Asimetrik bilgi mi, güçlü reel sektör mü?

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen, bütçe açığının GSYH'ye oranı 2016'da yüzde 1.1'de kalmışken…

Başbakan Binali Yıldırım ve ilgili bakanlar mali politikalar sayesinde 2017'de yüzde 4.4'lük büyüme hedefinin aşılacağını söylerken…

Maliye Bakanı Naci Ağbal, ısrarla, beklenti dışında gelişen harcamalara rağmen, bütçe açığının GSYH'ye oranının 2017'de yüzde 2'nin altında kalacağına, sonrasında yeniden iyileşme sağlanacağına dikkat çekerken…

KGF ve KOSGEB gibi kuruluşların desteğiyle uygulanan mali politikalar sayesinde piyasalardaki tıkanıklık aşılmaya başlamışken…

KGF, KOSGEB ve TOBB'un "nefes kredisi" gibi destekler olmasaydı, piyasalardaki durgunluğun bedeli/maliyeti çok daha büyük olacakken…

En önemlisi, tüm bu gelişmeler beklentileri olumluya çevirip (-Ki olumlu beklentiler ve güven ekonominin büyümesinde paradan çok daha önemlidir.) çarkların dönmesine vesile olmuşken…

KGF ve KOSGEB desteklerini sorgulamaya başladık.

* * *

Sorgulayanlar, iktisat bilimindeki 'asimetrik bilgi' tezini dillendiriyor…

Asimetrik bilgiden kaynaklanan 'ters seçim' ve 'ahlaki tehlike' risklerinden, ahlaki tehlikeye dikkat çekiyor…

Kamu kefaletiyle kullandırılan kredilerin çok büyük riskler barındırabileceğinin altını çiziyor…

Borç verilen şirketin parayı gerçekçi projeler yerine, yüksek riskli projelerde değerlendirebileceği, başarısızlık halinde borcu ödeyemeyeceği, böyle bir durumda ekonominin çok daha büyük sıkıntılara gireceğini iddia ediyor…

Yanı sıra, Türkiye ekonomisinin en sağlam tarafı olan bütçe dengesinin de bu destekler ve olası olumsuz sonuçları sayesinde bozulabileceğine vurgu yapıyor…

* * *

Bu söylemlerin ilk etkisi mi?

Yeniden kazanmamız gereken güven ve olumlu beklentiler zarar görüyor…

* * *

İddiaları ve endişeleri önceki gün Ankara Temsilciliği'nden arkadaşımız Mehmet Kaya ile birlikte Maliye Bakanı Naci Ağbal'a sorduk…

Tüm eleştiri ve endişeleri dikkate aldığını ifade ederek, ayrıntılarıyla anlattı yapılanları/yapılacakları Ağbal…

Ve, "Türkiye son derece olumlu bir bütçe performansı görünümüne sahip.

Bütçe açığında 5 yıllık ortalama GSYH'nin binde 7'si. 2016'da ise 1.1 seviyesinde.

Yanı sıra kamu borcunun GSYH'ye oranı önceki dönemlerle mukayese edilemeyecek seviyeye, yüzde 72'den yüzde 28.3'e düştü.

AK Parti ve hükümet olarak şunu biliyoruz: Türkiye'nin bütçesi ne kadar sağlam olursa, ekonominin karşılaşacağı, riskler ve kırılganlıklar karşısında da o kadar dayanıklı oluruz.

O açıdan bütçe performansını bozmak gibi bir düşüncemiz asla olamaz.

Türkiye'nin bütçe açığı 2017'de yüzde 2'yi geçmeyecek" dedi.

* * *

"Reel sektör temsilcileri başta olmak üzere piyasalar tıkanmıştı. Destekler olmasaydı ne olurdu?", "Bütçe dengesi için vergi artışı gibi önlemler düşünülüyorsa, bu, bir taraftan verip, diğer taraftan almak demek değil midir?" şeklindeki soruları da içtenlikle yanıtladı Ağbal…

Ve, "2017 yılı bütçesini değerlendirirken, ekonomiyi canlandırmak üzere alınan tedbir meselesi diye bakmamak lazım.

15 Temmuz'da alçak bir darbe girişimi meydana geldi. O tarihten sonra ekonomide bir takım istemediğimiz gelişmeler de oldu.

Böyle bir ortamda, maliye politikasının da bir rolü ve sorumluluğu vardı.

Arz yönlü, seçici, sonuç alan ve geçici maliye politikası tedbirlerini devreye soktuk.

Bu desteklerin karşılığını da gördük ve üretimi hızlandırdık.

Bunun bütçeye dönüşü çok daha olumlu olacak…

Ayrıca, bütçeye ilave gelir getirebilecek ne tür yeni çalışmalar yapabiliriz diye bakıyoruz.

Şunu açıkça söyleyeyim, herhangi bir şekilde vergi, fiyat artışına neden olacak hiçbir düzenleme yapmayacağız." dedi.

* * *

İktisat bilimi 'asimetrik bilgi' gibi tezlere dikkat çekiyor ama, aynı bilim, güçlü bir reel sektörün vergi gelirlerini artırabileceğini ve bu sayede sürdürülebilir bir bütçe fazlasının sağlanabileceğini de anlatıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar