Yerli malı, yurdun malı...

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI hilmideveli@gmail.com

Mustafa Kemal, siyasi zaferlerin ancak iktisadi başarılarla desteklenirse ayakta kalabileceğini biliyordu. Ekonomik kalkınma için ortak amaçlar belirlemek ve bu amaçları gerçekleştirecek yöntemleri araştırmak amacıyla, İzmir’de bir İktisat Kongresi’nin toplanması kararlaştırıldı.
Atatürk başkanlığında, 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi toplanmış ve bu kongrede yurdun bağımsızlığının korunması, yerli mallar üretilmesi ve kullanılması kararı alınmıştır.

Dönemin başbakanı İsmet İnönü 12 Aralık 1929 tarihinde TBMM’de bu yönde bir konuşma gerçekleştirip ulusal ekonomi, yerli malı ve tutumlu olma konularının altını çizmiştir.

2. Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik darboğazın ardından yabancı ülkelere para akışının önünün kesilmesi ve toplumsal tutum bilincinin oluşması amacıyla 1946 yılından itibaren Yerli Malı Haftası olarak kutlanmaya başlamış, 1983 yılında adı Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olarak değiştirilmiştir.

İlk okulda öğrenciyken kutladığımız haftanın, dilimizden düşürmediğimiz bu yaşta bile hala unutamadığım “Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı" tekerlemesi yıllar içinde her nasılsa yok edildi.

Yerli ürün kullanmanın, yerli sanayii savunmanın, yerli şirketlerde, yerli bankalarla, sigorta şirketleriyle çalışmanın yada Milli Takımı bile desteklemenin yadırgandığı bir süreç yaşatıldı...
Yerli malları, ürünleri hatta yerli filimler tercih edenler banal olmakla tanımlandı.
Daha ucuza geliyor diye tarım ve hayvancılıkta, daha iyisini yapamayız diye teknoloji ürünlerinde ithalata gidildi, yerli ürünler özellikle off-set ihalelerde devre dışı bırakıldı.
Oysa, Cumhuriyet döneminde “Milli ve Yerli üretim” ulusal bağımsızlığımızın olmazsa olmaz ilkeleri olarak görülmüştü.

Bu bağlamında yakılan çoban ateşini gururla anıyor emekleri geçenlere şükranlarımı sunuyorum.

Kimler mi? hangi ürünler mi? Derseniz hatırlayabildiklerimden bir kısmı şunlar;
- 26 Ağustos 1924'te Atatürk'ün direktifi ile kurulan Türkiye İş Bankası Cumhuriyet - döneminin ilk milli bankasıydı.

- Türkiye Halk Bankası 1938'de esnaf ve sanatkâra destek olmak için Atatürk’ün direktifiyle kurulmuştu.

- Nuri Demirağ 1936′da ilk Türk uçağını yapmıştı.

- Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın önderliğinde Türkiye’nin dizel motor ihtiyacını karşılamak için 1956 yılında ilk kurulduğunda adı “gümüş motor” daha sonra Pancar Motor'a dönüşen ilk yerli motor üretilmişti.

- Türkiye’nin ilk yerli ve milli otomobili, DEVRİM bir avuç Tür mühendisin inançla ve olağanüstü çalışmalarıyla 1961 yılında üretilmişti.

- 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nın ardından ABD'nin, Türkiye'ye askeri malzeme gönderilmesini durdurmasından sonra “Kendi uçağını kendin yap” projesi toplumsal bir seferberliğe dönüşmüştü.

- Son yıllarda ise yerli üretime verilen desteklerle üretilen İlk milli savaş gemimiz HEYBELi ADA Türkiye’nin ilk yerli tasarım tanksavar füzesi UMTAS, mayına karşı dayanıklı aracımız KİRPİ, ilk milli insansız hava aracımız ANKA, ilk askeri uydumuz GÖKTÜRK-2’, ilk temel eğitim uçağımız HÜRKUŞ, ilk saldırı helikopterimiz T-129 ATAK, ilk sismik arama gemisi Barbaros Hayreddin Paşa gururla, onurla sayabileceğim yerli ürünlerimizden bazıları.

Hükümetimizin “Yerli ürün, teknoloji seferberliği”ni önemsiyor ve destekliyorum .

Bu amaçla “Yerlileştirme Yürütme Kurulu” oluşturulmasını, odaklanılmış 5 sektörden seçilmiş 43 ürün ithal edilmeyerek, yerli üretilmesi hedeflenerek yıllık 100 milyar dolar tasarruf amaçlanacak olmasını heyecanla karşıladığımı da özellikle belirtmek isterim. Bu hedeflere ulaşabilmenin temel koşulu olarakta, sanayinin her alanında, odaklanılmış 5 sektörde, bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yerli ürünler yapabilmemizin yolu öncelikle eğitim sistemimizin değiştirilmesi, ezbercilikten uzak yaratıcılığı geliştiren matematik ve fen bilimleri alanlarında ağırlıklı eğitim verebilecek kadrolarının yetiştirilmesi ve bu nitelikte okul sayısının yaygınlaştırılması olarak görülmelidir..

Bugün, Türkiye’nin ileri teknolojili ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 4 civarında ve bu oranı hızla artırmamız gerekiyor.

Bunun yolu da yüksek teknoloji içeren ürünleri yerli ve milli imkanlarla üretip hem kendi ihtiyaçlarımız için kullanmak hem de ihraç etmekten geçiyor.

KOSGEB’in, “Stratejik Ürün Destek Programı” kapsamında yurt dışından ithal edilen ürünleri Türkiye’de yerli ve milli imkanlarla üreteceklere 5 milyon liraya kadar desteklemesi akıl dolu bir program..

Yerli üretimin öncelikle Ar-Ge faaliyetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesinden geçtiğini unutmadan, Ar-Ge ve inovasyona dayalı yerli ürünlerimizin kullanılması için mutlaka toplum bilinci yaratmamız gerekir.

Yerli malı yurdun malı ilkesini toplumsal bir felsefe olarak benimsenebilmesi için ana okullarımızdan üniversitelerimize değin eğitimin her katmanında, kamunun özel sektörün desteğiyle yerli mal tercihinde toplum bilincini oluşturulmasında yabancı mal düşmanlığına dönüştürülmeyen “yerli malı yurdumun malı" seferberliği yeniden başlatılmalıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar