Ar-Ge'de aslında neredeyiz!

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Arkadaşımız İbrahim Ekinci, Kalkınma Bakanlığı’nın hazırladığı “Araştırma Altyapılarının Desteklemesine Dair Kanun Tasarısı”nın getirdiği yenilikleri haberinde özetle sunuyor. 

Ekinci’nin haberinde yer alan bilgilere göre, Ar-Ge merkezleri üniversite yerleşkelerinden çıkıp OSB’lere taşınarak özel sektörle işbirliğine girebilecekler. Araştırma çalışmaları doğrudan kalkınma ile ilişkilendirilecek ve özel sektör- kamu ortaklığı sistemi içerisinde Kalkınma Bakanlığı’na bağlanacak. Tasarıya göre, üniversite Ar-Ge merkezleri OSB’lerde kamu-özel sektör ortaklığı olarak kurulabilecek, şirket yönetimlerinde özel sektör temsilcileri de yer alabilecek. Araştırma altyapısında çalışanlara kendi kurumlarından aldıkları maaş dışında bakanlıkça 3 bin liraya kadar ek ödeme yapılacak. 

Kalkınma Bakanlığı’nın bu girişimi gerekli bir adım. Bunun için hem uluslararası alandaki yerimize bakmamız, hem de Ar-Ge harcamalarımızdaki gelişmeyi gözden geçirmemiz gerekir. 

Türkiye, küresel rekabet sıralamasında 148 ülke içerisinde 44. sırada yer alıyor. 2012 yılında AB’nin Ar-Ge harcamaları GSMH içerisinde yüzde 2, ABD’nin yüzde 2.91, Japonya’nın yüzde 3.36 oranında. Türkiye’nin Ar-Ge harcamalarının gayri safi hasılaya oranı ise yüzde 0.92. 

2000 yılına göre AB’nin Ar-Ge harcamaları yüzde 40, ABD’nin harcamaları yüzde 10, Japonya’nın harcamaları yüzde 1 artış gösterirken, bizim harcamalarımız yüzde 179 artış göstermiş durumda. Bu artış, yüzde 0.40 seviyesinde olan Ar-Ge harcamalarımızı, 2008’de yüzde 0.73, 2009’da yüzde 0.85, 2010 da yüzde 0.84, 2011’de yüzde 0.86, 2012’de yüzde 0.92 seviyesine yükseltmiş. 

2010 yılında AB’de 708 bini özel sektörde olmak üzere 1 milyon 564 bin Ar- Ge elemanı bulunuyor. Amerika’da 1 milyon 130 bini özel sektörde 1 milyon 412 bin Ar-Ge elemanı, Japonya’da 492 bini özel sektörde 655 bin Ar-Ge elemanı varken, ülkemizde 25 bini özel sektörde olmak üzere sadece 64 bin Ar-Ge elemanı bulunuyordu. 

Bunun doğal sonucunu yıllık patent sayılarında ve yüksek teknolojili ürünlerde görüyoruz. AB’de yıllık patent başvuru sayısı 84 bin, Amerika’da 241 bin, Japonya’da 290 bin iken Türkiye’de sadece 3.250 patent başvurusu söz konusu. İhraç ürünlerinde yüksek teknoloji payına baktığımızda AB’de yüzde 14.8, ABD’de yüzde 20, Japonya’da yüzde 18 olduğunu görüyoruz. Bizim ihracatımızda yüksek teknolojili ürünlerin payı ise sadece yüzde 2 seviyesinde kalıyor. 

Bu tablo, dünya rekabet endeksinde148 ülke arasında 44’üncülükten daha üst sıralarda yer alabilmemiz için çok gayret sarf etmemiz ve Ar-Ge desteklerini çok daha artırmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Bu açıdan Kalkınma Bakanlığı’nın girişimini, gerekli adımlardan biri olarak görüyorum...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar