Yunanistan'ın yeni teşvik sistemi yatırımcı için yeterli mi?

Berkol ALEVLİ
Berkol ALEVLİ balevli@gmail.com

Daha doğrusu soruyu "Yunanistan teşvik sistemini geliştiriyor, ancak yatırımcı için yeterli mi?" şeklinde sormak gerekir.

Teşvik sistemleri ülkelerin yatırım çekmede en önemli kozlarından biri olarak ön plana çıkıyor. Özellikle kriz döneminde ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir doğrudan yabancı yatırımlar ile sağlanabilmesinde ve istihdamın artırılarak işsizlik oranlarının düşük seviyede kalmasında hükümetler tarafından girişimcilere ve yatırımcılara sunulan desteklerin önemli bir payı bulunmaktadır. 2008 yılından itibaren ekonomik kriz ile boğuşan, 2016 üçüncü çeyreğindeki büyüme ile uzun süreli resesyon dönemine son veren Yunanistan, halen %50 üzerinde olan genç işsiz oranı ve yüksek dış borç rakamlarına önlem almakta zorlanmaktadır. Bu sorunları çözmeye yardımcı olması amacıyla son dönemde teşvik sisteminde gerçekleştirilen revizyon ve yabancı yatırımcılar için sunulan altın vize programı ile yatırımcıların ülkede daha fazla yatırım yapması teşvik edilmektedir.

Yunan Ekonomi, Kalkınma ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan ve Yunan Parlamentosu’nun 16 Haziran 2016 tarihinde onayladığı yeni teşvik sistemi ile 2023 yılına kadar ülkede 11 milyar euro özel sektör yatırımının yaratılması hedeflenmektedir. Teşvik sistemi ile Yunanistan’da üretim kapasitesinin üst seviyelere çıkarılması, yeni iş imkanlarının yaratılması, rekabetçi ortamın iyileştirilmesi ve birleşmelerin (merging) sağlanarak yabancı yatırımların ülkeye çekilmesi gibi temel konuların desteklenmesi ön plana çıkmaktadır. En son kapsamlı olarak 2013 yılında bölgesel özellikte yatırım teşvik sistemi sunan Yunanistan’ın 2016 yılında özellikle vergi alanında tekrardan teşvik sisteminde revizyona gitmesi son dönemde sıkça eleştirilen ülkedeki vergi politikası uygulamasına karşı yatırımcıyı koruma paketi olarak da değerlendirilebilir. Hatırlatmak gerekirse, ülkede kurumlar vergisinin %29, KDV’nin ise %24 olması yatırımcıyı da girişimci adayını da korkutmaktadır.

Kriz öncesi de dahil olmak üzere Yunanistan’ın yabancı yatırımların ülkeye çekilmesindeki performansının çok iç açıcı olmadığı görüldüğünde 2016 yılında yeni bir teşvik sistemi ihtiyacı mantıklı ancak geç kalınmış bir adım olarak algılanmaktadır. Bir önceki sistemde büyük ölçekli yatırımlara odaklanılırken, geçtiğimiz yıl açıklanan sistemde minimum sabit yatırım tutarı bazı alanlarda 150.000 euro seviyesine çekilerek “girişimci” adaylarının da yatırım desteği alması hedeflenmiştir. Bu noktada yatırımcıdan beklenti en az %25 oranında öz sermayenin sağlanması zorunluluğudur ki bunun da sübvansiyonların etkin kullandırılabilmesi adına doğru bir adım olduğu düşünülebilir. Teşvik sisteminde makine/ekipman alımlarında vergi muafiyeti gibi önemli desteklerin yanı sıra 20 milyon euro ve üzeri makro yatırımlarda “fast-track” olarak nitelendirilen iş kurma ve lisans işlemlerinde hızlandırılmış takibin sunulması dikkat çekmektedir. Bu hızlandırma süreci de Yunanistan’ın iş yapma kolaylığındaki “zorluğu” aşmak amacıyla üst düzey yatırımcıya sunulan önemli imkan olarak göze çarpmaktadır. Dünya Bankası tarafından her yıl düzenli olarak hazırlanan rapora göre iş yapma kolaylığı sıralamasında ise 2007 yılında 95. sırada yer alan Yunanistan 2016 yılında 58. sıraya yükselerek bu zamana kadarki en yüksek seviyesine ulaşsa da birçok ekonominin gerisinde kalması halen yatırımcılar için büyük dezavantaj yaratmaktadır. 2017 yılına geldiğimizde ülke bu alanda 61. sırada yer almaktadır.

Yeni teşvik sistemi ile hizmet sektöründen daha üretken sanayi alanına yatay geçiş planlayan Yunanistan, bu sisteme 2016-2022 döneminde 480 milyon euro hibe ve sübvansiyon desteği, 2031 yılına kadar ise 3 milyar euro vergi desteği sunmayı planlamaktadır. Girişimcilere yönelik desteklerini artıran Yunanistan’ın teşvik sistemlerini iyileştirmesi ile birlikte iş yapma kolaylığına da yoğunlaşması, yabancı yatırımların ülkeye girişinin hızlanmasına pozitif etken olabilir. Syriza-Yeni Demokrasi partileri arasındaki çekişme ile gelen erken seçim iddialarının sıkça söylendiği, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve AB temsilcilerinin ülkedeki kemer sıkma politikalarını daha sıkı tutma çabalarının arttığı bir ortamda yatırımlara yönelik artış beklentisi Yunanistan’ın elini zorlaştıracaktır. Seçimler demişken, Yeni Demokrasi lideri Mitsotakis Ekonomist dergisinin 2017 yılı raporunda Avrupa’da bu yıl dikkatle izlenmesi gereken lider adayı olarak belirtti, olası bir erken seçim ve hükümet değişimi sonrası tüm ekonomik adımlarda olduğu gibi yatırımcılara yönelik teşvik sisteminde de yeni düzenlemeler beklenebilir. İyileştirilen teşvik sisteminin ve destekleyici altın vize gibi unsurların Yunanistan’a orta vadede beklenen ekonomik iyileşmeleri sunmasında sürdürülebilir politikaların uygulanması ile doğru orantılı olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar