TTIP dışında kalmak ne anlama gelir?

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

TTIP, ABD ile AB’nin arasında müzakeresi süren Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı anlaşmasının kısa adı. Bu konu uzun süredir gündemimizde ve biz de dahil olmak istiyoruz. Ama henüz gereken önemi verdiğimiz söylenemez. 

Geçenlerde Hakan Güldağ, “Türkiye TTIP’in kozlar savaşının neresinde?” başlıklı yazısında TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun Washington’da ABD Başmüzakerecisi Daniel Mullaney ile görüşmesini ve bizim de müzakere sürecine dahil edilme isteğimizi ele alan bir yazıda konuyu etrafl ıca ele almıştı. Bu biraz umut verici bir durumdu... 

Ama onun ardından ABD Kongresi Araştırma Servisi üyelerinin raporundaki umutsuzluk yaratan söylemleriyle karşılaştık: 
“ABD’nin mevcut durumu ve TTIP müzakerelerinin karmaşıklığı nedeniyle AB tam üyeleri dışındaki partnerlerin, ülkelerin sürece katılmaları anlaşmayı zorlaştırır. Türkiye ile ayrı STA yapmak yerine zaman içerisinde TTIP içinde yer alabilmesi düşünülmelidir.” 

Bu çıkmaz ayın son çarşambası TTIP’e üye olabileceğimiz anlamına gelen söylemi nasıl okuyabiliriz? 

Bunun için AB-ABD TTIP müzakerelerinin sonlanması ile ortaya çıkacak tabloya bakmalıyız. Bu da bizi öncelikle, Amerika’nın ilkini 1986 yılında İsrail ile imzaladığı bugün sayıları yirmiye yaklaşan ülke STA’ları ve 5 grup ülke ile yaptığı serbest ticaret anlaşmalarını öğrenmeye götürür. 

Bunun anlamı kısaca şudur. TTIP imzalandığında ABD ile anlaşmaları olan 100’ü aşkın ülke ve yeni müzakeresini sürdürdüğü ülkelerin de eklenmesiyle, mallarını AB’ye gümrüksüz sokarlarken, AB malları da o ülkelere gümrüksüz girecektir. 

Peki anlaşma sonrası biz TTIP’e dahil olmazsak bizim durumumuz ne olacaktır? 

AB’den imtiyaz alan Amerika başta bu 100’ün üzerindeki ülke sıfır gümrükle ülkemize mal sokarlarken, biz onlara mal gönderdiğimizde “üçüncü ülke” muamelesiyle gümrük vergilerini ödemek zorunda kalacağız. 
Daha anlaşılır tabirle bizim ülkemiz 100’ün üzerinde ülke için bir “açık pazar” halini alacaktır... 

Olaya sadece Amerika açısından bakarsak görünen manzara da şöyle olur: İlk ticari ilişkimizin 239 yıl öncesine dayandığı Amerika ile 2002 yılında dış ticaretimiz 3.6 milyar dolar iken, şimdi 20 milyar doları aşkın seviyeye ulaşmış durumda. Hiçbir ticari ayrıcalığımız, QIZ gibi Nitelikli Sanayi Bölge avantajımız olmayan bu dış ticaret ilişkisinde bizim ihracatımızın ithalatı karşılama oranı yüzde 20’ler seviyesinde. Bu nedenle Amerika yılda 15 milyar doların üzerinde dış ticaret açığı verdiğimiz bir ülke. 

ABD-AB arasında bizim dışında kaldığımız bir TTIP imzalanması halinde Amerika ile dış ticaretimizde yaşayacağımız olumsuzluğun nereye varacağını varın siz düşünün... Doğaldır ki zararın asıl büyüğü Amerika ile sınırlı kalmayıp TTIP’e bağlı olarak bize gümrüksüz mal gönderme imkanı elde edecek onun STA’lı olduğu 100’ü aşkın ülkenin dış ticaretinde uğrayacağımız zarar olacaktır. Hatta hiç düşünmeyin siz de benim gibi işin içinden çıkamazsınız...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar