“Çikolata Kralı” Poroşenko Ukrayna ekonomisini kurtarabilecek mi?

Berkol ALEVLİ
Berkol ALEVLİ balevli@gmail.com

2014 yılı Şubat ayında başlayan süreç ile Kırım’ın Rusya tarafından ilhakı sonrası Viktor Yanukoviç görevinden ayrıldı, Haziran ayı seçimlerinde ise Petro Poroşenko, Turuncu Devrim’in önde yer alan isimlerinden, Ukrayna’nın yeni Cumhurbaşkanı seçildi. Daha önce Dışişleri Bakanı ve Ekonomik Kalkınma ve Ticaret Bakanı görevlerini yürüten Poroşenko 2014’ten itibaren ülkenin en önemli iki sorununa çözüm bulmaya çalışıyor: güvenlik ve ekonomi.

Ukrayna’nın en büyük çikolata üreticisi olan Roshen firmasının sahibi olmasından ötürü kendisine “Çikolata Kralı” lakabı takılan Poroşenko, ekonomik alanda istediği başarıları elde edemese de uluslararası ilişkilerde şansını iyi değerlendirdi. 2014’ten itibaren Rusya ile yaşanan yüksek gerilimi Ukraynalı yetkililerden özetlemek gerekirse, Ukrayna’da yetkililer tarafından yapılan açıklamada 2017 sonu itibariyle ülkede 10.000’den fazla kişi hayatını kaybetti, 2 milyona yakın kişi ise yerinden oldu. 2013 sonunda 45,5 milyon olan Ukrayna nüfusunun da 2050 yılına kadar 36 milyon seviyesine gerilemesi beklenmektedir.
İlhak ile başlayan süreçteki önemli pozitif gelişmeler ise aşağıda belirtilmektedir:

• 1 Eylül 2017 tarihinde Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna arasında ortaklık anlaşması yürürlüğe girdi. Bu çalışma 2011’de başlamış, 2014’te imzalanmıştı.

• AB Ukrayna vatandaşlarına yönelik vize uygulamasını 11 Haziran 2017 tarihinden itibaren kaldırdı.

• Ukrayna’nın kamu işlerindeki online tedarik sistemi ProZorro şimdiden önemli bir marka oldu ve Dünya Bankası da ülkedeki projelerini bu sistem üzerinden yürütmeyi hedefliyor. Yolsuzlukların azaltılması adına bu tür çalışmalar büyük bir önem taşıyor.

AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in 2016 yılı Mart ayında yaptığı açıklamada Ukrayna’nın ilerleyen 20-25 yıl içerisinde kesinlikle AB ya da NATO üyesi olamayacağını ifade etmişti. Burada Juncker’in açıklamasında tam olarak belirtilmese de ülke ekonomisinde özellikle yolsuzluğun yüksek ve rekabetçiliğin zayıf kalması temel ekonomik sebepler arasında yer almaktadır.

Ülkelerin yatırım ortamını en iyi değerlendiren çalışmalar arasında gösterilen Dünya Bankası’nın “İş Yapma Kolaylığı Raporu” 2018 çalışmasına göre Ukrayna’nın yatırım ortamındaki kriterler arasında en iyi sıra 29 ile “kredi alma ve kullanma” alanında görülmektedir. İnşaat izni sürecinin de ilk 40’ta yer alarak rekabet ettiği ülkeler içerisinde ön sırada yer alması yabancı yatırım çekme açısından da Ukrayna için önem teşkil etmektedir. Ancak özellikle elektrik izni ve komşu ülkeler ile ilişkiler alanlarında sırasıyla 128. ve 119. sıralarda yer alan Ukrayna’da yatırımı zorlaştıran etmenler olarak göze çarpmaktadır; bir yatırımda elektrik kullanımı için gerekli süre neredeyse 1 yıla yakın sürmekte ve gerekli işlemler rakip ülkelere kıyasla oldukça maliyetli kalmaktadır.

Poroşenko hükümeti kendi döneminde yatırım ortamını iyileştirmek için bazı reformlar gerçekleştirdi:
• İnşaat izinlerinde gerekli süre kısaltıldı ve maliyetlerde iyileştirme yapıldı.

• 2017 yılında vergi ödemelerinde kolaylık sağlandı, indirim yapıldı.

• Özelikle ödemelerin online sisteme taşınmasında iyileştirmeler yapıldı.

• Vergi kayıt için gerekli süre kısaltıldı ve maliyetler azaltıldı, işletme kayıt ücretsiz hale getirildi.

