Adayların söylemleri yumuşak liderlerin söylemleri sert

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Liderlerin söylemleri sert, adaylarınki yumuşak. Liderler biraz da ittifakların ne sonuç vereceğinden emin olmadıkları için birbirlerine sert söylemlerle kararsızları azaltmak, safları sıklaştırmak istiyorlar. Adaylar ise sahadan aldıkları bilgilerle çatışmadan uzak, proje bazlı bir söylemle yarış sürdürüyorlar…

Yerel seçimlere iki aydan az kaldı. Çok az sayıda daha ziyade küçük şirketlerin anketleri yayınlanıyor. Onlar için de taraflı olduğu iddiaları yaygın. Büyük firmalar, özellikle büyük kentlerin adaylarının geç açıklanması nedeniyle sahaya yeni inebildiklerini bir iki hafta sonra anket sonuçlarını açıklayabileceklerini belirtiyorlar. Buna karşın adaylar sahadalar. Geziyorlar. Birbirlerine karşı söylemleri de sertlikten uzak. Ağırlıklı olarak projelerini yarıştırmaya yönelik konuşuyorlar.

Oysa, liderlerin söylemleri sert ve kırıcı. Liderlerin yakın çevreleri de adaylar gibi değil liderler gibi sert ve kırıcı bir üslubu ortaya koyuyorlar.

Anadolu’nun birçok yöresinden dostumla konuştuğumda bu seçimlerin “Yerel seçimler” olduğunun altının çizildiğini, yerel sorunlara çözümlerin ortaya konularak adayların yarışmalarını beklediklerini, bunun doğru olacağını düşündüklerini belirtiyorlar.

Oysa liderler, yerel sorunlardan çok ağırlıklı olarak, iç siyasette “Ekonomi” , “terör” gibi konularda başarı ve beceriksizlik tartışmaları ile dış politikada “Suriye”, “Amerika ve Trump” gibi konularda birbirlerini suçlayıcı görüşler ortaya koyuyorlar. Çatışmalı ve tartışmayı yukarı çeken bir üslup söylemlerine hakim oluyor.

Bir siyaset bilimci dostuma adayların ve liderlerin söylemleri arasındaki bu farkın nereden kaynaklanabildiğini sordum. Aldığım cevap şöyle oldu:

“Liderlerin söylemi ittifakları içerisindeki grupların sıkılaştırılmasına dönük. Eldeki veriler ittifaklar nedeniyle liderlerin partilerinin bütün seçmenlerini konsolide ettirmediğini gösteriyor. Sandığa gitmeyecekler ve kararsızların oranlarının yüksek olması sanırım onları genel meselelerde konuşmaya ve birbirlerini suçlamaya yöneltiyor. Böyle yaparak ittifaktan doğan sorunların önüne geçip, partilerinin seçmenlerini bir araya toplayacaklarını düşünüyor sanıyorum… Adaylar ise bir süredir sahadalar. Sahadan algıladıkları çatışmanın tırmandırılmadan, yöresel sorunlara çözüm öneren projeler üzerinde yarışmaları gerektiğini görüyorlar.. Liderler saflarını sıklaştırmak için sert söylemi tercih ediyorlar. Adaylar saha gördükleri vatandaşın yeni çatışma istememesine yanıt olacak, projelere dayalı söylem üreterek yarışmak istiyorlar.”

Bunun üzerine aklıma gelen soruyu sordum: 31 Mart’a kadar liderlerin söylemi mi ağırlık kazanır, adayların söylemi mi?

Buna aldığım cevapta şöyle oldu: "Liderler ikisi arasında gidip gelecek bir söylem içerisinde olacaklar. Kimi zaman sert söylemle birbirlerini suçlayacaklar. Kimi zaman yerel ziyaretler sonrasında onlar da kentsel proje söylemine ağırlık verecekler. Adaylar ise bana göre ağırlıklı olarak yerel ve proje ağırlıklı söylemlerini sürdürecekler.”

Liderler ve adayların söylemlerindeki ton farkının nedenlerini siyaset bilimci dostum böyle ortaya koydu. Bakalım önümüzdeki iki ayda liderlerin ve adayların söylemleri ne yönde sürecek…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar