OVP ve dış güçler…
"Olacak galiba!” psikolojisi, “Nasıl olsa olmuyor!” psikolojisinden daha fazla tetikliyor girişimi…
Hatta her türlü girişime yönelik birinin dip yaptırdığını, diğerinin ise diri tuttuğunu anlatıyor psikoloji kitapları…
★ ★ ★
Önceki gün açıklanan Orta Vadeli Program’ın (OVP) içerik olarak diğer programlardan farklı olmadığı söyleniyor…
Öyle düşünenlerin haklı tarafları çok…
Ancak makro hedeflerin, “Olacak galiba!” hissi verebilecek seviyelere çekilmesi, yılların algı bozukluğunu tedavi edecek, girişim potansiyeline farklı bir ivme kazandıracaktır…
Bizi, “Nasıl olsa olmuyor!”,
“Nasıl olsa olmayacak!” gibi dip yaptıran psikolojiden kurtaracaktır…
Hiç olmazsa bir başlangıç olacaktır…
★ ★ ★
“Daha başlamamış mıydık?”
Başlamamıştık…
Hayal dünyasındaydık… Bırakın 1 yıllık hedefl eri, altı aylık, üç aylık, 1 aylık, hatta 1 haftalık hedefl erini tutturamayan bir ülkenin, yöneticisinden işverenine, çalışanından çalışmayanına kadar her bir vatandaşının, “Başladık ve iyi gidiyorduk” şeklinde konuşabilmesi, başka türlü nasıl açıklanabilir?
★ ★ ★
Her şeyde dış güçleri suçluyoruz ya…
Ekonomimizdeki iyi zamanları sağlayanlar da maalesef biz değil, o dış güçler…
40 yıldır, “Yatırım iklimini geliştirmemiz gerekiyor.”, “Reformları hızlandıracağız.” diyenler değil…
★ ★ ★
“Kabul edenler, etmeyenler” denildiği zaman, etmeyenleri saymayı bir kenara bırakın, etmeyenlerin tarafına dahi dönülmeyen bir TBMM’de, hiç olmazsa bir vergi reformu yapılamaz mıydı?
Maalesef yapılmadı…
★ ★ ★
Dün olduğu gibi…
Amerika Merkez Bankası’nın (Fed) Eylül ayı toplantı tutanakları yetişti borsamızı kurtarmaya!
Günü kurtardık! “
Reform” sözünü, Fed’in faiz artırılacağına yönelik açıklamasına kadar unutabiliriz artık!
★ ★ ★
Şunu söyleyemiyoruz kendimize… “Hedef koyarak başlıyoruz…
Hedefe uzaktan yakından yaklaşamıyoruz…
Neden?
Demek ki adım atmıyoruz…
Önlem almıyoruz…
Çalışmıyoruz…
Ve hep dışardan bekliyoruz…
Dışardan gelen olumlu şeyleri sahipleniyor, olumsuzları ise dış güçlere pas ediyoruz…
Genelimiz bu düşüncede olduğu için, yüzümüz kızarmıyor, patinajlarla hayatımızı idame ediyoruz.”
★ ★ ★
Patinaj sırasında da doğal olarak gel git yaşıyoruz…
Örnek mi?
Önce, “Yeşile boyadıkları kağıtlarla gelip malımızı, hizmetimizi alıyorlar.” diyoruz…
Sonra, daha fazla kağıdı yeşile boyayıp, bize göndersinler diye dua ediyoruz!
Örnek mi?
Önce, “Yerli malını teşvik edelim, kamuda yerli malı kullanıp, sanayimizi geliştirelim” diyoruz…
Sonra bürokratı, “Neden kalitelisini almadın.” diye süründürüyoruz!
Örnek mi?
Önce, “Buraya yatırım yapın size büyük avantajlar sağlayalım” diyoruz…
Sonra, 10 kilometre ilerisine daha fazla yatırım avantajı sağlıyor, hem mevcut yatırımı bitiriyor, hem güven zedeliyor, hem tasarruf edebildiğimizi de çöpe atıyor, israf ekonomisini tetikliyor, verimlilikten uzaklaşıyoruz…