2014 yılında yaşananlar Ukrayna ekonomisini nasıl etkiledi? 2014 ve 2015 yıllarında Ukrayna ekonomisi 2000’li yıllardan itibaren elde ettiği birikimi yarı yarıya kaybetti; bir gecede fakirleşmek kavramı burada resmen burada geçerli oldu. Ülke ekonomisinde en önemli girdiyi sağlayan faktörler arasında gösterilen doğrudan yabancı yatırımlar 2014 yılında 847 milyon $ ile ülke tarihinin en düşük seviyelerine geri döndü. 2007 yılında açıklanan yüzde 6,4 ile tarihinin en düşük işsizlik oranına ulaşan ülkede işsizlik oranları ise 2013 sonuna kadar yüzde 7,2 iken, 2014 yılı ve sonrasında yüzde 9,3 seviyesinde seyretti. Tüketici fiyatları endeksinde 2010 yılından itibaren kademeli artış 2012 ve 2013 yıllarında rekor seviyeye inse de, 2014 yılında yüzde 12, 2015 yılında yüzde 48,7 ve 2016 yılı sonu itibariyle yüzde 13,9 enflasyon görüldü. 2013 yılında 81,7 milyar $ olan ihracat 2014 ve sonrasında azalarak 2016’da 46 milyar $’a geriledi. İthalatta da yine 2012 yılı 100,8 milyar ile en yüksek rakama erişilen yıl oldu, 2015 ve 2016 yıllarında ise ithalat 51,5 milyar $ ile yarıya geriledi. Ülke ekonomisinde 2014 yılında yüzde 6,6 ve 2015 yılında yüzde 9,8 oranında küçülme yaşandı. 2008’de 25,5 milyon ziyaretçi ağırlayan Ukrayna’da 2014 yılında bu rakam yüzde 48,7 düşüş ile 12,7 milyon seviyesine geriledi. 2014 öncesinde ülke ekonomisinde turizm sektörü yaklaşık yüzde 7,6-yüzde 8,5 oranındaki katkısı ile önemli bir yere sahip idi, 2014 sonrasında bu seviye yüzde 5,5 seviyesine geriledi. 2017 yılı verilerine göre ise ülkeyi 14,5 milyon kişi ziyaret etti, burada ülkemiz için önemli bir nokta ise Kırım’ın ilhakı neticesinde Kırım’a gidemeyen Ukraynalıların özellikle son yıllarda Türkiye ile ilişkilerin en iyi seviyelerde olmasından ötürü Türkiye’ye seyahati tercih etmeye başlamasıdır.

Ukrayna ekonomisi rekabetçilikte zayıf kalmaktadır; global rekabetçilik sıralamasında Ukrayna’nın durumu çok iç açıcı değil: 2006 yılında 69. sırada olan ülke, 2016 yılı sonunda 85. sıraya geriledi ancak yapılan reformlar ile 2017’de 81. sıraya gelindi ki bu bile istenen rekabet düzeyi değil. Ukrayna ekonomisi için en acı gerçeklerden biri yolsuzluk sıralamasında 180 ülke içerisinde 130 sırada olmasıdır. 2011 yılında 152 sıraya kadar gerileyen ülkenin özellikle AB ile uyum çalışmaları kapsamında bu alanda iyileştirme yapması bekleniyor.

2014 yılını Ukraynalılar iyi bir yıl olarak hatırlamak istemiyor, Poroşenko ise Ukrayna için en iyi şekilde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olarak görüyor olabilir. 2016 yılında ülke ekonomisinde ilk defa büyüme açıklandı: yüzde 2,3 ile toparlanma sinyalleri verildi. Ukrayna Merkez Bankası 2017 için yüzde 2,1 büyüme beklediklerini açıkladı. Yapılan reformlar ve özellikle AB ve Kanada ile geliştirilen ticaret çalışmaları neticesinde pozitif gelişmeleri görmek mümkün: 2016 yılı sonunda yatırımlar bir önceki yıla göre yüzde 12,8 artış ile 3,44 milyar $ olarak açıklandı. 2019 yılında gerçekleştirilecek seçimler öncesinde özellikle AB ile ilişkileri en üst seviyelere getiren hükümetin ekonomik reformlara daha fazla ağırlık vermesi, şeffaf ekonomi yönetimi anlayışını tüm kurumlar nezdinde uygulatabilmesi Juncker’in 20-25 yıl olan imkansızlık öngörüsünü geriye çekebilmek adına önemli olacaktır. Kırım’ın ilhakı sonrası 2008 krizinden daha dip seviyelere gerileyen ekonomik göstergelerin iyileşme sürecinde olduğu veriler tarafından da desteklense de yabancı yatırımcının endişeleri halen su götürmez bir gerçek. AB’nin yanı sıra Ukrayna’da dış ticaretin vazgeçilmez bir parçası olan Rusya ile diyaloğun ilerleyen süreçte nasıl gelişme göstereceği ise Poroşenko’nun performansını belirleyen en kritik etmenlerden biri olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar