Alibaba’nın krizi

Cem KÜTÜK
Cem KÜTÜK Tersi Düzü cem.kutuk@dunya.com

Halka açık şirketlerde bazen -çeşitli nedenlerle- şirketin içsel değeri ile piyasa değeri arasında ciddi fark oluşur ve bu ne yaptığını bilen yatırımcılar için fırsat oluşturur. Normal şartlarda bu fark şirket performansı veya yatırımcıların içsel değeri fark etmeleri ile birlikte belirli bir zaman sonra hisse fiyatının artması ile kapanır.

Bazı özel durumlarda ise yatırımcılar bu farkın kolay kolay kapanmayacağına ilişkin bir kanıya varırlar ve belirli nedenlerle bu kanı baskın hale gelerek kendini doğrulayan bir trende yol açar. 1964 yılında Çin'in güneydoğusundaki Hangzhou'da doğan, İngilizce öğretmeni Jack Ma tarafından kurulan ve günümüzde Hong Kong ve New York Borsası’na kote olan, Alibaba şirketinin 2021’den bu yana başına gelenler bu “özel durumlar”ın ilginç bir örneğini oluşturuyor.

Ma, 1995 yılında Hangzhou yerel yönetimi heyetinin tercümanı olarak ABD’nin Seattle kentine yaptığı yolculukta internet ve e-ticaret ile tanıştı.

Ülkesine döndüğünde, sınırlı internet altyapısına rağmen birkaç e-ticaret sitesi girişiminde bulundu ve başarısız oldu. Ardından Dış Ticaret Bakanlığı’nda çalışmaya başladı ve 1999 yılında bakanlıktaki arkadaş grubunu Hangzhou’ya geri dönerek, küçük işletmeler arasındaki ticarete internet üzerinden aracılık edecek Alibaba web sitesini kurmaya ikna etti.

Küçük işletmeler yıllık sabit bir ücret karşılığında Alibaba’ya üye oluyor ve diğer küçük işletmelerle ticaretlerinde güvenilir bir karşı taraf olduklarını gösteriyorlardı. Japon Softbank ve ABD’li Goldman Sachs’tan yatırım alan şirket, 2003 yılında tüketiciler arasında ticarete aracılık edecek Taobao portalini, üyelerden abonelik ücreti almak yerine reklamlara dayalı bir iş modeli ile kurdu.

Yine 2003 yılında küçük işletmeler arasındaki e-ticarette ödemelerin garanti altına alınması için kurduğu AliPay ödeme hizmeti ulaştığı hızlı ve kârlı başarının yanı sıra, ilerleyen yıllarda karşılaşacağı önemli sorunların başlangıcı oldu.

2007’de Hong Kong Borsası’na, 2014’de ise o zamana kadarki en yüksek değerleme ile gerçekleşen halka arzın (168 milyar dolar) sonucunda New York Borsası’na kote olan Alibaba, AliPay başta olmak üzere ödeme ve finans alanındaki iştiraklerini Ant Group çatısı altında topladı.

2020 yılında Ant Group’u New York’da 37 milyar dolar değer üzerinden halka arz etme kararı, Çin’in düzenleyici kurumlarının muhalefeti ile karşılaştı. Ma’nın, şirket aleyhine başlatılan rekabet soruşturmasını yüksek sesle eleştirmesi ile gerginlik arttı.

Rahatsızlığın ana nedeni, Ant’ın banka lisansına sahip olmamasına rağmen bankacılık (tacirlerin bakiyelerine faiz veriyor, onlara ticaret kredisi sağlıyordu) yapması, üstelik mudilere (Alipay) devlet bankalarından daha yüksek faiz vererek “sistemi bozması” idi. Ma’nın önceki başkanın akrabaları ile olan yakınlığı ve ortaklığının da yönetimde rahatsızlık yarattığı dedikoduları da mevcuttu.

ABD’li ünlü yatırımcı Charlie Munger, AliPay’in halka arzının engellenmesini -Alibaba yatırımcısı olmasına rağmen- haklı bulmuş, ABD’deki otoritereler örnek olarak göstermişti, zira “bankacılığı bankalar yapmalıydı,” Ma “her şeye soyunmamalı, ana işine odaklanmalıydı.”

Aynı dönemde Çin’de büyük e-ticaret şirketlerinin, sahip oldukları piyasa hâkimiyetini küçük işletmeler aleyhine kullanarak yüksek komisyonlar ve keyfi giderlere katılım taleplerinden rahatsız olan düzenleyici otoritenin, rekabeti artırıcı ve platform sinerjilerini sınırlandırıcı regülasyonları devreye alması, Alibaba ve rakiplerinin kârlılığını düşürdü.

JD, Pinduoduo ve Meiutan’ın yoğun rekabet baskısıyla birlikte yaklaşık 1000 baz puan gerileyen kârlılık, özellikle bazı ABD merkezli fonların Alibaba’dan çıkmasına neden oldu. Rekabet Kurumunun “Çin e-ticaretinde hakim konumunu kötüye kullanması” nedeniyle şirkete kestiği 2.8 milyar dolarlık ceza şirketin gelecek dönemlerde elde edeceği kârlılığa dair endişeleri daha da artırdı.

Başka Trump döneminde, ABD Borsalarında işlem gören Çinli şirketlerin ABD düzenlemelerinin gerektirdiği ölçüde mali şeffaflığı sağlamaması nedeniyle, ülke borsalarında tahtalarının işleme kapatılması riskinin oluşması, Alibaba’nın hisse fiyatının bir kez daha düşmesine yol açtı. Bütün bu olumsuz haber akışının neticesinde 2020 yılında 320 doları gören hisse, 80$’a kadar geriledi (güncelde 102 dolar düzeyinde).

Yerli ve yabancı hissedarlarının yoğun baskısı altındaki şirket yönetiminin bu kriz karşısında aldığı önlemler ve attığı adımlar, içsel değeri ile güncel piyasa değeri arasında önemli fark bulunan şirketler ve yatırımcıları için yol haritası örneğini oluşturuyor. Önümüzdeki hafta bu inisiyatifleri ele alacağım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Şubattan gözükenler 13 Şubat 2024
Dört soru, bir fıkra 19 Aralık 2023