Adaylar belli olmaya başladı, propaganda döneminde tavırları ne olacak…

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Adaylar belli olmayla başladı. Propaganda dönemi başlayacak. Bu konuda liderlerin genel siyaset içerikli çatışmalı söylemleri sürüyor. İş dünyasından dostlarım yerel ve proje bazlı propagandanın doğru olacağını söylüyorlar. Bu konuyu İstanbul adaylarından beklentime dayalı ele aldım.

Yerel seçim için partilerin ve ittifakların işbirliği yaptıkları alanlar netleşmeye başladı. Bazı büyük kentler dışında adayların önemli bölümü de belirlendi. Şimdi gözler partilerin propaganda dönemlerinde nasıl bir tutum alacaklarına çevrildi.

Anadolu’nun çeşitli kentlerindeki iş dünyası temsilcileri ile yaptığım sohbetlerde nasıl bir propaganda yapılması isteğinde olduklarını sorduğumda, yerellik ve proje bazlı yarışma yapılması yolunda beklentilerini dile getirdiler. Örnek olarak bir İstanbullu sanayici dostumun görüşünü, benim propaganda konusunda beklentimi ve siyaset stratejisti dostumun düşüncelerini ele almak istiyorum:

Önce İstanbullu sanayici dostumun söyledikleri:

“Partiler adaylarını belirleyip sahaya çıkıyorlar. Şimdi benim en önemli beklentim, iktidar ve muhalefet liderlerinin son dönemdeki konuşmalarında yer alan, çatışmalı üslubu terk etmeleri. Geçmişe dönük örneklerle genel suçlayıcı açıklamalar yapmaları yerine, kentlerin yerel sorunlarının çözümüne dönük propaganda yapmaları için adaylarına proje bazlı söylem önermeleri. Kendilerinin de gerginliği artırıcı değil, havayı yumuşatıcı bir üslup benimsemeleri.

Bunun için ben liderlerin seçimlere kadar Salı günkü Meclis gruplarında yaptıkları toplantılara son vermelerinin yerinde olacağını düşünüyorum. Ama gördüğüm kadarıyla liderler ve yakın çevreleri, çatışmalı söylemleriyle kendi tabanlarını konsolide edecekleri inancıyla hareket ediyorlar. Bu ise toplumdaki kutuplaşmayı artırıcı, seçim söylemlerinde yerellikten ve proje bazlı anlatımdan uzaklaştırıcı sonuç verir. Bundan uzak durulmalıdır. Tabi bu konuda halka ve medyaya da düşen görevler var. Onlar da siyasilerden yerel sorunlara çözüm önerilerini içeren projelerinin neler olduğunu talep etmeliler” diyerek beklentisini ortaya koydu.

Ben, İstanbul büyükşehir adayları açısından baktığımda, iki adayın proje bazlı ve yerel ağırlıklı bir propaganda yapacaklarına inanıyorum. Cumhur İttifakının henüz açıklanmamasına karşın adayının Binali Yıldırım olduğunu kabul edersek, Binali Bey, empati yapmasını bilen, anlatımında espriyi eksik etmeyen bir siyaset adamıdır. Ayrıca, siyasal kimliği ulaştırma alanında yaptığı projelerle oluşmuştur.

Onun karşısında Millet İttifakı adına yer alacak aday Ekrem İmamoğlu da ilçe belediye başkanlığı döneminde yaptığı yerel projeleriyle öne çıkmıştır. Adaylığının, kesinleşmesinin ardından yaptığı konuşmada da, ilk sözleri bir mega kent olan İstanbul’un ulaşımdan kentsel dönüşüme sorunları olduğunun altını çizerek, seçilmesi durumunda İstanbullularla birlikte sorunlara çözüm üretecek projeler geliştirme kararında olacağını açıkladı.

O nedenle Cumhur ve Millet ittifakının liderlerinin çatışmalı, genel siyasete ilişkin söylemleriyle ortada durmamaları gerektiğine, yerellik ve proje bazlı propaganda ile yarışmanın doğru olacağına inanıyorum.

Bu düşüncemi ortaya koyup siyasal stratejist dostuma "Bu yerel seçim döneminde nasıl bir propaganda yapılması ağırlık taşıyacaktır" diye sordum. Aldığım yanıt şöyle oldu:

“Gönül ister ki dediğin gibi olsun. Ama adaylar propagandalarını bir stratejiye bağlı hazırlamak durumundadırlar. Strateji adaya ve söylemine uygun olmalıdır. Bu bazıları için projeye dayalı olabilir. Bazıları içinse değerler üzerine strateji kurup ona göre propaganda yapmak daha yararlı kabul edilebilir.”

Bakalım hangi adaylar, proje bazlı, yerel ağırlıklı bir propaganda yöntemini seçecekler, hangi adaylar değerler üzerine strateji kurarak yarışacaklar...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar