Avrupa üretime dönüyor

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Hannover Halı Fuarı katılımcısı firmalarımızın yeni yatırımlara yönelik düşüncelerini geçtiğimiz hafta yazmıştık. 

Hannover’de düzenlenen halı fuarında dikkat çekici bir ayrıntı daha vardı… 

Avrupalı firmalar…

Son 5-6 yılda fabrika satışları, işçi çıkarmalar, üretimi başka bölgelere kaydırmalarla ön plana çıkan Avrupa merkezli markaların stantlarını büyüterek, yeniden boy göstermeye başladığını gördüm…

*    *    *

Eurodaki değer kaybı…

Almanya başta olmak üzere AB ülkelerinde uygulanmaya başlanan iç talep artışına yönelik politikalar…

Enerji fiyatları ve ücretlerde yaşanan reel düşüş…

Kredi oranlarında üretici lehine yapılan ayarlamalar ve reel sektöre sunulan ek imkanlar…

*    *    *

Yanı sıra…

Avrupa Merkez Bankası’ndan (ECB) gelen açıklamalar…

Dragi’den sonra dün ECB Yönetim Kurulu Üyesi Benoit Coeure’de dikkat çekti:

“Euro Bölgesi ekonomisinin büyümesi için yapabildiğiniz kadar harcama ve yatırım yapın!”

*    *    *

Diğer ekonomi bakanları gibi Almanya Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel de yaptığı açıklamayla ECB’yi desteklediğini gösterdi.

Gabriel, küresel ekonomideki Çin ve Asya piyasalarından kaynaklanan yavaşlamaya karşın, Almanya’nın büyümeye devam edeceğine, dış ticaretin büyümeye katkısının sınırlı olacağına, iç talebin yüzde 2’nin üzerinde artarak, büyümenin en önemli dayanağı olacağına dikkat çekti.

*    *    *

Tüm bu politikaların olumlu yansımasını gördük Hannover’deki halı fuarında…

Krizler sonucunda küçülen 10 yıl öncesinin devlerinin, yeniden atağa geçtiğini, makine alımlarını hızlandırdığını öğrendik…

Belçika, Hollanda, Almanya merkezli markaların ikinci, üçüncü ülkelerde de yatırım fırsatları aradıklarına ve attıkları somut adımlara da şahit olduk…

Sadece halıda değil enerji, makine ve gıda başta olmak üzere tüm sektörlerde canlılığın başladığı / arttığı / artacağı yönünde bilgiler de aldık…

*    *    *

Bu politikalar Türkiye için de fırsat anlamına geliyor…

*    *    *

Yanı sıra…

Bizde de TL değer kaybetti…

Ancak bu değer kaybı reel sektöre de bankalara da yeteri kadar avantaj sağlamadı…

Hatta bazı alanlarda problem yarattı…

Örneğin…

Elektrik fiyatının 9-10 cent olacağını düşünüp santral yatırımlarını hızlandıran reel sektör temsilcileri zor durumda şimdi…

TL’deki değer kaybı nedeniyle fiyatın 5 centlere düşmesi, santral sahiplerini müşteri arayışına itti…

Örneğin…

Döviz borçlanıp büyük yatırımlar için TL cinsinden kredi kullandıran bankalar zor durumda şimdi…

Örneğin…

İşçi maliyetini 1 birimden hesaplayıp, borçlanarak yatırım yapanlar zor durumda şimdi…

Örneğin…

Yeni çek yasası sonucunda yaşanan kaos nedeniyle iç ticaret zor durumda şimdi…

*    *    *

Avrupalı fırsat kollarken ve Anadolu’da fabrika ve makine arayışına başlamışken; bizde üretimden kopuşu kurtuluş olarak görme fikrinin filizlenmesi düşündürücü…

*    *    *

Yanı sıra…

Yatırımları furya olarak, araştırmadan yapıyor olmamız da düşündürücü…

Örneğin…

Son yıllarda hızla yaptığımız ve şu anda zarar nedeniyle müşteri aradığımız hidroelektrik santralların önemli bir bölümünü, Çin menşeili ürünlerle yaptık…

Kullanılan malzemelerde çelik kullanılacakken, demir kullanıldığını santral üretime geçtikten sonra anlayabildik…

Bu tür, modaya uyup, araştırmadan yaptığımız yatırımların getirisi olan ‘kaynak israfı’nı görmezden gelirken; potansiyelimizin yüksek olduğu, yabancılarla rekabet edebileceğimiz güçlü sektörlerde üretim yapmayı ‘kaynak yetersizliği’ni bahane edip geciktirdik…

Tüm bu sıkıntılarımızın getirisi mi?

Atacağımız ve atmayacağımız adımları biliyoruz artık.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar