Üretkenliğe dayalı Kalkınma modeli ve KOBİ’ler

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Yeni Hükümetimiz  2016 yılı Eylem planına bağlı olarak 3, 6 ay ve bir yılda yapılaacaklar listesiyle bir süre önce açıkladı. KOBİ’lere destek konularını içeren eylem planı Hükümet kuruluşu öncesi gündeme gelen 1350 eylem içeren 25 dönüşüm programındaki  bir yıl içersinde gerçekleşmesi kararı alınan konuları içeriyor.

Son dönemde dünyada çeşitli KOBİ destek programları açıklanıyor. Avrupa Birliği de KOBİ’leri geliştirmek için, yatırımlara , 3 yıl içersinde 315 milyar euroluk  kaynak ayrılacağını açıkladı. Birçok ülkede de benzeri projeler ortaya konuluyor.Bizim de üretimi geliştirmek için KOBİ’leri desteklememiz gerekiyor. Dünyada da ülkemizde de üretkenliğe dayalı kalkınma modellerinde KOBİ’lere büyük önem veriliyor. KOBİ’lerin üretkenliğinin arttırılmasının büyümede önemli rol oynayabilmesi için esas olarak taknolojik yeniliklere dayalı üretime önem verilmesinin önemi uzmanlarca belirtiliyor. Ancak, teknolojik gelişmeye ve üretkenliğe dayalı büyümenin süreklilik taşıyabileceği, aksi halde üretkenliğe dayanmayan büyümenin süreklilik taşıyamayacağının altı çiziliyor. 

Bizim de ülkemizde  yeni dönüşüm programının üretkenliğe dayalı büyümede süreklililiği sağlayacak şekilde kurgulanması gerekir. Bunun için eğitim politikalarının üretimi esas alan değişimi ve kalkınma politikalarının merkezine yerleştirilmesi önem taşıyacaktır.

Ülkemiz Cumhuiriyetin başlangıcından 2002 yılına kadar ortalama yüzde 5 büyüme sağlayarak yıllara gore inişli çıkışlı da olsa geleneksel büyümesini yüzde 5 seviyesine oturtmuştur. AKP iktidarı döneminde 2002-2015 yılları arasında da yine ilk yıllarda yüksek sonraki yıllarda düşük inişli çıkışlı yüzde 4.8’lik ortalama bir büyüme  elde edilmiştir. Son yıllarda ise yüzde 3 seviyesine gerilemiştir. 

Bakmamız gereken bir başka konu GSMH içersinde imalat sanayimizin payıdır. 1998 yılında yüzde 23.8 paya sahip imalat sanayi 2003 yılında 17.7 seviyesine gerilemiştir. 2014 yılına kadar bazı yıllar düşük artışlar gösterse de 2014 yılında yüzde 15.8 seviyesine gerilemiş durumdadır.

Bu noktada ele almamız gereken bir başka konu da ihraç ürünlerimiz yapısıdır. 2015 yılında ihraç ettiğimiz ürenlerin içersinde yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 3.4’tür. Buna karşılık düşük teknolojili ürünlerin payı yüzde 34.5, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 31.1, orta düşük teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 30.9’dur.

25 Dönüşüm programı ve ona bağlı eylem planlarıyla KOBİ’lerin güçlendirilmesi,  ile üretkenliğe dayalı bir kalkınma modeli ortaya konulmaya çalışılıyor. Bu açıdan programın doğru işleyebilmesi ve sürekli sonuçlarının kontrol edilmesi, eğitimin üretime güç verecek dönüşümü sağlayacak yapıya yönlendirilmesi, KOBİ’lerin imkanlarının artırılması ve daha gelişmiş teknolojilerle üretim yapmalarının önü açılması gerekiyor.  

Bugün içinde bulunduğumuz üretim yapısını değiştirip, geleneksel büyüme rakamımızı sürekli kılmak, ihracat yapımızı daha kaliteli ürünlerle rekabetçi kılınması için, eğitim ve üretim yapımızı değiştirmeye KOBİ’lerimizi güçlendirmeye  ihtiyacımız vardır. Bu yönde bütün üretici güçlerin bunun gerçekleşmesi yönünde destek vermeleri başarı için gereklidir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar