BOR konusunda yeni bir savaş

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

AB, Kimyasalların Kayıt, Değerlendirme ve İzin/ Kısıtlama Yönetmeliği, REACH kapsamında ürünlerin uygunluğunu denetleyen Avrupa Kimyasallar Ajansı'nda (AKA), bor karşıtı lobinin etkisiyle borun kanserojen olduğu iddiasıyla içeriğinde bor olan deterjan ve kozmetik ürünlerini yasaklamaya çalışıyor. Oysa, hali hazırda AB’de yürürlükte olan Deterjanlara Yönelik Tüzük kapsamında bor bileşikleri için bir kısıtlama bulunmuyor. 

Eti Maden'in yaptığı atak ile bordan üretilen deterjanlar, diğerlerine göre birçok avantaja sahip. Bu nedenle deterjanlarda yüzde 80 oranına varan bor kullanımı söz konusu. AB deterjan üreticileri, bu alanda rekabet edebilmeleri için Türkiye’den bor ithal etmek zorundalar. Çünkü, 2013 yılında 1.3 milyar tona ulaşan dünya bor rezervinin yüzde 73’ünü Türkiye elinde tutuyor. Bunun yüzde 47’si de Eti Maden'de. Eti Maden 2013 yılında 1.8 milyon ton bor satışından 826 milyon dolar elde etti. 

Bor konusu son yıllarda sık sık gündeme geliyor. 2004 yılında Orhan Uçar tarafından yazılan “Metal Fırtına” isimli savaş kurgu romanında da Amerika’nın 2007 yılında Türkiye’yi “Biz toprakları istiyoruz üzerindeki insanları değil” diğerek üç önemli maden için işgalini anlatıyor. Romanda Amerikan hükümeti işgal sonrası 2007 yılı Aralık ayından geçerli olarak Türkiye’deki bor, toryum ve uranyum madenlerinin 99 yıllığına işletme haklarını Teksaslı Ornicorn adlı madencilik ve enerji şirketine satıyor. 

Metal Fırtına 10 baskıda 300 bin adet satışa ulaştı ve bir seri halinde iki ve üçüncü kitapları yayımlandı. 
Türkiye’nin bor ve toryum gibi madenleri her zaman abartılı değerlendirmelere neden oldu. Bir dönem Necmettin Erbakan da toryum ve bor rezervlerinin Türkiye için çok önemli girdi sağlayacağını, rezervin tümünü satılabilir göstererek açıklamıştı. 

Aslında Türkiye bordan elde edebileceği imkanı sınırlı kullanıyor. Bizim Amerika’ya işlemeden ham olarak sattığımız bor bu ülkede işlendiğinde değeri bizden alışlarının 30 katına kadar yükseliyor. 

O nedenle çok önemli özellikleri olan bor madeninin ham olarak değil işlenerek satılması yolunda yapılacak araştırmalar önem taşıyor. Bunun için de bor üretimi ve işlenmesinde özel sektörün daha fazla yer alması gerekiyor. 

Bor bugün için dünyada önem verilen bir maden olmasına karşın, ülkemizde aynı şekilde önemsenip değerlendirilmiyor. Oysa, yukarıda belirttiğim gibi dünya bor rezervinin yüzde 73’ü Türkiye’de bulunuyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar