Mobilya sektörü geç de olsa “stratejik sektör” oldu

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI hilmideveli@gmail.com

Geçtiğimiz günlerde TOSYÖV Başkanı Yalçın Sönmez, yardımcısı İhsan Beşer ile birlikte Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nu ziyaret ettik. Ziyaret günü iç siyasette sıcak saatlerin yaşandığı günlerdendi. Bu süreçte bakanın siyaset gündeminin dışında kalması ve özellikle projelere odaklanmasında en büyük etken akademik dünyadan ve İSKİ Genel Müdürlüğü’nden siyasete gelmesiydi. Veysel Hoca, bakanlığının su yönetimine ilişkin değerlendirmelerinden sonra sözü yeni uygulamaya koyduğu projelere getirdi. Projelerden ilki Türkiye’nin bitki örtüsü anlamındaki zenginliğini değerlendirmek amacıyla “Afyonkarahisar Tıbbi ve Itri Bitkiler Merkezi”nin kurulması, ikincisi Türkiye’de ilk olarak Sapanca Gölü kenarında çeşitli tesislerden oluşan “Fidan ve Süs Bitkileri Borsası”nın kurulması, üçüncüsü ise TOBB Başkanı ve sektörün temsilcileri ile birlikte mobilya sektörünün ”stratejik sektör “olarak seçilmesiydi. 

Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun anlattıklarının tümü elbette çok önemliydi. Ancak daha çok ilgimi çeken ise ağırlığı KOBİ’lerden oluşan mobilya sektörünün yıllar sonra stratejik sektör olarak seçilmesiydi. Mobilya sektörünü KOSGEB Başkanlığım sırasında yakından tanıma fırsatı bulmuş, 1995 yılında Ankara İskitler’de ve İzmir Kısıkköy’de sektöre katkıda bulunmak amacıyla merkez açmıştık. Kayseri, İnegöl, İstanbul Modako, İzmir Kısıkköy’ü uzmanlarımızla birlikte gezmiştik. Sektörün, istihdam, yaratılan katma değer ve ihracaat boyutuyla ülkemiz genelinde potansiyelini fark ettiğimizde o zamanın deyimiyle “öncelikli sektör” olarak kabul edilmesi için çok çaba göstermiş ancak başarılı olamamıştık. 

O günlerden bugüne gelindiğinde mobilya sektörümüzde ülke genelinde toplam işyeri sayısının 16 bin 915’e; çalışan sigortalı sayısı 116 bin 860 kişiye ulaşması, 2013 yılında 800 milyon dolar ithalata karşılık 2,2 milyar dolar ihracat, 2014 yılında ise 900 milyon dolar ithalat ve 2,7 milyar dolar ihracat yapılacağı ön görülüyor olması geçekten sevindirici gelişmelerden biri olarak görülmelidir. Hemen hemen Türkiye’nin her ilinde ve pek çok ilçesinde mobilya üretimi yapılmasını girişimcilik ve istihdam yönünden olumlu olarak görmekle birlikte haksız rekabete neden olabilecek koşullar mutlaka disipline edilmelidir. 

Örneğin bazı verilere göre sektörde çoğu küçük atölyelerden oluşan 65 bin civarında mobilya imalat ve satış noktası olduğu bunun da sektörde yüzde 50-60’a ulaşan kayıt dışılık olduğu tahmin edilmekte olduğu bilgisi yer almakta. 

Sektörde, 2013 verilerine göre; İstanbul’da 4 bin 353, Bursa’da bin 549, Ankara’da 2 bin 156, İzmir’de bin 642, Kayseri’de 760 olmak üzere orta ve büyük işletmelerde üretim yapılmaktalar. Türkiye’deki ekonomik ve sosyal gelişmeler, özellikle büyük kentlerde kaliteli, fonksiyonel ve modern mobilya taleplerini artırmış, bu gelişmeler sektöre ve ülkemiz ekonomisine ivme kazandırmıştır. Sektördeki olumlu gelişmeler mobilya ihracatımıza da yansımıştır. Mobilya sektörümüzde 214 ülkeye ihracat yapılmasını olumlu bulmakla birlikte dünya sıralamasında 19. Avrupa ülkeleri sıralamasında ise 14. sırada yer alması sektörün istenilen yada beklenilen hedefl erin çok gerisinde olduğunu göstermektedir. Mobilya üretiminde dünyada bulunduğumuz yeri gösterir verilere bakıldığında ; Çin yüzde 25’lik oran ile açık ara önde olup ABD yüzde 15, İtalya yüzde 8, Almanya yüzde 7 payları ile öne çıkan ülkelerdir. Bu dört ülke dünya mobilya üretiminin yarısından fazlasını gerçekleştirmiştir. Diğer büyük üreticiler olan Japonya, Fransa, Kanada, Birleşik Krallık ve Polonya yüzde 3 paya sahip... Türkiye yaklaşık yüzde 1 pay ile Brezilya ve Vietnam’dan sonra gelmektedir. Son 15 yılda hızla gelişen ve büyüyen sektörümüzün dünya sıralamalarında üst sıralara çıkabilmesine yönelik “TOBB sektör raporu”nda yer alan bir bilgiyi de sizlerle paylaşmak istiyorum. 

“Türkiye mevcut potansiyelinin ve stratejik pozisyonunun önemini kavrayıp tanıtım faaliyetlerini ve bire bir ilişkilerinin etkinliğini ve sürekliliğini artırabilirse, uluslararası mobilya pazarında daha iyi pozisyon elde edebilir. 2023 yılı için öngörülen projeksiyonlara göre Türkiye mobilya endüstrisi dünya sıralamasında ilk 10, Avrupa da ise ilk 5 en büyük mobilya üreticisi olacaktır. Türkiye, payına düşeni alabilmek için mevcut sorunlarını çözerek rekabet gücünü artırmalıdır.” denilmektedir. Gecikilse de, mobilyada “stratejik sektör” kararı doğru ve yerinde bir karardır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar