“Büyüme için düşük faizde israr MB bağımsızlığını yeni bir test olur”

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Size dünkü yazımın sonunda söylediğim gibi eski Merkez Bankacı dostum ve bazı sanayi oda başkanlarıyla Ak partinin yeni ekonomi kurmaylarının değerlendirmelerini ele alan sohbetler yaptım. 

Önce en çarpıcı bulduğum bir Merkez Bankacı dostumun  değerlendirmesini size aktararak başlayayım:

“Büyümede mali disiplinden uzaklaşarak, düşük faize dayalı bir model arayışı, Cumhurbaşkanının önerilerini esas almak anlamına gelir. Bu konuda ısrarın sonucu ise Merkez Bankası bağımsızlığı acısından yeni bir test olacaktır,”

Sonra o dostumun Mehmet Şimşek’in son açıklamalarına değindi:

“Ali Babacan ile Mehmet Şimşek uzun süre disiplinli bir maliye politikası yürüttüler. Bununla ülkemiz krizleri daha kolay atlattı. Mehmet beyin bütçe disiplini konusunda söylediklerini bu açıdan  ciddiye alıyorum. Bir süre öncesine kadar Bakanlığı sırasında satır aralarında söylediklerini, şimdi çok daha net, açıklıkla ifade ediyor. Tek çıpa olarak bütçe disiplininin kaldığını, AB çıpasından ve siyasal istikrar çıpasından uzaklaştırımızı, 12 yıllık kazanımlarımızı kaybedebileceğimizi söylüyor. Katılmamak mümkün değil. Fakat bu uyarılar karşısında bizim yeni yapısal reformlar içeren bir programa ihtiyacımız olduğu da unutulmamalıdır. Terör bir yandan, seçim bir yandan bizim almamız gereken ekonomik kararları almamızı geciktiriyor. Oysa şartlar zaman kaybetmeden harekete geçilmesini gerektiriyor.” 

Konuştuğum sanayici dostlarım, “düşük faiz” ve “yeterli kaynağın” ekonomik büyüme açısından önemli olduğunu, fakat faizi ülkenin ekonomik şartlarına bağlı olarak piyasaların belirlediğini belirterek, “Dünyada serbest ekonomilerde, ekonominin prensiplerine, piyasa şartlarına bağlı olarak faizler oluşur. Ekonomi yöneticileri ve siyasi liderler para ve faizi belirlemede doğrudan söz sahibi olamazlar. Onlar ancak, aldıkları kararlar ve ortaya koydukları tedbirlerle yönlendirmeler yapabilirler. Bu konuda yetkin ekonomistlarin ve piyasa uzmanlarının anlattıkları, kabul görmüş, sınanmış doğrular var. İdeal olan faizin sıfır olmasıdır. Ama  faizler siyasi kararlarla değil, ülke şartlarına bağlı piyasa düzenlemeleriyle belirlenir. Düşük faizli bir ortam sağlanabilir” değerlandirmesini yaptılar.Bir sanayici dostum ise içinde bulunulan şartları belirleyen bir örnek üzerinde durarak, “Faizler siyasal emirle ne iner ne çıkar. Dün bir kamu bankasına  para yatıran bir dostum, mevduatına bu kamu bankasının yüzde 12.75 faiz uygulayacağını söyledi. Arkasından da ilave etti. O bankadan kredi faizi alacak KOBİ’ye uygulanacak faiz yükü en az yüzde 15-16’lar olur. Duyup uygulamaya kalkmamaları için yüzde 20 demiyorum.” diyerek görüşünü açıkladı.Evet, dün söz verdiğim üzere bilgili ve ilgili dostlarımdan size aktaracağım görüşler böyle. Tabii esas olan sizin kendi görüşünüz ve kararlarınız. Benim yaptığım farklı bilgileri derleyip size sunmak.Ama değişmez olan, yeni ve sürekli bir büyüme dönemine geçmek için, çok yönlü reformlar içeren yeni bir ekonomik modele ihtiyecımız olduğu...

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar