Veriden yapay zekaya geçiş başlıyor

Volkan AKI
Volkan AKI İŞ'TEN SOHBETLER volkan.aki@dunya.com

2016 yılının bu ilk günlerinde geleceğe dönük biraz ufkunuzu genişletmek istiyorum. Yaptığımız son ‘yuvarlak masa’ toplantısının gündemi o nedenle geleceğe dönük beklenti ve yaklaşımları içeriyordu. Katılımcılar öngörülerini ve hatta formüllerini paylaştı. Benim için ön önemli konulardan biri artık ‘veri analizi’nden bunların otomatik yapıldığı ‘yapay zeka’ dönemine geçmekte olduğumuz. Size ne anlam ifade ediyor bilmiyorum ama dünya gerçekten buna doğru gidiyor. ‘Yuvarlak masa’ toplantısının bu defa ki katılımcıları Türk Telekom Kurumsal Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Mert Başar, Carrefour Genel Müdürü Mehmet Nane, BKM Genel Müdürü Soner Canko, Gelecekhane Kurucusu Halil Aksu, Sahibinden.com CEO’su Burak Ertaş oldu. Hepinize iyi, başarılı yıllar dilerken, yeni geleceği göz ardı etmeyin diyorum.

YAPAY ZEKA DÖNEMİ 

HALİL AKSU: Arthur C. Clarke diye bir yazar var: “Gelecek aslında burada fakat eşit şekilde dağılmış değil” diyor. 2008 yılında 3D yazıcı bir fuaye ortamında bir kurum tarafında konulmuş ve tanıtılmıştı. Ama 2016 yılına girdiğimiz şu günlerde 3D yazıcıyı hiç görmemiş veya ne olduğunu bilmeyen de milyonlarca insan var. 2008’de 3D yazıcılar patent koruma kapsamından çıkmış ve böylece yayılmaya başlamıştı. Geleceğin ve değişimin içinde yaşıyoruz. Bu masanın etrafında bulunan insanlar da aslında geleceği şekillendirenler. 2016 yılının ‘top ten’lerini hazırladık. Gelecekte neler öne çıkacak, neler popüler olacak? Tabii pek çok şey var ama bunlar arasında bu masanın etrafında oturan herkesi etkileyecek, birkaç büyük değişimden söz edebiliriz. Bunlardan biri kuşkusuz ‘nesnelerin interneti’ bunun içinde giyilebilir teknolojiler, akıllı araba, akıllı enerji şebekesi, akıllı ödemeler de bulunuyor. Nesnelerin kendi networklerini kurmaları, ödeme olacaksa bunun yine kendi aralarında gerçekleşmesi. Yani internete bağlı olan nesnenin kendi başına bir hayatı olmaya başlıyor. Geleceğin büyük değişimlerinden biri bu... Canlı cansız gördüğümüz her şey özellikle ticari bir yapının içinde olan her şey internete bağlı olacak. İnternete bağlı olmanın bedeli de sürekli düşüyor. Kapasitesi artıyor. Bu değişimin ana başlığı aslında dijitalleşme. Bunun iki tane önemli kolu olacak her şey internete bağlanacak. İkinci önemli kolu da her şey akıllı hale gelecek. Popüler adıyla, ‘yapay zeka’ ön plana çıkacak. Veri aramak veya analiz programı çalıştırmak, bunun için çeşitli yazılımları devreye almak dönemi artık bitti. ‘Yapay zeka’ dönemine geçiş olacak. Örneğin, Google bu konuda uzman 550 kişilik özel bir ekip kurdu. Yine Google Londra’da 600 milyon dolar ödeyerek 12 kişilik ‘Deep Learning-Derin Öğrenme’ şirketi satın aldı. 

BAĞIMLILIK TRENDLERİ

MERT BAŞAR: Geçmişte öngörüler cep telefonlarının insanlarının neredeyse bir ‘uzvuna’ dönüşeceği şeklindeydi. Onları yanlarından ayırmayacaklar deniyordu. Şimdi bu gerçekleşiyor. Ayrıca artık bunlar sadece telefon değil artık hem iletişim hem işlem cihazı... Bunlar arasındaki geçişleri yakın bir zamanda daha net olarak görebileceğiz. Ama söylemek istediğim şey şu şöyle bir kavram çıktı: ‘Fear of missing out.’ Bir şeyler oluyor ben kaçırıyorum. Sürekli bağlı olmalıyım. Hayat benim dışımda akıyor, bundan ayrı kalmamalıyım. Bu müthiş bir korku. Yine akıllı telefonların ortaya çıkardığı ve bugün trendleri etkiyen, ‘Hear and now’ burada ve şimdi istiyorum. Özellikle yeni jenerasyonun özelliği ve bu jenerasyonu yönetmekte en çok zorlandığımız alan diyebilirim. Her türlü içeriğe her türlü uygulamaya anında ve istediği yerde ulaşmak istiyor. Örneğin, bizim yayın tarafında, TiViBu modelimiz böyle ortaya çıktı. Yeni bir diğer korku daha var: ‘No MobilFobia’ yani mobil telefondan uzak kalma korkusu. Bunlar gerçekten yeni insanı, yeni müşteriyi ve yeni iletişim ve hizmet dünyasını da tarif ediyor. ‘Hear and now’, müşterinin hiçbir şeyi beklemeden istemesi konusunda 

gerçekten müthiş servisler de doğuyor. Biz eskiden bütün programımızı planımızı evden çıkmadan önce yapardık. Çünkü mobil telefonlar yoktu. Şimdi insanlar kendilerini yola atıyorlar. Ondan sonraki gelişmelere göre program ve planlarını yapıyorlar. Gidecekleri yerleri konuşuyorlar, bir şeyler alacaklarsa fiyatları konuşuyorlar. Konumları tespit ediyorlar... Ve anında bunu yapıyorlar. Bunu yakalamak isteyen perakendeciler pek çok hizmeti de ortaya koyuyor. Teknoloji tüketicinin beklentilerini de yukarı çekiyor. Bugün neredeyse bir gün içinde 211 kere cep telefonlarımızı kontrol ediyoruz. Böylece büyük bir alışkanlık da oluşuyor. Bütün dünyayı onun üzerinden izliyoruz diyebiliriz artık. Bu nedenle biz geleceği konuşuyoruz ama tüketici çok hızlı gelişiyor. Zaman zaman müşterilerimizin gerisinde kaldığımız da oluyor. Bizler için en önemli şey geleceğin fikir önderliğini yaparken, tüketiciyi yakalamak da artık önemli. 

GELECEĞİN ŞİRKETLERİ

BURAK ERTAŞ: Tüm bunları konuşuyoruz burada ve masanın etrafındakiler bu işin fikir liderleri. Fakat iş dünyasına genel olarak baktığımızda bir farkındalık olmakla birlikte tam bir bilincin olduğunu düşünmüyorum. İş dünyasının benim yarattığım değer, pazar payım, karlılığım 5-10 yıl sonra farklılaşabilir ve benim elimden gidebilir diye düşünmesi gerekiyor. İnsan ormanın içindeyken, ormanın büyüklüğünü göremiyor. Biraz yukarıdan bakmak gerekiyor. Biz bugün bilgi devriminin ötesinde bilgi ve teknoloji devriminin bir arada olduğu büyük bir devrimi yaşıyoruz. Buna biraz değindik aslında... Ve burada tüketici için çok büyük bir sorun yok. Çünkü ona hizmeti biri sunmasa bir diğeri sunacak. Oysa ki iş dünyası açısından bu çok kritik bir durumu gösteriyor. Nasıl 18’inci yüzyılda, daha sonraki yüzyılda makine devrimi yaşandı. Makineler sokaklarda görünmeye başladı. İnsanlar ne güzel dedi... Buharlı araba dendi... Ama bunun büyük bir dönüşüm olduğunu yakalayanlar bugünün dev sanayi şirketleri oldular. Algılayamayanlar yok olup gittiler. İş dünyası açısından bu gelişmeler çok kritik bir dönüşümü gösteriyor. Geleceğin devleri ya da lider şirketleri buralara yatırım yapan şirketlerden çıkacak. İş dünyasında artık işinizi yönlendirebilmek için veri biliminden anlamanız gerekiyor. İnternet de deseniz, mobil de deseniz, makinelerin interneti de deseniz bu zorunlu. Üretilen müthiş bir veri var. Bunu yönetmek için basit programlar veya yazılımlar artık yeterli değil. Bunun çok ötesinden bahsediyoruz. 

BANKACILIKTA ÖNDEYİZ

SONER CANKO: Mobil ile ilgili her sektör kendine yakın konuyu söylüyor tabii ancak toplam bütünü ortaya koymakta bir eksikliğimiz var. Hepimiz bir ekosistem oluşturuyoruz. Kullanıcıya mobil devrimi hep beraber anlatabilirsek bu paradigma değişimini çok daha sağlıklı bir biçimde yaptırabilirsiniz. Türkiye’de mobilde en hareketli sektör kuşkusuz bankacılık sektörü ve bugün mobil bankacılık kullananların sayısı 10 milyonu geçti. 10 milyon kişi tabletinden veya akıllı telefonundan her türlü bankacılık işlemini yapıyor. Dünyada böyle veriler yok. Sizlerin verilerine göre Türkiye’de internete bağlanan 40 milyon insan var diye düşünüyoruz. Aynı 10 milyon olmayabilir ancak ödemelerini internette yapanların sayısı da 10 milyona yaklaşıyor. Bunların içinde mobilden ödeme yapanların sayısı 3.3 milyon. Bu verilere göre dünya ölçeğinde baktığımız zaman kartların kullanımı, mobil ödeme yapanlar dediğimiz zaman dünyanın açık ara önündeyiz. Önümüzde de pek çok fırsat var. Ekosistem olarak burada birbirimizden ilham almamız çok önemli, çünkü orası alt yapıyı sağlar da siz eğer mobil ticareti geliştirmezseniz onun alt yapısı da gelişmiyor. Veya siz erken davranıp mobil ticareti geliştirirseniz örneğin bu defa alt yapı hazır olmadığı için, siz ilerleyemiyorsunuz. Biz özellikle bankacılık sektöründe bu tür sorunları çok yaşıyoruz. Çünkü şunları gördük bankalarımızdan biri inovasyon yapıyor fakat sonuçta bu o bankayla sınırlı kalıyor ve yayılıp genelleşemiyor. Küçük bir kümeye hitap ediyor. Pazar payı en büyük banka bile ancak yüzde 20’ye ulaşabiliyor. Artık akıllı telefonlar birer platform haline geldi. Daha işbirlikçi alt yapılar var. Ortaklaşa rekabet kavramı da içimize aldık. Mobil önemli bir fırsat ve tüm paydaşlar bunu rekabet içinde bir işbirliği fırsatına çevirirsek, açıkçası başta kullanıcılar olmak üzere bütün bileşenler, bütün taraflara faydası olacaktır. 

MEHMET NANE: Bizim güzel atasözlerimiz var ve konuları çok iyi anlatıyor bazen. Bunlardan biri; Akıntıya karşı kürek çekilmez. Yani tüm gelişmeleri özetlemek gerekirse, bu değişime karşı durmak mümkün değil. Dünya çok hızlı değişiyor. ‘Yıkıcı’ denilen yeni teknolojik gelişmelerden kaçış yok. Teknoloji bu hızla gidiyor ve bizde farklı bağımlılıklar, korkular, tepkiler oluşuyorsa bunu kabul etmek zorundayız. Bunun fiziksel perakendeye yansımasına bakarsak. Bir grup konvansiyonel devam edecek. Her ne kadar teknoloji bizi bir yerlere çekse de biz hava olarak su olarak aslında Akdeniz toplumuyuz... O yüzden alışkanlıklarımızı her gelişmeye karşı bazı noktalara taşıyacağız. Birebir ilişki ve karşılıklı iletişim bizde hala önemli. O yüzden pazar kültürü bizde çok gelişmiş. Bunun etkileri bir süre daha devam edecek. Bu nedenle gıda ağırlıklı organize perakendenin payı bizde yüzde 40, Avrupa’da yüzde 85... Bütün bunlar gidecek bir yeri gösteriyor ama bir limiti olduğunu da gösteriyor. Bir Norveç, İngiltere gibi yüzde 85’lere belki çıkmayacağız. Bu kültürel konulardan biri... Belli bir optimal noktaya gelecek, teknoloji ile birlikte yükselecek. Ama bu gelişme Batı ve Kuzey Avrupa ile değil daha çok Güney Avrupa ile paralellik gösteriyor. Bunlar bizim satışlarımızı nasıl etkileyecek. Tabii ki teknolojik olacağız, tabii ki alt yapılarımız güçlü olacak. Büyük veri, bulut gibi kavramları kendi işinize nasıl çevirdiğiniz önemli... Biz sonuçta domates, patlıcan satıyoruz. Bizim için ne ifade ediyor: 2014 yılında bizim mağazalara 100 milyon müşteri fiş almış, 600 bin adet de ürün satmışız. Büyük veri bu işte... Bunu evirip çevirmek ve bilgi edinmek buradan strateji üretmek bizim işimiz. 

SÜREÇ HIZLANIYOR

HALİL AKSU: Pek çok farklı teknoloji firması da ‘yapay zeka’ üzerine çalışıyor. 2016 yılında en çok konuşacağımız konulardan biri kuşkusuz bu olacak. Çünkü 2-3 hafta önce, Google yapay zeka konusundaki çalışmalarını herkese sunarak,, ‘açık kaynak’ kullanımına yöneldi... Aynı konuda Facebook da benzer bir uygulamaya başladı. Bu çalışmalarda, IBM de var, Microsoft da var. En basit şeklini kişisel asistan olarak akıllı telefonlarımızda var. Ama örneğin mağazalarda herhangi bir hata, suistimal var mı? Web sayfama gelen müşteriye nasıl daha iyi bir teklifte bulunabilirim? Enerji hatlarımı nasıl daha iyi kendi kendine optimize edebilirim? Sistemler içinde kendi kendine çözüm yaratan ve optimize eden, belki insan aklının üzerinde yeni bir ‘yapay zeka’ ortamına doğru taşınıyoruz. Hollywood filmleriyle de buna katkı yapıyor. Onlarca film yapılıyor...

TÜRKİYE İÇİN KRİTİK

BURAK ELTAŞ: Bizim işimize geleceğim, biz bunları belli ölçüde yapıyoruz ama nereye kadar yapabiliyoruz. Bugün biz Türkiye’de veri bilimi konusunda uzman arayışına çıktık. Bu konuda bilim adamı arayışımız var. Biz de bu konuda uzmanlardan oluşan bir ekip kurmak istiyoruz. Türkiye, veri bilimi konusunda ne kadar başarılı olacak? Bu Türkiye için çok önemli bir konudur. Kaynaklarımız ne kadar yeterli? Ben arkadaşlarıma hangi üniversite hatta hangi ülke olursa olsun gidip bulalım diyorum. Böylesine çıkan verinin anlamlandırılması ve teknoloji ile farklı hizmetlere dönüşmesi iş dünyasına fırsatlar ve tehditler getiriyor. Farklı iş modelleri çıkıyor. Airbnb, 8-10 yıl önce böyle bir şey yoktu. Uber, 5 yıl önce böyle bir şey yoktu... Uber’in bugün 63 milyar dolar değerlemesi var. Türkiye’de böyle bir değerlemesi olan şirketimiz yok. 

DOĞRU FORMÜL NEDİR?

MEHMET NANE: Bizde internet satışları artıyor. Avrupa’ya göre hız düşük ama hızlanıyor. Genç nesil öyle doğmuş alışkanlıkları bu yönde... Y jenerasyonu bugün yüzde 35, 10 yıl sonra yüzde 53 olacak. O zaman pek çok model zaten değişmek zorunda kalacak. Çünkü aynı zamanda harcama gücü artacak. Z jenerasyonu da onları takip etmek gerekiyor. Tüketici internet istiyorsa internet, mobil istiyorsa mobil yapmak gerekiyor. Ama burada bunu aşırıya kaçmadan yapmak lazım. Sizin sektörünüzde mobilin beklentisi neyse bunu iyi analiz etmek gerekiyor. Müşteri beklentisini iyi izlemek gerekiyor. Onların da bir adım önde olmak gerekiyor. Burada formül, gelişimi takip et, bunun sana yansımasını ölç, müşteri beklentisini takip et ve aksiyon al... Okuyan olursa onların da aklında bulunması gereken bir süreç diye düşünüyorum. İnternette, mobilde ne düzeyde bir beklenti var bunları iş bazında tespit etmek lazım.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar