Dersimiz Beşiktaş – Trabzonspor maçı

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Beşiktaş, ligin ikinci haftası için çok zor bir maç oynadı. Derbi karakterli oyuna yüksek tempoda başlayan siyah-beyazlılar, onuncu dakikadan sonra orta alan mücadelesine dönen maçta büyük efor sarf etmeleri ve son yarım saati 10 kişi tamamlamaları nedeniyle fizik bakımdan büyük çöküş yaşadılar. Maç temposu anlamında henüz ideal seviyeye gelememiş takımlar için senaryosu bu şekilde yazılan bir maçta “yenilgi” en olağan sonuçlardan biridir. Bu sebeple Beşiktaş taraftarının takımlarına tanıdığı krediden bir şey eksilmiş değil. Öte yandan Trabzonspor karşısında alınan yenilgiden önemli dersler de çıkarabilmek mümkün. Şenol Güneş’in kişisel notlarına bulabildiği en kara kalemle yazması gereken ders, Beşiktaş takımının mevcut taktik düzende (4-2-3-1) Olcay, Quaresma, Gökhan üçlüsünden yalnız ikisini oynatıp, “on numara” pozisyonunu da Oğuzhan–Sosa ikilisinden birine teslim etmesi gerektiğidir. Olabildiğince net şekilde görüldüğü üzere “oyunculara yer açayım” hissiyatıyla hareket etmek, Beşiktaş’ı bilinen futbol karakterinden fersah fersah uzaklaştırıyor. Bunu yapmak yerine kulübeye çekilecek futbolcuyu küstürmemeye ve mental anlamda takımın içinde tutmaya çalışmak çok daha etkili sonuçlar verecek. Bu üç oyuncu santrforun gerisinde birlikte oynadıklarında sürekli olarak birbirlerinin bölgelerine deplase olarak, kaptırılan toplarda savunma zafiyeti yaşanmasına da neden oluyorlar. Orta alana yapılacak muhtemel “8 numara” transferinin ardından artık Beşiktaş’ta taşların yerlerine oturtulması ve fazlaca kıpırdatılmaması gerekiyor.

Karşılaşma öncesi yayınlanan “Maçın kaderini Şota belirleyecek” başlıklı analizimizde, nihai sonuca etki edebilecek aktörler içerisinde en üste Trabzonspor Teknik Direktörü Şota Arveladze’nin ismini yazmıştık. Doğrusunu söylemek gerekirse, maçın gelişimi kendisine epeyce yardım etmekle birlikte, Gürcü teknik adamın, bir teknik direktör takımına ne kadar müspet etki edebilirse Trabzonspor’un aldığı sonuçta o kadar etkili olduğunu düşünüyorum. Savunmada kanatları kapatan kompakt yapı, Mbia ile Oğuzhan üzerinde baskı kurulması, N’Doye’nin duvar olarak kullanılması ve bek-stoper arasına Erkan ile Yusuf’un kaçırılması… Tüm bunlar Şota’nın hafta içi dersine iyi çalıştığını gösteren emareler oldular ki, 90 dakika sonunda ortaya çıkan skor da bunu doğrular nitelikte. Trabzonspor sol bek ve stoper bölgesindeki sorunlarını çözebilirse ve kenardan bu şekilde pozitif idare edilirse ligin başa güreşen takımları arasına adını yazdırır. Beşiktaş’ın ise Veli ve Tolgay’ın eksikliğinden doğan boşluğu en kısa zamanda transfer yoluyla çözmesi ve nitelikli isimlere yönelmesi gerekiyor. Şenol Güneş benim fazlasıyla inandığım bir teknik adamdır. Tecrübeli çalıştırıcının bu maçı sezon boyunca kulağına küpe yapacağını ve taktik disiplini oyuncuların kafalarına bir şekilde işleyeceğini düşünüyorum. Beşiktaş iki kere ikinin dört yapmadığı futbol enstantanelerinden birini yaşadı ama bunu düzeltmenin yolları var. Şimdilik paniğe kapılacak bir durum yok.

Son olarak karşılaşmanın hakemlerine değinmek gerek. Bir dönem Mete Kalkavan’ın arkasından esen rüzgârla şimdilerde Ali Palabıyık yelkenlerini şişirmiş görünüyor ama bu yönetimle varacağı yer uçurum olur. Öncelikle kart ve avantaj kararları üzerine epey çalışması şart. Quaresma’nın attığı golden önce top durmadan Beşiktaş oyuna başlıyor ki, bunu es geçmek hakemliğin alfabesini unutmak sayılır. Ayrıca Quaresma’ya gösterdiği ikinci sarı kart teoride doğru olmakla birlikte aynı düdük hassasiyetini ve kart standardını ligdeki diğer büyük takımlara karşı tutturabilecek mi, bunu da ilerleyen zaman bize gösterecek. Kendisine tavsiyem bol bol maç seyretmesi hatta imkânı varsa futbol oynaması. Aslında Ali Palabıyık vakti zamanında amatör ligde kaleciymiş ama Futbol Federasyonu resmi sitesi bile kendisiyle yaptığı röportaja şöyle bir giriş cümlesi koymuş:

“Küçük yaşta, pek de yetenekli olmadığı futbolculuk macerasını sonlandırdıktan sonra hakemliğe adım attı.”

Ali Palabıyık’a kötü bir haberim var. Kural kitabını bilmekle, yetenekli hakem olmak da bambaşka şeyler galiba.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016