En hızlı büyüyen ülke…

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Merkez Bankası (MB) faizleri sabit bıraktı… 

Gerekirse ilave sıkılaştırma yapacağını da vurguladı…

* * *

MB’nin bu kararının büyümeyi olumsuz etkileyeceği yönünde kaygılananlarımız ağırlıkta…

Büyüme hızı dikkate alındığında Hindistan, 2015’te Çin’i geçerek sürpriz yapmıştı…

2015’in son çeyreğinde yüzde 7.3 ile rekor büyüme gerçekleştirmiş ve 2.2 trilyon dolarlık bir ekonomi haline gelmişti…

2017 yılı son çeyreğinde de yüzde 7.2 büyüyerek, yine Çin’i geçmiş ve 2.6 trilyon dolarlık bir ekonomi olmuştu…

Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7.7 büyüyen Hindistan yeni bir rekora imza atmıştı…

Ve 3 trilyon dolarlık bir ekonomi haline gelmeyi 2020 hedefi olarak belirlemişti…

* * *

2015 yılına kadar yavaş büyüme sergileyen Hindistan’da ne olmuştu da bu rekor büyümeler sağlanmıştı?

İş dünyası yanlısı politikalar benimseyen Başbakan Narenra Modi, bu havanın yakalanmasında önemli rol oynamıştı…

Maliye Bakanı Arun Jaitley, bütçe açığını azaltmak, altyapıya yatırım yapmak, yerel tasarrufları artırmak için ciddi bir plan açıklamıştı…

Devlet küçültülmeye çalışılmış, kabine üyelerinin sayısının azaltılması için karar alınmıştı…

Ancak, kamu bankaları aracılığıyla artırılan kredilerin büyük bölümü üretime gitmemiş, inşaat yatırımlarını ve ithalatı körüklemişti…

Yani büyüme inşaat sektörü, tüketim ve ithalat artışıyla gelmişti…

Ve bu yüksek büyümeler, istihdam yaratmamıştı…

* * *

MB Başkanı Urjip Patel durumu gördü…

Sıkılaştırma yönünde adımlar attı…

Patel para politikası ile son 2 yılda rezervleri artırmış, kamu bankalarının kötü kredilerini sert bir yaklaşımla eleştirmiş, kamu bankalarının 120 milyar dolarlık batık kredisi ile uğraşmış ve yere daha sağlam basılmasını talep etmişti…

Hükümet ise Patel’e yeni MB yasası çerçevesinde, zayıf bankalar için sermaye zorunluluklarının azaltılmasına ve küçük-orta ölçekli işletmeler için kredilerin gevşetilmesine kadar çeşitli alanlarda mektuplar göndermeye başladı…

Ve Patel 2 yıllık görevinden istifa etti…

Rajan’da bu baskı nedeniyle istifa etmişti…

* * *

Oysa…

1.3 milyarlık nüfusun yarısından fazlasının 25 yaş altında olması ve 2020 yılında yaş ortalaması ile dünyanın en genç nüfusuna sahip olacak olması Hindistan’ın büyüme konusundaki en büyük avantajıydı.

Ve bu gençlere iş alanları yaratmak gerekiyordu…

Hindistan’ın diğer avantajını da, dünyanın en güçlü entellektüelleri arasında gösterilen Hindistan’ın onuncu Cumhurbaşkanı K.R.Narayanan’ın kızı Chitra Narayanan’la, yaklaşık 10 yıl önce Ankara Büyükelçiliği yaptığı dönemde yaptığım sohbette öğrenmiştim.
Hindistan mucizesini ‘eğitim’e bağlamıştı Narayanan.

Hindistan’da eğitim almanın ‘çok ucuz’ olduğunu ve en fakir ailelerin dahi çocuklarını koleje gönderdiğine dikkat çekmişti. Günlük yayınlanan ve sayısı 40 binleri bulan dergi ve gazetelerin toplam tirajının 150 milyonu aşmasını ise okuma ve bilgilenmeye yönelik alışkanlığın göstergesi olarak sunmuştu.

Dünyanın en büyük 500 şirketinin tamamının Hindistan’da faaliyet gösterme isteğini de Hindistanlıların aldığı dil eğitimine bağlamıştı Narayanan ve bu gençleri doğru yönlendirerek üretim ekonomisini büyüteceklerini, yüksek tasarruf oranına ulaşılacağını ve 10 yıl içerisinde dünyanın ilk 3 ekonomisi arasına gireceğini iddia etmişti…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar