiğimde heyecan duyuyorum. Sadece güzel bir şehir olmasından değil, mutlaka yeni bir şey, keşfedilecek bir trend, bir yaklaşım, bazen bir model görebiliyorsunuz. Aynı duyguyu yaşadığım şehirlerden biri de New York... Trendler bu şehirlerden doğup adeta klonlanarak tüm dünyaya yayılıyor. 

Bu defa gidişim zaten tam anlamıyla ‘yeni’ konseptler ve ‘girişimcilik’ eko sistemiyle ilgiliydi. O nedenle fazla gözlem yapmama da gerek kalmadı. Londra’da FinTech’lerin dünyada bir araya geldiği en önemli etkinlik olan Finovate’i izledim. 

Dünyada yeni girişimcilik dalgasının en güçlülerinden birisi FinTech tarafından geliyor. FinTech en genel tanımıyla; finansal hizmetlerin daha iyi, daha hızlı ve daha kolay verilmesi amacıyla finans ve teknolojinin bir araya gelmesi. 

Finovate Londra bitti

Londra'da 9-10 Şubat'ta düzenlenen etkinlikte finans dünyasının beyaz yakalıları ve finans dünyasını değiştirmeye çalışan girişimciler bir araya geldi. Salondaki kalabalık gerçekten etkileyiciydi. Bu kadar insan burada ne yapıyor? Sorusunu sormadan edemedim. Bu kadar ilgi aslında FinTech trend dalgasının büyüklüğünü de gösteriyor.

Özellikle bankacılık dünyasının yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte 70’ten fazla girişim iki gün boyunca faaliyetlerini anlattı. Girişimcilerin kendilerine verilen 7 dakikada girişimlerini anlattığı sunumlarda üç ana tema dikkat çekiyordu. Yapay zeka, ses ve bütçe yönetimi uygulamaları, birçok girişimin ana temasıydı. Bu temaları Startups.Watch Türkiye’den Serkan Ünsal ile birlikte değerlendirdik:

‘Yapay zeka’nın yükselişi

Özellikle beyaz yakalıların günlük çalışma temposunda yatırım, bütçe planlama ve seyahat planlama konusunda çok zamanı olmuyor. Zamansızlık problemini çözmenin en kolay yolu da bu işleri başkalarının bizler adına yapması. Finovate etkinliğindeki çoğu girişim de bu ‘başkaları’ neden yapay zeka uygulamaları olmasın denmiş ve bir çok yapay zeka fikri hayata geçirilmişti. Seyahatlerinizde farklı ülkelerde kullanacağınız para birimlerine göre size uyarılarda bulunan akıllı bütçe yönetim uygulamalarından, akıllı yatırım planlama uygulamalarına kadar birçok uygulama etkinlikte görücüye çıktı. ‘NLP’ yani gelişmiş algılama sistemleri, ‘robo’ olarak tanımlanan ‘robotik’ uygulamalar, ‘AI’ yani Artificial Intelligence-Yapay Zeka tanımlamaları en çok kullanılan ve sunum aralarındaki sohbetlerin ana konusu oldu.

Türkiye’ye uygun mu? 

Tabii robotik ve yapay zeka uygulamaları Türkiye’de de kullanılabilir mi? Ya da nasıl gelişebilir? Özellikle kişisel finans ve bütçe yönetimi, yatırım yönetimi gibi pek çok uygulama dikkat çekti ancak tabii verilerin toplanması örneğin, sizin tüm banka hesaplarınızdan bilgilerin çekilmesi, harcamalarınızın tamamının kayıt altında olması gibi, pratik bazı zorlukları var. Daha doğrusu Türkiye’ye özgü zorluklar var. Onun dışında, Türkiye'de yapay zekanın finans dünyasında kullanımı ile ilgili regülatif bir engel yok. Girişimciler benzer projeleri hayata geçirip bankaların kapısını çalabilir. Tüm bu değerlendirmeler konusunda öne çıkan konu ölçeklenebilir ve bir çok ülkeye uygulanabilir akıllı dijital asistan yaratılabilmesi. Bu çok güçlü bir entegrasyon ve sistem alt yapılarını ülkeler bazında iyi tanımayı gerektiriyor.

Sesim geliyor mu? 

Ses, ses, ses; saymadım ama herhalde her 3 girişimden 1’i ses tanıma ve böylece komut alma, işlem yapma ‘time line’a dayanıyordu. Bunda akıllı telefon üreticilerinin bu teknolojiye yaptığı büyük yatırım çok etkin kuşkusuz. Tüm altyapı buradan geliyor. Bunun dışında son dönemde akıllı klavye uygulamaları Silikon Vadisi'nde öne çıkan konuların başında geliyor. SwiftKey'in 250 milyon dolara satın alınması da bunun en büyük göstergelerinden biri. Tüm akıllı klavye uygulamalarına rağmen sesli komutlarla uygulama içinde form doldurmak, bankacılık uygulamalarına girmek parmakları çalıştırmaktan daha kolay olabilir. Özellikle araba kullanırken veya parmaklarımız hafif ıslakken klavye kullanmanın ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz. Telefon üreticilerinin uygulamaları ile beraber bu tip teknolojiler neden finans dünyasında da kullanılmasın diyen girişimciler birbirinden farklı modellerini Finovate etkinliğinde anlattı. 

İnteraktif çağrı merkezi 

Türkiye'de interaktif çağrı merkezi konusu bir çok ülkeden çok çok iyi durumda. Bankacılık dünyası da çağrı merkezlerini kullanan sektörlerin başında geliyor. Ses teknolojilerini mobil bankacılık uygulamalarında kullanan ise neredeyse yok. Burada özellikle telefon üreticilerinin ses teknolojisi ile de entegre çözümleri çok verimli sonuçlar doğurabilir. Örneğin, "Hesabıma para yattığında bana haber verebilir misin?" diye söylediğimizi ve telefonumuzun bu emri yerine getirdiğini düşünün. Ya da "Şu hisse bugün yüzde 2 düşerse bana hemen haber ver" dediğimizi düşünün. Ses uygulamalarını dijital bir asistana çevirebilen girişimler, finans dünyasının yeni ve büyük oyuncusu olmaya aday.

Türkiye’nin FinTech’teki şansı

Gelelim başlıktaki soruya bu kadar güçlü bir şekilde gelişen FinTech dünyasında Türkiye’nin, daha doğrusu Türkiye’den çıkan girişimcilerin şansı olabilir mi? Açıkçası girişimciliğin diğer alanlarında çok iyi performans gösterdiğimiz söylenemez. Her ne kadar her şey geçmese de geride olduğumuz kesin. FinTech ise son 2 yıldır gelişen ve Türkiye’nin en güçlü olduğu alanı kapsıyor. Yani finans alanını... Bankacılıktan sigortacılığa, ödemelerden her türlü müşteri hizmetine kadar bu girişimler, geniş bir yelpazeye yayılıyor. Türkiye’nin finans teknolojilerinde göreceli bir rekabet avantajı var. Özellikle bu avantajı sürükleyen bankaların son 15 yıldaki teknoloji yatırımları. Şimdi bunları FinTech ekosistemiyle entegre etmek gerekiyor. Londra’daki konferansa katılan ve yeni kurulan FinTech İstanbul gibi bağımsız platformlar bu yolda güzel adımlar. Fakat daha fazla destek ve ulusal bir strateji şart gibi görünüyor. 

Fintech İstanbul Londra'daydı

Finovate Londra katılımcıları arasında FinTech İstanbul da vardı. Hayata yeni geçen bu inisiyatif ya da platformun kurucuları arasında girişimcilik dünyasına gönül vermiş, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Yazıcı ve Özyeğin Üniversitesi’nin Girişim Fabrikası’ndaki çalışmaları ile ön plana çıkan İhsan Elgin var. Bankalararası Kart Merkezi de (BKM) bu platformun adeta doğal bir uzantısı olarak destek vermiş. Çünkü FinTech’lerin büyük çoğunluğu ödeme sisteminden ya da ona entegre girişimlerden geliyor. Sohbet ettiğim iki kurucu ve BKM Genel Müdürü Dr. Soner Canko, amaçlarının Türkiye Finansal Teknolojiler Girişimcilik Ekosistemi’nin sağlıklı büyümesine katkı yapmanın yanında somut olarak uluslararası FinTech başarı öyküleri yakalamak olduğunu söylüyor. Bu konuda dünyada şehirler arasındaki rekabete ve pek çok uygulamaya ve teşvike de dikkat çekiyorlar. Kısaca konu ulusların rekabeti alanına da girmiş görünüyor. Fintech İstanbul Platformu’nun kurucularından Prof. Dr. Selim Yazıcı bu rekabette yer almak için eğitimden toplantılara pek çok konuda öncülük etmek istediklerini söylüyor. İhsan Elgin ise Londra’daki bu ilk adımın yanı sıra New York ve Singapur gibi merkezlerde de yer almak istediklerini vurguluyor. 

Girişimler hızlı yükseliyor

- Sadece Aralık 2015’te 81 FinTech girişimi 1 milyar dolar yatırım aldı. Bu rakam sadece Şubat 2016 için bugüne kadar 200 milyon doların üzerinde. 

- Sadece Google son 5 yılda 37 farklı FinTech yatırımı yaptı.

- Son 5 yılda FinTech odaklı girişim sermayesi sayısı 224’den 900’e çıktı.

- Türkiye’deki finansal teknoloji şirketlerinin işlem hacmi yıllık yüzde 20 büyüyor.

- 2016’da Türkiye pazarının toplam değerinin 19.6 milyar dolara ulaşması bekleniyor. 

- 2012-2016 arasında Türkiye’deki FinTech girişimlerine, holding ve grup şirketlerinin yatırımları hariç 15.8 milyon dolar yatırım yapıldı. 

- Londra Finovate dünya çapında 72 FinTech girişiminin katılımıyla gerçekleşti. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar