Uluslararası yatırım fonları sermayeyi millisizleştiriyor...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Ülker’in son uluslararası fonların önerisiyle 3.2 milyar dolara 170 yıllık İngiliz firmasını satın alması üzerine son on yılda ülkemize gelen doğrudan yatırım ve işadamlarımızın yurt dışı yatırımlarının büyüklüğüne baktım. Yurt dışına yatırım yapan bazı dostlarımla yatırımlarının nedenlerini konuştum. 

Konuştuğum birçok sanayici dostum son zamanda ya şirketlerine yabancı ilgisinden söz ediyorlar. Ya da kendilerine uluslararası fonların sektörlerinde yurtdışı firma teklifleri sunduklarından söz ediyorlar. Eskiden ülkemize yabancı sermaye girişlerinden söz ederken, şimdi son olarak Ülker’in,  170 yıllık İngiliz firmasını 3.2 milyar dolara satın alması gibi, bizim firmalarımızın uluslararası fonların kendilerine sunduğu imkanları değerlendirdiklerini görüyoruz.

Bu önemli satın alma sonrası son on yılda ülkemize gelen doğrudan yabancı yatırımın ve bizim işadamlarımızın yurt dışı yatırımlarının ne olduğuna baktım. 2004 yılından bu yılın ilk 8 ayı sonuna kadar ülkemize 93 milyar 154 milyon dolarlık yabancı sermaye girişi olmuş. Buna karşılık bizim iş adamlarımız  yurtdışı yatırımları, yani doğrudan sermaye çıkışımızda 27 milyar 20 milyon liraya ulaşmış. Buna göre ülkemize gelen doğrudan yabancı sermayenin yüzde 28.2’si kadar, bizde yurt dışına yatırım için aktarmışız. Bunda Ülker’in son yurt dışı alımı yer almıyor. 

Yurt dışına yatırım yapan dostlarımla bu yatırımı cazip kılan sebepleri sorduğumda şunların üzerinde durdular:
-Lojistik çok pahalı, ürün sattığımız pazarda üretim yaparak bu alanda avantaj sağlıyoruz.
-Üretim yaptığımız ülkede o ülkenin şirketi olmanın getirdiği imkanlardan yararlanıyoruz.
-Son dönemlerde sayıları artan ülkeler arası Serbest Ticaret Anlaşmaları nedeniyle, bu anlaşmaların dışında kalarak üçüncü ülke üreticisi olmanın getirdiği engelleri yatırımlarımızla aşıyoruz.
Konuştuğum iki yurt dışına yatırım yapan dostum, “Tedarikçisi oldukları uluslararası firmaların, tedarik ve lojistik kolaylığı için, kendilerini Amerika kıtasına yatırıma zorladıkları için yatırım yaptıklarını” açıkladılar.
Yurt dışına yatırımın zorluk ve kolaylıklarını sorduğumda şu görüşleri dile getirdiler:
-Üretim kültürü farklılığı nedeniyle ekibi kurmak ve uyum sağlamak çok zor.
-O ülkenin bürokrasisine uyum sağlamak kolay olmuyor.
-iş sağlığı iş güvenliği koşullarındaki farklılıkları öğrenip uymak gerekiyor.
-İlginç mevzuatlar ve standartlarla karşılaşabiliyorsunuz.
-Bunlara karşı bazı ülkelerde yatırım yaparken istihdam yaratacağınız için  önemli yatırım destekleri, kredi imkanları gibi maddi destekler veriyorlar. Valiler ve belediye başkanları da bölgelerinin seçimi için manevi olarak sizi  yüreklendiriyorlar.  Özellikle bizdeki 5.6. bölgeler gibi fakir bölgeler arasında yatırımı çekmek için önemli rekabet oluyor.

-Bizde OSB’lerdeki yatırımlarda belli imkanlar var. Ama OSB dışı yatırımlarda ÇED raporu, imar zorluğu, çok sayıda kurum izni gibi birçok zorluk ve bürokratik engel söz konusu. O yüzden yurt dışında yatırım yaparken yerel yönetimlerin gösterdikleri kolaylıklara bazen şaşırıyoruz. Bizdeki bazı zorluklar, dışardaki yatırımlarda kolaylığa dönüşüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar